Bunu da al translate Spanish
1,675 parallel translation
Bunu da alıyorum.
También me quedo con éste.
Bunu da al!
Lleva esto contigo.
Bunu da al.
Toma, llévate esto.
Bunu da alıyorum.
Me llevo esto.
Evet bunu da al teşekkür ederim.
¿ Qué haces tu Marigold?
Ve bunu da alın.
Y llévate a este también.
Kimse bana katkıda bulunmuyor. Piyasaya daha düşük fiyatla girme fırsatı gördüm ve bunu kullandım.
Vi la oportunidad de entrar al mercado a un precio bajo y la tomé.
Bunu DNA laboratuvarına götürüp, kurbanımızın kanı olduğunu doğrulatacağız. Sonra da dosya kapanır.
Ahora sólo llevamos esto al laboratorio de ADN, para confirmar que es sangre de nuestra víctima, y luego... caso cerrado.
Sanırım, bu da babamın tanıdıklarından biri... Sakura-chan, Shirou'yu cok sımartıyorsun ve bunu o avantaji olarak kullanacak.
Ella también era una conocida de mi padre... si mimas tanto a Shirou al final acabará aprovechándose de ti.
O aynı zamanda reçeli alıp yüzüne gözüne bulaştırmayı da seviyor. Ama bu ona bunu yapmaya izin vermemiz gerektiği anlamına gelmiyor.
También le gusta mancharse la cara con miel pero eso no quiere decir que la dejemos.
Ya da bunu al ve çeneni kapa.
O toma esto y quédate callado.
- Bu benim sırrım. Kudüs'te bunu yapmayı bilen tek adam benim. Aman da aman!
- Ese es mi secreto y soy el único hombre al oeste de Jerusalem que sabe cómo fabricarla.
Sanırım bunu yapmak için bir yol buldum. Ama herşeyi ayarlamak bir ya da iki hafta alır.
Creo que encontre el modo de conseguir que ocurra, pero necesito una o dos semanas para prepararlo todo.
Ben düşünüyordum da acaba bunu arka bahçenize koyabilir misiniz?
- Me estaba preguntando ¿ creen que podrían moverla al jardín trasero?
Birazcık da sarin meraklısıyım, bunu kabul etmeliyim.
Y, un poco aficionada al sarín, debo admitirlo.
Bay Griffin'e kendisinden alınan kan ve doku örnekleri üstündeki hakları iade edilirse ve o da bunu ilaç şirketlerine satarsa ne olur, Doktor?
Doctor, si le permiten al Sr. Griffin recuperar los derechos a su sangre y tejidos descartados, y venderlos a una compañía farmacéutica, ¿ qué ocurrirá?
Sonunda ona bunu yaptıran da bu oldu sanırım.
Creo que eso se lo hizo al final.
Öyleyse, bunu artık dünyaya da gösterelim mi, Zero? Dünyayı değiştirecek hareketi.
Bueno, ¿ Deberíamos mostrarle al mundo el momento en el que Zero cambia todo?
Ya da bir uyarı olarak, ve ben bunu dikkate alıyorum.
O un aviso, y voy a oírlo.
Tamamdır, bunu da hallettiğimize göre. Benim arabamı alıyoruz.
esta bien, como tenemos eso cubierto, tomaremos mi coche.
İşte, bunu al, piştim ben burada, sende dışarıda üşüyeceksin.
Y llévate esto. Hace mucho calor aquí y probablemente tengas frío cuando salgas.
Karımla ya da evliliğimle ters giden şeyin ne olduğunu bilmiyorum ve senin aklına estiğinde buraya gelmende bunu anlamama yardımcı olmuyor.
No sé lo que pasa con mi esposa o con mi matrimonio y aparezcas aquí al azar no hace más fácil que pueda resolverlo.
Peki, farzet ki böyle bir araba pazarındasın, bunu alıp satabileceğin bir yer var mı bildiğin, ya da...
Así que, digamos que estás buscando un coche como este. ¿ Hay algún vendedor especial al que debas acudir o...?
- Bunu şimdilik görmezden geleceğim. Son on yıldır Noel ve Paskalya'da yaptıklarınızı da dikkate almayacağım.
- Voy a pasarlo por alto por ahora al igual que el hecho de que llevan diez años faltando a Navidad y a Pascua.
Ertesi gün, adamın eşi çantayı dışarıda görür ve sinirleri tepesine çıkar. " Bu adam bunu içeri götürmedikten sonra bu burada kalacak.
Al día siguiente, la mujer ve aquello, se enfada y piensa :
Al da götüne sok lan bunu sen, ibnetor!
Te voy a romper el culo, campesino.
Sonunda da, bu sabah bunu yaptı.
Al menos, esta mañána, lo tenía.
1976'da Viking Görevi tam da bunu yapmak için gezegene ulaştı.
En 1976 la misión Viking llegó al planeta para hacer sólo eso.
Yeter. Bunu da hücreye koyun.
Suficiente, métanlo al cuarto también.
- Bunu da hesaba kat bence.
Llévatelo al banco.
Diğerleri gibi bunu da atalım gitsin.
Vamos a echarlo en la nave al igual que el resto.
Demek istediğim, Gedda eski tarz bir haraç işi yapıyor gibi görünüyor... ve bunu da, polisleri maaşa bağlamadan yapamazsın.
Estoy diciendo que parece que Gedda tiene un negocio de extorsión al viejo estilo y no puedes hacerlo sin tener policías en la nómina.
Bunu sen al, bunu da sen.
- Coge esta. Y esta es para ti.
Bunu kabul etmemin tek yolu var o da her hafta iki gece alırsam olur.
