Bununla translate Spanish
27,838 parallel translation
Konunun bununla ilgisi yok.
No tiene nada que ver con eso.
Bununla ilgili bir sorunun mu var?
¿ Tienes algún problema con ello?
Bununla ilgili bilgi verirsem ödül gibi bir şey alacak mıyım?
¿ Me darán... una especie de recompensa por toda esta información pertinente?
Bununla o bir sorun olmaktan çıkacak.
Con esto, ella no será un problema.
Evet ama şu anki durumun bununla ilgisi yok.
Sí, pero esto es obviamente muy distinto.
Bak, ben... Bununla ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
No sé qué hacer con esto.
Yani bununla ilgili anlaşmazlığa düştüğü için... -... başından beri biliyor olabilir miydi yani?
Así que si ella estaba en conflicto a cabo al respecto, entonces ella hubiera sabido desde el principio?
Sam, bununla senin ilgilenmen gerek.
Sam, vas a querer manejar ésta.
Bununla yaşayabilirim.
Puedo vivir con eso.
Çünkü bazen bir anlaşmazlık olduğunda tam bir puşta dönüşebiliyorsun. Ve bununla uğraşmak istemiyorum.
Porque... a veces, cuando hay un conflicto, puedes ser... puedes ser un poco un idiota, y yo no quiero lidiar con eso.
Bununla sorunu olan var mı?
¿ Alguien tiene un problema con eso?
Ama bununla nasıl yaşıyorsun?
- Pero, ¿ cómo puedes vivir con eso?
Bununla yaşamak zorunda değil.
- No necesita vivir con eso.
Savcılık makamı olarak bizler bu olayı işlevselliğimize bir uyarı olarak alıyoruz. Bununla birlikte savunma ve adalet sistemi için de. Sanık Byeon Jae Wook'un 15 yıla kadar hapsini istiyoruz.
Para restablecer la justicia y el imperio de la ley... utilizando este caso como un ejemplo... por la presente solicitamos 15 años de encarcelamiento.
İyi de niye şimdi bununla ilgileniyorsun?
Lo que digo es... ¿ Por qué sacas esto ahora?
Ama tüm bunlar yaşanacak, tüm bu berbat şeyler. Yani bunu kabullenmelisin. Bununla nasıl başa çıkacağını düşünmeye başlamalısın.
Pero todo va a pasar, todas esas cosas horribles, así que necesitas reconciliarte con eso... y empezar a pensar acerca de qué vas a hacer con esto, o detenerte.
Bununla yüzleşmeliyim.
No puedo, no puedo.
Bununla uğraşamam.
No puedo... no puedo con eso.
Bununla uğraşamam yani.
No puedo con eso.
Bununla ilgili tartışacak ya da yanıt verecek değilim.
Eso no puedo discutirlo, Kirk.
- Ne? Bununla yapar mıydın?
- ¿ Te acostarías con ella?
Bununla yüzleşelim!
¡ Afróntalo!
Bununla çok gurur duyardı.
Estaba muy orgulloso de eso.
Yiyorsa bununla tango yapın.
¿ A que no se puede bailar como tango?
Bununla ilgileneceğim.
Lo voy a investigar.
Şu anda bununla uğraşmak istemiyorum.
No quiero lidiar con esto ahora mismo.
- Bununla yarışamam.
No puedo competir con eso.
Bununla alâkan olmadığını biliyorum ama yapabileceğim başka bir şey yok.
Sé que no tienes nada que ver con esto, pero no hay nada más que pueda hacer.
Açık olacak olursam, Peter Florrick'i desteklememin bununla hiçbir alakası yok.
Quiero ser claro, que no tiene nada que ver Con eso he apoyado Peter Florrick en el primer lugar.
-... bana hatırlatın, bununla dalga geçeyim.
Recordarme hacer burlan de él por eso.
-... bununla kimse başa çıkamaz.
Cecause que pudiera estar cerca de para un poco.
Demek bununla ilgiliydi.
