Gayet açık translate Spanish
1,146 parallel translation
Gayet açık bir şarkıydı.
Ese ha sido el inconfundible sonido.
Gayet açık çocuklar üst katta başlarının çaresine bakacak.
Bueno, es obvio... que los niños están arriba.
Tamam, millet, size gayet açık olayım.
Ok, todos, déjenme poner esto tan claramente como pueda.
- Gayet açık değil mi?
- Bien, es perfectamente obvio, ¿ no?
Evet, bunu dün ofisimde gayet açık söyledin.
Sí, lo dejó muy claro ayer en mi oficina.
Aslında gayet açık.
En realidad está bastante claro.
Livesey, bu bir denizci için gayet açık.
- Livesey, esto está tan claro como el día para un marinero!
Gayet açık değil mi?
¿ No es obvio?
Gayet açık bir tane mesela silah sistemlerinizi kapatın " gibi.
Algo que sea explícito como : "Desactiven todas sus armas".
Sylvia, gayet açık söylüyorum.
Sylvia, voy a ponértelo muy fácil.
İnsanların soru soracaklarını gayet açık : Bu, araştırmanın hassas bir noktaya değindiği anlamına mı geliyor? Kuzey İrlanda'daki güvenlik güçlerinin bölgedeki varlıkları nedeniyle sebep oldukları bazı hataları mı ortaya çıkardı?
Está claro que la gente se va a preguntar si su investigación ha puesto el dedo en alguna llaga si ha descubierto actos perpetrados por las fuerzas de seguridad a raíz de su presencia en el Ulster.
Emirlerim gayet açık.
Mis órdenes son específicas.
Gayet açıkça belgelenmiş bir rahatsızlık.
Es una patología a todas luces.
Mm, senin niyetlerinin hepsi gayet açık, Maurice. Biliyor musun, bazen hayvanlar bazı şeyleri sezebilirler, ee Homo sapiens'lerin kör olduğu şeyler.
A veces, los animales sienten cosas que... el Homo sapiens no ve.
- Gayet açık, öyle değil mi?
- Es bastante obvio, ¿ no?
Avukatın gönderdiği mektubun gayet açık olduğunu sanıyordum.
Estaba seguro de que la carta de su abogado lo dejaba bien claro.
Bu gayet açık Dick.
Eso está claro, Dick.
İnsanlar haykırıyor : "Açız!" Gayet açık.
¡ La gente grita "Tengo hambre", y se oye fuerte y claro!
Sevgili dostlarım, gayet açık ki... kutsal babamız Papa 13.
Queridos amigos, está claro que Su Santidad el Papa León XIII y Cristo, hablan en el mismo idioma.
Tommy Coreman dedim! Gayet açık ve seçik.
¡ Claramente te dije "Tommy Korman"!
Keyif almadığınız gayet açık.
Le pareció espantoso.
Onu anlamadığın gayet açık.
Es obvio que no lo entiende para nada.
Gayet açık olarak dinledim.
Totalmente nítido, sin fricción.
Her şey gayet açık.
- Está todo bastante claro.
Gayet açık.
Esto está claro.
Herşey gayet açık ve net.
Es corta y seca.
Reyga'nın plazma boşalması yüzünden öldüğü gayet açık değil mi?
¿ No ve que Reyga murió por una descarga de plasma?
Bir şey gayet açık :
Una cosa está perfectamente clara.
Gayet açık olmuş herhâIde.
Tiene el merito... de la claridad, yo pienso.
Evet, gayet açık ki, Wendy, bu kaçırma olayı hiç de tesadüf gibi durmuyor.
Está claro, Wendy, que este secuestro no ocurrió de casualidad.
Gayet açık ki, Jack Hammond polislerle dalga geçiyor.
Está claro que Jack Hammond... Se está burlando de la policía.
Kraliçe, gayet açık ki, ve şu Branson adındaki herif de çok iyi.
Primero está la Reina, claro y a un tal Branson también le van bien las cosas.
İşte burada gayet açık, Mr. Murdoch.
Esta aquí. En blanco y negro, Sr., Murdoch.
Şirketin yönetmelik maddeleri bu durumda gayet açık.
Las leyes de la empresa son muy claras a ese respecto.
Şirketin yöntemelik maddeleri gayet açık.
Las leyes de la compañía son claras.
Bu gayet açık. Kaç yaşındasın peki?
¿ Qué edad tienes?
Onu dün gidip aldık. Efendim, ebeveynlerinin ona bakamadığı gayet açık.
Lo arrestamos ayer y quedó muy claro que sus padres no lo pueden cuidar.
Hayır. Wannamaker'ın bu müzakeredeki duruşu gayet açık.
La postura de Wannamaker está clara :
Fısıldadığını gayet açık duydum.
Bien ahora mismo, acabo distintamente de oírte susurrar.
Yıldız filosunun emirleri gayet açık ve nettir.
Las órdenes de la Flota Estelar son simples.
Birkaç defa değiştirdiği gayet açık.
Parece que hizo varias tentativas.
Kurallar gayet açık.
Las reglas son muy explícitas.
Yanlış bir karar verdin, gayet açık.
Fue muy mala decisión tuya.
Gayet açık açık, değil mi tatlım?
¿ Está claro, querida?
Gayet açık!
¡ Está claro!
Eee, bence gayet açık.
Bueno, pienso que es bastante obvio.
Bence gayet açık. Onu elde etmek üzere harekete geçiyor.
Creo que está claro, va a conseguir a la chica.
- Kız gayet açık konuştu.
- Ha sido bastante clara.
ve, özetle, eminim ki özel anlarımızın ihlal edildiği gayet açık ve nettir, ve bir milyon doları hakediyoruz.
Y asi, En conclusion, Estoy seguro que es obvio
Lady Horbury'nin Paris'te her gece kumara gittiği ve berbat bir mali durumla döndüğü gayet açık.
Y con Venecia Kerr.
Bak, her şey gayet açık.
La cosa aquí es sencilla.
açık 170
açıkçası 485
açıkcası 21
acıktım 221
açıkla 136
açıkça 70
açıklama 21
açıktı 18
acıklı 17
acıktın mı 52
açıkçası 485
açıkcası 21
acıktım 221
açıkla 136
açıkça 70
açıklama 21
açıktı 18
acıklı 17
acıktın mı 52
açıklayayım 67
açıklayacağım 42
açıkça söyle 26
açıklayabilirim 134
açıkça görülüyor ki 17
açıklayamam 59
açıklamama izin ver 69
açık konuş 32
açıklayın 43
açıkla bana 17
açıklayacağım 42
açıkça söyle 26
açıklayabilirim 134
açıkça görülüyor ki 17
açıklayamam 59
açıklamama izin ver 69
açık konuş 32
açıklayın 43
açıkla bana 17