English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ G ] / Geldin demek

Geldin demek translate Spanish

1,135 parallel translation
Mayonla geldin demek.
Así que tienes bañador.
- Geldin demek.
Ah, estás aquí.
- Geldin demek.
- Has venido.
Siyaset kartını oynayarak geldin demek.
La cola que menea del favor político, ¿ eh?
Hoş geldin demek için, onları bedava içki içmeye davet etmedin mi?
No les has dado la bienvenida habitual invitándoles a tomar algo.
Geldin demek sonunda.
Aquí estás.
- Merhaba. - Geldin demek.
Viniste.
Montrose, horoz dövüşünden çıkıp buraya geldin demek.
Montrose, viene directamente desde la corte al campo de batalla.
Merhaba. - Geldin demek.
- Conque viniste.
Geldin demek!
¡ Has venido!
Geldin demek. Beni şaşırttın.
Me sorprende que hayas aparecido.
Sonuç olarak, bu cesur Hollandalı direnişçilere hoş geldin demek bizim için bir zevk.
Dejenlo pasar. Que sorpresa! Damas y caballeros El Presidente Matthew Douglas.
Alt sınıf nasıl yaşıyor diye bakmaya geldin demek. İşte karşındayız.
Así que vienes a ver cómo sobreviven los demás.
Ama gösterdiğin başarılardan o kadar memnun kaldı ki sana bizzat hoş geldin demek istedi.
Pero su trabajo lo ha complacido muchisimo y quiso darle personalmente la bienvenida a la corte real.
Geldin demek!
Estas en casa!
Evine hoş geldin demek için bir uğrayayım demiştim.
Pasé a traer un regalo por la inauguración de tu casa.
Damdan düşer gibi geldin demek.
Tenía esperanzas de que cayeras aquí.
Geldin demek!
- ¡ Has venido!
- Geldin demek, Francie.
Francie, allí estás.
Ama yazar ortağına hoş geldin demek istiyorum.
Pero quiero dar la bienvenida a su compañera y escritora...
Demek geldin.
¡ Usted, aquí!
Demek geldin.
Así que has venido.
Demek sonuçlarına rağmen keleğe geldin.
Así que te trasladan a pesar de tus resultados.
Demek geri geldin.
Volviste, ¿ eh?
Demek geldin Batai.
Mírelo, Batai.
Demek onu görmeye geldin.
¿ Así que has venido a verle?
Demek geldin.
Estás aquí.
Hey, demek geldin!
Oye, lo hiciste!
Haydi, haydi, haydi! - Demek geldin.
Ha podido venir.
Demek sonunda geldin!
¡ Al final has venido!
Merhaba Roz. Demek sen geldin.
OH, Roz eres tu.
Ah demek geri geldin.
Ah, con que volviste.
Demek büyükbabanın yanında öğrenim görmek için geldin.
Así que, ¿ has venido a Lamar a estudiar con tu abuelo?
Geldin demek.
Regresó.
Demek sonunda geldin!
Por fin has venido.
Vay geldin demek.
Hey, eres tú.
- Demek geldin.
Ya era hora!
- Hey. - Hey, demek geldin.
Ahí estás.
Demek beni kurtarmaya geldin.
Viniste a salvarme.
- Sen ne demek istiyorsun? - Üzerime çok geldin, Lewis!
Presionas demasiado.
Demek bana geldin!
Así que has venido a por mí.
Bunu demek için mi eve geldin?
¿ Es eso lo que viniste a casa a decir?
Erken geldin. Demek Perkins beni ölü istiyor, ha?
Llegaron temprano. ¿ Perkins quiere que muera?
- Demek buraya geldin?
- Entonces... viniste.
N.C. demek geldin.
Hey, hey, N.C., lo hiciste.
Demek borcunu ödemeye geldin?
¿ Así que vienes a pagarme?
Merhaba. Demek geldin. Seninle iki saat sonra, apartmanımda buluşmam gerekiyordu.
Íbamos a encontrarnos en mi apartamento en dos horas.
Güzel. Demek geldin.
Bien, ahi estás.
Demek geldin.
Oh, Roz, estás aquí.
Demek bunun için geldin.
Así, que de eso se trata?
Demek geldin.
- Aquí está.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]