English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Bununla birlikte

Bununla birlikte translate Spanish

1,498 parallel translation
"Bununla birlikte, son ana dek..."
"sin embargo," aún pueden pasar tantas cosas "
Bununla birlikte insansı maymunlar, kuyrukları olan kimi maymunlarla diş formülünde otuz iki diş bulunan eski dünya maymunlar olarak da adlandırılan dar burunlu maymunlardır.
Los gibones son grandes acróbatas. Tienen la capacidad de saltar de árbol en árbol.
Bununla birlikte, beyaz pislik ailemin ölümleri ile ilgili olarak, bana tüm sorumluluğu verdiklerini bilmiyordum.
A pesar de no haber conocido a mis padres, tomo total responsabilidad por su muerte.
Bununla birlikte, ben "ben" olmaya devam ediyorum. Tıpkı yatağından yeni sular akan nehrin hala aynı nehir olması gibi.
Sin embargo yo sigo siendo yo, como el río sigue siendo el río aunque fluya agua nueva por él.
Bununla birlikte ne olacak?
Junto con "Estas cosas pasan".
Bununla birlikte, senin durumun ilgimi çekiyor.
Además, tu caso me interesa.
Bununla birlikte kendisi aktif bir komünist ajandır ve sizin de hiçbir halde Rusya'da ona katılmayı düşünmemeniz gerekmektedir.
Sin embargo, el es un agente comunista. Y es de imperativo, que no intente unírsele en la Unión Soviética.
Ve de bununla birlikte.
Y esto viene con esto.
Bununla birlikte, annem ne beni ne de Tupac'i... sınıfların hiçbirine asla göndermez.
Además, mi mamá nunca nos llevó a un curso de esos y salimos muy bien.
Bununla birlikte, eğer bir savaş olursa, o zaman Majesteleri, kral ve kraliçe... ve onların güzel iki kızı,
No obstante, si hay guerra, sus majestades el Rey y la Reina, y sus dos encantadoras hijas,
Bununla birlikte, konu hakkında bilgilendirilmiş olan... Bay Feffer'ın ortağı, Bay Sanford Lyle aramızda... ve bize Reuben'ın tavsiyelerini sunacak.
Pero, sea como fuere, tenemos a un colega del Sr. Feffer... el Sr. Sanford Lyle, que ha sido informado sobre el caso... y nos presentará las recomendaciones del Sr. Reuben.
Ve bununla birlikte gelen sorunlar da kolay değildir.
Y no hay fácil solución.
Bununla birlikte, bizim dünyamızda üç işareti bile görmezsin.
Como sea, en nuestro mundo, nunca te dan tres señales.
Bununla birlikte sen bana çinli adımla hitap edebilirsin.
Sin embargo puedes llamarme por mi nombre en chino.
Bununla birlikte, mükemmel bir yasak her ne kadar çabalamanız için ideal olsa da her zaman başarılamayabilir.
Sin embargo, la inhibición total, que vale la pena intentar, no siempre se logra.
Bununla birlikte, bu cinayetler uzun süre sürerse ablaları, ağabeyleri öldürüldüğü için öfkeden gözü dönmüş ve ölümden korkmayan yeni bir nesil gelecek.
Pero si los asesinatos siguen por mucho tiempo entonces aquellos cuyos hermanos y hermanas hayamos asesinado podrían estar tan furiosos que no le temerán a la muerte... Y para controlar a esas personas tenemos que ir más lejos.
- Erkekler pisliktir. - Fakat bununla birlikte...
- Los hombres no valen nada.
"Bununla birlikte, yüz ya da göğüsteki bir ısırık..." "... 20 dakika içerisinde, felci takiben ölüme götürür. "
Sin embargo, una mordida en la cara o en el tórax puede provocar la muerte por parálisis en 20 minutos. "
Bununla birlikte... Her şeyin ikiye bölünmesine ne gerek var?
Y entonces... ¿ por qué las cosas deberían dividirse?
Bununla birlikte, bu benim son senem...
Aparte, este es mi último año...
Bununla birlikte, eğer gücümüzü kullanırsak...
si usamos nuestro poder...
Bununla birlikte, Anjali'nin, genç Devlet Bakanı, Bay Govindrao Pachpute ile evlenmesi onur verici bir şey.
Pero es un orgullo que Anjali se case.. con el Ministro de nuestro Estado, el joven Sr Govindrao Pachpute
Bununla birlikte, ufak bir risk olmadan hayat çok donuk olurdu değil mi?
Sin embargo, con ese pequeño riesgo... aquí sentado creo que, Lo veo.
Bununla birlikte, bir nedeni vardır.
Pero está ahí por una razón.
Bununla birlikte, bazı küçük yaralar ve önemsiz derecede... yetersiz beslenme dışında iyi olacaklar gibi görünüyorlar.
Sin embargo, he conseguido determinar que aparte de algunas heridas menores y un leve caso de malnutrición parecen estar bien.
Bununla birlikte, çoğu insanların üstün geleceğini gösteriyor.
