Bunun için buradayım translate Spanish
251 parallel translation
Ben de bunun için buradayım.
Por eso mismo estoy aquí.
- Bunun için buradayım. Ne vardı?
- Para eso estoy aquí. ¿ Qué ocurre?
Bunun için buradayım.
Por eso estoy aquí.
Bu gece, bunun için buradayım ittifakımızı yenilemek adına.
Por eso estoy aquí esta noche, para renovar nuestra alianza.
işte bunun için buradayım, Michelle.
Esta es mi situación, Michelle :
- Bana bir dakikanızı ayırabilir misiniz? - Bunun için buradayım.
- ¿ Puedo robarle un momento?
Bunun için buradayım...
Esa es la razón por la que estoy aquí...
Bunun için buradayım. Hepinize bakmak için.
Para eso estoy, para cuidar de todos.
Bunun için buradayım.
¿ No estoy aquí para eso?
Ben, yoldaş Djabrail, bunun için buradayım, devletin menfaatlerini korumak için.
Por cierto, compañero Dzhabrail, aquí me han puesto para velar por los intereses estatales.
Bunun için buradayım.
Para eso estoy aquí.
O limanı ele geçirmeliyiz. Ben, bunun için buradayım.
Necesitamos un puerto aquí y vine a conseguirlo.
Bunun için buradayım zaten.
¿ Puedo entrevistarlo?
Geçen gün adamlarımdan ikisi kamp'a geldiler, yanlarında cesetler vardı kardeşim öldürülmüş.Hepsi bu kadar, kaynaklarımız hiç yanılmaz. sen öldürmüş'sün, bunun için buradayım.
Dos amigos devuelven los cuerpos de nuestros hermanos muertos Ellos dicen que nuestros hermanos les dijeron antes de morir... que el ladrón utilizaba espadas gemelas
- Bunun için buradayım.
- Por eso vine.
- Bunun için buradayım.
- Para eso estoy aquí.
Yeter ki çalışanları eğlendireyim. Sırf bunun için buradayım.
Estoy para divertir a mis empleados.
Yaptığım şeyi bunun için yaptım. Bunun için buradayım.
Por eso hice lo que hice y por eso es que estoy ahora aquí.
Ben bunun için buradayım.
Para eso estoy aquí.
Yani bunun için buradayım, değil mi?
Por eso estoy aquí, ¿ no?
Bunun için buradayım. Değil mi Bernard?
Para eso estoy aquí, ¿ no, Bernard?
Bunun için buradayım.
Por eso quise que viniera hoy.
Arkadasın Jack bu boka bulaşmış durumda, bunun için buradayım.
Tu amigo Jack está hasta el cuello. Hemos venido a detenerlo.
Zaten bunun için buradayım.
Después de todo, para eso estoy aquí.
Ben de bunun için buradayım.
- No. Por eso estoy aquí.
Bunun için buradayım madam.
Para eso estoy aquí, señora.
Bunun için buradayım.
Así que aquí estoy.
Bunun için buradayım.
Estoy aquí para eso.
- Bunun için buradayım, evlat.
- Para eso estoy aquí, hijo.
Ben de bunun için buradayım.
Es por eso que estoy aquí.
İşte bunun için buradayım.
Para eso estoy yo aquí.
Bunun için buradayım.
No puedes librarte de mí, Ann.
- Ben bunun için buradayım.
- Esa es la razón por la que estoy aquí.
Yemin ederim, eğer imzalarsanız. Bunun için buradayım.
Si ustedes cooperan yo estoy aquí.
- Evet. Bunun için buradayım kedileri korumak için!
Está bien, para eso estoy aquí, para proteger los gatos.
Ne kadar sıcak o kadar iyi. Bunun için buradayım. "
Mientras más caliente, mejor. ¡ Por eso estoy aquí! "
Ben de bunun için buradayım Ray.
Y por eso estoy aquí, Ray.
Tam olarak bunun için buradayım, Matmazel.
Por esa razón he venido aquí... mademoiselle.
Bunun için buradayım.
A eso he venido.
Bunun için buradayım, değil mi? Büyük toplantıyı kaçırmak istemem.
¡ Cómo no iba a venir a resolver detalles!
Bunun için kura çektik ve ben kazandım, şimdi de buradayım.
Lo echamos a suertes, gané yo y aquí estoy.
Mavi bir gardenya için buradayız. Geçen akşam bunun benzerini Bay Prebble'ye sattım.
Aquí tiene, una gardenia azul igual que la que le vendí al señor Prebble anoche.
Ben bunun için buradayım.
He venido para eso.
Paul, bunun senin için neden zor olduğunu anlıyorum. Burada Ernst Queller'i yargılamak için değil, Ernst Liden denen adamın... bize yardım edip edemeyeceğine karar vermek için buradayız.
Paul, entiendo por qué esto es tan difícil para ti, pero no estamos aquí para juzgar a Ernest Queller, estamos aquí para decidir si Ernest Linden puede ayudarnos.
- Bunun için buradayım.
Por eso estoy aquí.
Ben buradayım. Bunun için 10.000 kilometre yol geldim.
Viajé 16.000 kilómetros para estar aquí.
Bunun için bugün buradayım.
Para bien o para mal, me hizo llegar a lo que soy hoy.
Bunun için buradayım.
Para eso estoy aqui
- Bunun için buradayım.
- Para eso es que estoy aquí.
Beni bağışlayın. Fakat, bunun hakkında konuşmak için buradayım.
Disculpe, de eso venía a hablarle precisamente.
- Ben politikaya oynuyorum... ve, bilirsin, bunun için vatandaş olmalısın. - Bu yüzden buradayım.
Yo quiero entrar en la política y hay que ser ciudadano para eso.
bunun için üzgünüm 144
bunun için çok üzgünüm 39
bunun için teşekkür ederim 20
bunun için 111
bunun için endişelenme 65
bunun için üzülme 17
bunun için özür dilerim 49
bunun içinde ne var 30
bunun için zaman yok 17
bunun için zamanım yok 26
bunun için çok üzgünüm 39
bunun için teşekkür ederim 20
bunun için 111
bunun için endişelenme 65
bunun için üzülme 17
bunun için özür dilerim 49
bunun içinde ne var 30
bunun için zaman yok 17
bunun için zamanım yok 26
bunun için vaktim yok 19
bunun için buradayız 21
bunun için çok geç 46
bunun için geldim 19
bunun için zamanımız yok 31
bunun için vaktimiz yok 17
bunun için mi 29
buradayım 1669
buradayım işte 29
buradayım efendim 27
bunun için buradayız 21
bunun için çok geç 46
bunun için geldim 19
bunun için zamanımız yok 31
bunun için vaktimiz yok 17
bunun için mi 29
buradayım 1669
buradayım işte 29
buradayım efendim 27
bunun yanı sıra 41
bunun anlamı nedir 87
bunun 274
bununla ne demek istiyorsun 20
bununla birlikte 245
bunun gibi 190
bunun anlamı ne 159
bunun adı ne 18
bununla beraber 102
bunun anlamı 121
bunun anlamı nedir 87
bunun 274
bununla ne demek istiyorsun 20
bununla birlikte 245
bunun gibi 190
bunun anlamı ne 159
bunun adı ne 18
bununla beraber 102
bunun anlamı 121