Así que de eso se trata.
O cici, küçük kafanı bununla yorma.
- Que tu bella cabecita no se preocupe.
Sanki bununla övünüyormuşum gibi.
Parece que esté fanfarroneando.
Bununla ilgili bir aile efsanesi var. Eddie daha 11 aylıkken tek varisti ama Wyatt'ın 77 ölüsünü cehenneme geri göndermeye çok yaklaşmıştı.
La leyenda de Edwin dice que Eddie fue el heredero durante once meses, pero estuvo muy cerca de regresar a los 77 que Wyatt mandó al infierno.
- Bununla bir sorunun mu var? - Sorunu olacak tek kişi...
La única a punto de tener un problema...
Bununla ilgilen yoksa ben ilgileneceğim.
Encargate de eso o lo haré yo.
Bununla, bir milyon takipçiyi geçerim.
Esto me podría empujar a más de un millón de seguidores.
Bununla ilgili ne söylemek zorundasın?
¿ Qué respondes a eso?
Bununla çalışırken dikkatli ol.
Ten muchísimo cuidado con ella.
Şu anda bununla uğraşamam.
Ahora no puedo encargarme de eso.
Uyandığımızda bununla karşılaşmak zorunda kalmamayı umuyordum ama merak etme.
Tenía la esperanza de no verlo cuando me despertara, pero no te preocupes.
Sanırım bununla bedensel özürlüleri ve zihinsel olarak yetersiz olanları kastediyorsun.
Y supongo que con eso quieres decir con discapacidad física, mentalmente disminuidos.
Nadiren telaffuz edilse de başkasının hayatını almakta bir güç yatar ve bu dünyadaki hiçbir şey bununla boy ölçüşemez.
Es algo raramente articulado, pero hay un poder al quitarle la vida a alguien y no se compara a nada en este mundo.
- Bununla ne yapacaksın?
¿ Qué vas a hacer con ella?
şimdi bununla oyalanmamalıyız ama... Tableti yanlış okumuşum. Astreoit çok daha yakın.
No vamos a entrar en detalles, pero he leído mal la tableta... el asteroide está mucho más cerca.
Bununla bir Sauterne'i eşleştirirsem babamın ağzı patlar.
Si marido un sauternes con eso, la boca de mi padre va a explotar.
Bununla birlikte, geleneksel 2001 Gran Reserva Rioja öneriyorum.
Y para maridar, sugiero un tradicional Gran Reserva de Rioja del 2001.
- Çünkü bununla yaşayamazdım.
Porque yo no hubiera podido vivir conmigo mismo.
Duramam ve bununla bir sorunun varsa eğer, açıkçası hayatım, umurumda değil.
No, y tienes un problema con el que, francamente, mi querido, No doy una maldita.
Bununla bir sorunun yoksa.
¿ A menos que tengas alguna objeción?
bununla birlikte 245
bununla ne demek istiyorsun 20
bununla beraber 102
bununla ne ilgisi var 23
bununla ne yapacaksın 16
bununla ne yapacağım 18
bununla ben ilgilenirim 32
bununla yaşayabilirim 22
bununla ilgileneceğim 21
bununla mı 30
bununla ne demek istiyorsun 20
bununla beraber 102
bununla ne ilgisi var 23
bununla ne yapacaksın 16
bununla ne yapacağım 18
bununla ben ilgilenirim 32
bununla yaşayabilirim 22
bununla ilgileneceğim 21
bununla mı 30
bunun yanı sıra 41
bunun anlamı nedir 87
bunun 274
bunun için üzgünüm 144
bunun için çok üzgünüm 39
bunun gibi 190
bunun adı ne 18
bunun anlamı ne 159
bunun anlamı 121
bunun yanında 90
bunun anlamı nedir 87
bunun 274
bunun için üzgünüm 144
bunun için çok üzgünüm 39
bunun gibi 190
bunun adı ne 18
bunun anlamı ne 159
bunun anlamı 121
bunun yanında 90