Geldiler translate Spanish
7,189 parallel translation
- Çünkü son seferinde üstüme sert geldiler.
Porque estuvieron muy cerca mío la última vez.
Nasıl oldu da Tanner'la geldiler o zaman?
Bueno, entonces ¿ cómo es que él y Tanner se presentaron hoy?
Bana yeterince sevimli geldiler.
Parecen agradables.
Hayır bir bayanla geldiler.
No. Vinieron con una señora.
Aşağıda dünyanın dört bir yanından insanlar toplanmış durumda. Bugün yapacağın şeyi görmek için geldiler.
Abajo en el salón, hay gente que ha venido de todas partes del mundo para verte hacer lo que estás a punto de hacer hoy.
Şimdi geldiler.
Están aquí ahora.
Neden geldiler yine Abe?
¿ Por qué volvieron, Abe?
Geldiler.
Aquí están.
- Cherry, geldiler.
Cherry, están aquí.
Geldiler.
Ellos están aquí.
Bunca yolu ne için mi geldiler ki?
¿ Y qué Pará vendría sólo hasta aquí?
Sanki buranın sahibiymiş gibi geldiler.
Pero entraron como si fueran dueños del lugar.
İşte geldiler.
Ya llegaron.
Burayı gezmeye Monte Carlo'dan geldiler.
Ellos están visitando desde Monte Carlo.
Bizimle alay etmeye geldiler!
- ¡ Encima vienen a burlarse!
Gemma'yla geldiler.
Han venido con Gemma.
Geldiler.
Han llegado.
Hayır, o ve ekibi geçen ay, çeyrek yıllık teftiş için geldiler ve teftişi geçtiğimize dair rapor verdiler.
No. El mes pasado hubo una inspección y obtuvimos una evaluación muy buena.
Evet, daha önce de yemeğini zehirlemeye çalıştılar, kamyona çivi bıraktılar, şimdi de çaresizce buraya geldiler.
Sí, bueno, ellos ya han intentado envenenar su comida, dejar clavos en la pista, pero ahora están desesperados.
Daha bir yavaşmış gibime geldiler.
Parecía más lento.
Kara büyü yapıldığına dair kanıt bulmak için geldiler.
Ellos están aquí buscando evidencia de magia negra.
Durup dururken ne diye geldiler?
¿ Por qué vinieron así de pronto?
Çok uzun yoldan geldiler.
Ha venido desde lejos.
Güneş sistemimizdeki gezegenler geniş ve kıvrılan bir buz, toz ve gaz bulutundan meydana geldiler.
Los planetas de nuestro sistema solar Surgió una extensa nube arremolinada De hielo, polvo y gas.
Ermeniler çoktan geldiler.
Los armenios ya están aquí.
Hey dinle, Petra ve Rafael geldiler mi?
Escucha, ¿ están ya ahí Rafael y Petra?
- İşte geldiler!
- ¡ Ahí vienen!
Biçiciler şuradan geldiler.
Los carroñeros vinieron de allí.
Geldiler.
Están aquí.
Geldiler mi?
¿ Los tienes?
Ülkenin dört bir yanından kriminalistler, onun dosyalarını incelemek için geldiler.
Criminalistas de todo el país seleccionados para evaluar sus casos.
Tüm o insanlar sana kapanmak için geldiler dostum. Sen de sonucunu düşünmeden paralarını aldın.
Esas personas vinieron a usted para el cierre, compañero, y que tomó su dinero sin pensar en las consecuencias.
Haqqani'nin Taliban grubu 5 yıl önce geldiler Şeriat kanunlarıyla ilgili gürültü kopardılar insanların evraklarını görmeyi talep ettiler okuyamadıkları kimlik belgelerini istediler.
Los Talibanes de Haqqani... se presentaron hace cinco años... pregonando sobre la Ley Sharia... reclamando ver los papeles de la gente... pidiendo identificaciones que ni siquiera podían leer.
O adamlar yatıştırıcı ve şırıngayla geceleyin Hetty için geldiler.
Anoche vinieron a por Hetty con sedantes y jeringuillas.
O adamlar bir hafta kadar önce geldiler.
Esos hombres aparecieron hace una semana.
O zaman üçte buraya geldiler.
De acuerdo... llegaron aquí a las tres de la mañana.
Yang yüzünden Bailey'le Karev karşı karşıya geldiler.
Y Yang nos jode con Bailey contra Karev.
30 dakika önce geldiler ve olduğunuz yerden ayrılmadılar.
Todos ellos se presentaron hace unos 30 minutos Y ellos no se han movido de su ubicación.
Bunu öğrendikten sonra, dizinin hastası haline geldiler.
Una vez que supieron eso, se obsesionaron con el programa inmediatamente.
Onlar, insanlar, geldiler, onların metal canavarlarla.
Hasta que ellos, los humanos, llegaron con sus monstruos de metal.
- Geldiler!
¡ Están ahí!
- Hı hı. - Onlar yeni nakil geldiler.
Acaban de trasladarse.
- Sence buraya mı geldiler?
¿ Crees que es por el sitio que están?
Efendi Han geldiler!
¡ El Sr. Han ha llegado!
Takastaki... diğer kişiler çoktan buraya geldiler.
Las otras... partes del intercambio ya están aquí.
Yola kadar geldiler mi?
¿ Ellos... ellos han llegado a los caminos?
Ben buradayken geldiler.
Vinieron mientras yo estaba aquí.
- Buraya nasıl geldiler?
¿ Cómo la hell'd llegan aquí?
Üç yıl önce, Toprak Kraliçesi'nin düşüşünden sonra Raiko ve Tenzin beni ziyarete geldiler.
Hace tres años, tras la caída de la Reina de la Tierra, Raiko y Tenzin vinieron a verme.
Pekâlâ, işte geldiler.
Muy bien, aquí vienen.
Tamam, geldiler.
Son ellos.
geldiler mi 17
geldin 84
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldik 352
geldiğinde 28
geldiniz 33
geldik mi 60
geldin demek 49
geldin 84
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldik 352
geldiğinde 28
geldiniz 33
geldik mi 60
geldin demek 49