Bunun dışında translate Spanish
1,956 parallel translation
Ama bunun dışında, seni bu göreve hazırlayacak başka bir deneyimin olmuş olabilir mi?
Aparte de eso, ¿ tienes algo de experiencia que te prepare para este trabajo?
Bunun dışında, turp gibisin.
En lo demás, está bien.
Bunun dışında her şey karmakarışık.
Todo está hecho un maldito desastre.
Bunun dışında olmak bana hiç mantıklı gelmiyor.
No entiendo nada de esto.
Bunun dışında bir çıkış göremiyorum.
No veo una alternativa.
Bunun dışında çıkış yok.
No hay manera de salir de esto.
Her şeyi almışlar... bunun dışında.
Se Llevaron todo... excepto esto.
Bunun dışında, bu işin bir parçası olmayla ilgilenmiyorum.
Más allá de eso, no tengo ningún interés es ser parte de esto.
yada bunun dışında ceza... gibi bir şey varsa...
O si habrá algo más... algún tipo de castigo o...
Tüm bu zırvalıkları bunun dışında tutalım.
Dejemos todo eso de lado.
Evet, bunun dışında, soğuktur.
Sí, bien, además de eso, sabes que es frio.
Bunun dışında asla yanımıza yaklaşamaz.
Aparte de esto, nunca viene cerca de nosotros.
Bunun dışında, ne yapıyorsun?
Aparte de eso, ¿ qué haces por aquí?
Ailemi bunun dışında tut.
Deja en paz a mi familia.
Bunun dışında kalalım.
Estaremos fuera de esto
Bunun dışında durmak istiyorum.
No vamos a involucrarnos.
Bunun dışında özür dilemek istiyorum.
- Pero sin embargo, para disculparme.
Ama bunun dışında esaslı bir fikir bulmuşsun, Tanya.
Pero aparte de eso, creo que tienes un ganador.
Beni bunun dışında tut.
Déjame al margen.
Ve benim adımı bunun dışında tutacaksın.
Y no me mencionarás.
Bunun dışında birinin senin için birinin denediğini düşündün mi hiç?
¿ Te imaginaste que yo también lo hacía?
Bunun dışında hiçbir şey yok.
Nada, a parte de esto.
Bunun dışında bir şey yok, kayıtlar burada bitmiş. Döndüklerine dair iz yok.
Pero ahí es donde terminan los registros no hay evidencia de que hayan llegado.
Bunun dışında?
- Que no se llegue a tanto.
Ee? Bunun dışında?
Sin llegar a tanto.
Bunun dışında.
Excepto por esta.
O zaman için bu çok büyük bir problemdi, küresel bir sorundu ama biz kendimizi bunun dışında tuttuk.
o por supuesto, lo que fue masivo en el tiempo, el problema global, y lo tenemos nosotros mismos.
Çünkü inan bana, bunun dışında her şey kahvehane muhabbetidir.
Porque créame, todo lo demás es cháchara.
Çünkü bunun dışında hiçbir şeyden zevk almıyormuş.
Nada tenía sentido para él Qué erais vosotros?
Biraz kilo almalı ama bunun dışında...
- Debe subir de peso un poco solamente.
Bunun dışında, normale döndü.
Pero aparte de eso, todo normal.
Bunun dışında, bu aralar neler yapıyorsun?
¿ Y qué has estado haciendo estos días?
Ama bunun dışında tek başınızasınız.
Pero para cualquier otra cosa, está por su cuenta.
Bunun dışında her şeyi yap. İyi olduğum tek şey dövüşmek, Sam.
Pelear es la única cosa en la que soy bueno, Sam.
Ama onu bunun dışında tutmalıyız.
Pero debemos mantenerlo fuera de esto.
- Bunun dışında sağlığı nasıl? - Jeffrey'nin durumu iyi.
- Aparte de eso, ¿ cómo está su salud?
- Ailemi bunun dışında tutun. - Ordudan ne zaman ayrıldın?
Deje a mi familia fuera de esto.
Mac'i bunun dışında tut.
Ya es suficiente. Deja a Mac fuera de esto.
Bence, günün sonunda senin ona ihtiyacın olacak. Ben bunun dışında kalıyorum.
Y, al fin y al cabo, tú la necesitas a ella.
Bunun dışında, işler çağırıyor.
Además de eso, el deber llama.
Yani, eğer bu ikisinin nerede saklandığını rüyanda görürsen.. .. bunu duymak isterim. Ama bunun dışında...
Entonces, si resulta que tienes un sueño sobre dónde se están escondiendo esos dos, es algo que me gustaría oír, pero fuera de eso...
-... karşılıksız. bunun dışında.
- nada a cambio. Excepto esto.
Kızımı bunun dışında tutacağınızı söylemiştiniz.
Me dijo que dejaría a mi hija fuera de todo esto.
Bunun biraz alışılmışın dışında olduğunu kabul etmen gerek.
Tienes que admitir que es un poco inusual todo esto.
İsa bunun bir parçası olmayı reddederdi ama muhtemelen yukarıda bir yerlerde Citibank'ın gizli iç yazışmalarında dünyaya hükmetme planı birisi tarafından dışarı sızdırılmıştı.
Jesús se rehusaría a ser parte de él pero probablemente le tenía reservado un lugar especial allá arriba para quien revelara un memo secreto de Citibank sobre su plan para dominar el mundo.
Oldukça hoş bir törendi. Senin bağırman dışında, evet oldukça hoştu. Evet, bunun için özür dilerim.
bien, es un magnifico servicio aparte del pequeño explote, si, estuvo bonito si, siento mucho eso no podía creer que se hubieran aparecido
Bunun bir daha olmayacağına dair bana söz vermeni istiyorum ne yapmaya karar verirsem vereyim, bu odanın dışında benden başka hiç kimseyle bunu konuşmayacaksın.
Quiero que me prometa que eso no volverá a ocurrir que sin importar lo que decida hacer Ud. no hablará con nadie más sobre mí fuera de este cuarto.
Eğer bilgim dışında bir dalavereye giriştiyseniz bunun sonuçları için ben suçlanamam.
Si eligió meterse después en alguna artimaña sin mi conocimiento, no puedo ser responsable de ello.
... bunun dışında "The Sound of Music" i filmini o yönetti. Daha sonra "Star 80" i yönetti.
Luego hizo "Star 80".
- Bunun imkansız olması dışında.
- Salvo que es imposible.
Ama komite Pierce'ın uygulamasını reddetti. sebep olarak da bu rüzgar tarlalarının göze çok çarpacaklarını ve Bedford'un dışında olmaları gerektiğini, bunun etraftaki huzuru kaçmasını engelleyeceğini, ve komşu binalarla ülkenin huzurunu olumsuz etkilemeyeceğini gösterdiler.
pero el comite rechazo el proyecto de pierce, dijeron que la granja eolica no era adecuada y fuera de lugar con el paisaje de Bedfordshire, que desmejoraria el disfrute de sus prados y que impactaria negativamente en las edificaciones y monumentos nacionales.
bunun yanı sıra 41
bunun anlamı nedir 87
bunun 274
bunun için üzgünüm 144
bunun için çok üzgünüm 39
bununla birlikte 245
bunun gibi 190
bunun adı ne 18
bununla ne demek istiyorsun 20
bunun anlamı ne 159
bunun anlamı nedir 87
bunun 274
bunun için üzgünüm 144
bunun için çok üzgünüm 39
bununla birlikte 245
bunun gibi 190
bunun adı ne 18
bununla ne demek istiyorsun 20
bunun anlamı ne 159