La única manera de que esto funcione es si lo tengo dos noches por semana.
Chuck, ona ait gerçeğin karanlıktan dışarı yürüyerek ayak parmaklarını ısıttığını hissedebiliyordu. Kanalizasyondan gelen adam da bunu algılayabiliyordu.
Chuck podía sentir su verdad saliendo de las sombras, calentando sus pies al sol, y el hombre de las alcantarillas... podía notarlo.
1 ila 10 arasındaki bir skalada 10 rakamı, en iğrence eşit olsun. Bunu ise 8,5 ya da 9 gibi bir rakamla değerlendirebilirim.
En una escala del 0 al 10, siendo el 10 lo más repugnante, la clasificaría con un 8.5 o un 9, sólo por el aspecto.
Samui'nin takımının da bunu bilmesini sağlamalıyız.
Debemos informar al equipo de Samui, también.
İnsanların kendi taşıdıkları değerlerin farkına varmalarını istiyorum Kendi içeriklerinin hükümdarları olduklarını, bir şeyler yaratabileceklerini başka birileri bir şeyler yaratmışsa bunu paylaşabileceklerini fark etsinler. Katkıda bulunabilirler, yardım edebilirler, alıp kullanabilirler.
Quiero que la gente se d cuenta de su propio valor, quiero que se den cuenta que son los maestros de sus propios contenidos, que pueden crear, y que pueden compartir sus creaciones, pueden contribuir, pueden ayudar, pueden cogerlo y usarlo de la
'Çok yakında William'ın çocuğunu doğuracağım,'evde hoş karşılanmamı sağlayamasanız da,'kalbinizde bunu yapıp,'çocuğu kanatlarınız altına alır mısınız?
Tendré al hijo de William muy pronto, y aunque usted no pueda recibirme en casa, ¿ podría usted encontrar en su corazón un espacio para el muchacho?
Çok sayıda asker alıyordu. Bir süredir biz de bunu yapmaya çalışıyoruz.
Ha estado reclutando a muchos, y nosotros también.
Tasarıya göre bunu ulusal parka da yapacakmış.
La construccion de esta arca se asemeja al Parque Nacional.
Söylemeye çalıştığım şu ki, ben... Senede iki bin Sterlin gelir getiren mülküm var ve şu anda bunu zikretmek pek uygun olmasa da, Bayan Gresham'ın veraseti nedeniyle hatırı sayılır bir gelirim olacak.
Lo que intento decir es que... poseo una respetable propiedad de 2,000 al año... y grandes expectaciones en cuanto a la herencia de la Sra Gresham,
Bunu harcamalarınız için alın. Sancho'nun geri dönmemesini sağlayın. Ve kitabın yayım haklarını da alın.
Eso incluye el suplemento para tus guerreros, los que se dejaron lastimar por el Sancho, y derechos exclusivos para si algún día decidieras vender la historia.
Ve birkaç gün sonra da bir yan etkisi olmazsa bu dozu yükseltmeni istiyorum senden. Dikkat bozukluğum mu var yani? Ritalin, konsantrasyon sorununa faydalı olana kadar bunu bilemeyiz.
Cree que tengo déficit de atención, o No lo sabremos hasta que el Ritalin ayude al problema de concentración.
Yasa dışılık da var, Ian, bunu da biliyorsun.
Eso es escurrirle el bulto al problema, lan, y lo sabes.
Al bunu da.
Uno más.
- Oh, al o zaman bunu da!
- Vas a ver.
Tam bir kampüs klişesi. Homofobik çocuklar da böyle ilişkiler yaşar, ama hiç kimsenin bunu bilmesini istemezler.
Es un cliché de universidad, el chico homofóbico de fraternidad al que le gusta que se la metan pero no quiere que nadie se entere.
Bununla birlikte, bence çok akıllı, güzel ve tatlı bir kız. Ve bunu da kaçırırsan seni kovar onu alırız.
Sin embargo, es brillante, encantadora, adorable y si lo echas a perder nos quedaremos con ella y nos desharemos de ti.
Kıyafet provasını da kaçırdın, bu yüzden al, bunu giymek zorundasın.
Bien, también te perdiste la prueba final del vestido, entonces... toma, tendrás que usar esto.
Sesli düşünürsek, diyelim ki sen, Havana valisisin elinde üç kilitli kutu var ve bu kutuda krala ait çok değerli şeyler olduğunu biliyorsun. Bunu kalkıp da, bayrak gemisi gibi birincil bir hedefe koymazsın.
Pensando en voz alta Supongamos que usted era el gobernador de La Habana, con cofre de tres cerraduras y usted sabía que había algo tan valioso, perteneciente al rey Ud. podría no ponerlo en el primer blanco, como el buque insignia
bunu da 65
bunu daha önce de duymuştum 34
bunu da biliyorum 21
bunu daha sonra konuşuruz 37
bunu daha önce konuşmuştuk 21
bunu daha önce yaptın mı 16
bunu da nereden çıkardın 66
bunu daha önce de duydum 16
all right 20
allo 25
bunu daha önce de duymuştum 34
bunu da biliyorum 21
bunu daha sonra konuşuruz 37
bunu daha önce konuşmuştuk 21
bunu daha önce yaptın mı 16
bunu da nereden çıkardın 66
bunu daha önce de duydum 16
all right 20
allo 25
alex 1064
alice 882
alvarez 41
allah rahmet eylesin 22
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39
alacakaranlik kuşaği 23
allah 1043
alan 546
alarm 144
alice 882
alvarez 41
allah rahmet eylesin 22
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39
alacakaranlik kuşaği 23
allah 1043
alan 546
alarm 144