Sin embargo, ahora indican que los humanos prevalecerán.
Bununla birlikte, itiraf etmeye bir mahsur görmüyorum... mürettabatı iki gün, 16 saat, 43 dakika sonra... uyandırdığım zaman ancak rahatlayabileceğim.
No obstante no me avergüenza admitir que deseo ser liberado cuando pueda despertar a la tripulación en dos días, 16 horas y 43 minutos.
Bununla birlikte yegane arkadaşının ben olması ironik.
Es irónico, sin embargo, que yo deba ser tu única compañía.
Bununla birlikte düşmanı korkutmak için sirenlerle donatılmışlardı.
Sin embargo, sonaban sus sirenas para asustar al enemigo cuando atacaban.
Bununla birlikte, ilk çıkışınızın, "Oil Change" den daha fazla çabayla olduğunu düşündüm.
Aunque creo que su debut, el del título bajo el mismo nombre, fue una obra muy superior a Oil Change.
Bununla birlikte, herkesin güzellik anlayışı farklıdır.
Además, cada uno tiene su idea de belleza.
Bununla birlikte, eğer fikrimi değiştirip bunun kötü bir yatırım olduğuna karar verip, çek defterimi esirgersem baban mahvolmuş olur.
Sin embargo, si yo cambiara de opinión porque pensara que era una mala inversión, o porque perdiera mi talonario de cheques tu padre estará arruinado.
Bunlar geçicidir. Kilo alma olasılığı oluyor. Bununla birlikte Cushing sendromu var.
Son temporales, pero hay posibilidades de aumento de peso acompañado de síndrome de Cushing.
Bununla birlikte, uygulanabilir bir savunma üzerinde çalışıyoruz.
Sin embargo, actualmente estamos trabajando en una defensa viable.
Eyalet polisi, Joe'yu, New Jersey paralı yolunda bununla birlikte, trafikte dolanırken bulmuş.
La policía lo encontró deambulando... con esto, en el peaje de Nueva Jersey.
Orada, bununla birlikte, kalabalık olmanın büyük bir avantajı var :
Hay, sin embargo, una gran ventaja de vivir en multitud :
Şimdi, bununla birlikte, sığ sahilin altlarında, evrimin gaz pedalına basılmıştı.
Ahora, sin embargo, en las costas, la evolución ha pisado el acelerador.
Bununla birlikte yeni ayetler dulların tekrar evlenmesi hususunda ılımlı bir seyir gösteriyor.
Sin embargo, una nueva ley, permite que las viudas se casen nuevamente.
Bununla birlikte, Ayrıldıktan sonra özür dileme durumlarına alıştım
Sin embargo, yo usé el incidente como una excusa para romper.
Bununla birlikte, ışığı engellendiğinde taş hiçbir işe yaramıyor.
Sin embargo, si la luz emitida por la piedra es bloqueada, no funcionará.
Bununla birlikte, konsantrasyon Shinra Şirketi ve şirketin mako reaktörleri çevresinde hâlâ zehirli seviyede.
"Sin embargo, la concentración permanece tóxica" "Alrededor de la construcción principal de La Compañía Shinra así como sus reactores mako." Él ya no está aquí.
Bununla birlikte, Etiyopyalı Yahudilere gecenin bir vaktinde Falasha adını verdik.. ... kendi topraklarına, Kutsal Kudüs'e gelmeleri için.
Desde la noche de los tiempos, los judíos etíopes fueron llamados falashas.
Doktorlar ve hemşireler kendi dertleriyle ilgilenemiyor. Bununla birlikte kampta her gün çocukların ölmesine neden olan hastalıklar kolayca engellenebilir.
Médicos y enfermeras no pueden atender, a su pesar, las enfermedades fáciles de prevenir y que matan cada día a varios niños.
Eğer bu işi atlatırsak hayatımızın geri kalanında bununla birlikte yaşamak zorunda kalacağız.
Si seguimos adelante con esto... viviremos el resto de nuestras vidas con esto pesando sobre nuestra conciencia.
Bununla birlikte, hiç görmediğim nişanlı gerçeğine sadık kaldım.
Sin embargo, me mantuve fiel a la prometida que ni siquiera había visto.
Bununla birlikte, kafam şu an başka yerde.
Además, mi cabeza esta en otro sitio.
Bununla birlikte, günümüzde bu ikisinin yine birleşmeye başladıklarını düşünüyorum.
Aunque tiendo a pensar que en la actualidad las dos están creciendo juntas otra vez.
Bununla birlikte, bunu almanı istiyorum.
Sin embargo, quiero que lo tengas tú. JUEZ DE INSTRUCCIÓN
Ve zor zaman ben ne olduğunu biliyorum Bununla sahip. Ben sadece birine ihtiyaç... Ben birlikte olmaktan değdi gibi hissettiriyorsun için.
Y sabes que me costó mucho y que necesitaba que alguien... me hiciera sentir que yo valía la pena.
Bununla birlikte, bakın.
miren.
Bununla birlikte.
Sin embargo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]