Gerçekler translate Spanish
2,725 parallel translation
Senin ten rengin kadar gerçekler. Biliyor musun?
Esas monedas son tan reales como su bronceado.
Gerçekler daha acıdır.
La realidad es más dura.
İşten ayrıldıktan sonra gerçekler söylenmeli,
Para ser sincero, después de marcharme,
Gerçekler...
La verdad.
Hayır, yani evet gerçekler ama...
- No, es decir, sí, están ahí, pero...
Gerçekler ortada.
Los hecho están en el suelo
Pekâlâ, ama gerçekler ortaya çıktığı zaman bu omuzlara ağlamaya gelme.
Vale. ¡ Pero no vengas buscando este hombro para llorar cuando se revele la verdad!
Spencer, gerçekler olmadan ben hayatta kalamam.
Spencer, no puedo vivir sin los hechos.
Geçerli olduğunu sandığım belli başlı gerçekler vardı.
Es decir, había verdades básicas que pensaba que eran... Bueno... verdad.
- Gerçekler söz konusu olduğunda evet.
- Sólo cuando es la verdad.
Bu suçlamaların tamamen kurmaca olduğunu gerçekler gösterecektir.
Los hechos mostrarán que estas acusaciones son completamente sin fundamento.
Gerçekler şunlar : Oğlumun eşinin başka bir kadınla ilişkisi var.
La mujer de mi hijo estaba teniendo relaciones con otra mujer.
Gerçekler sayesinde kazandınız.
Ustedes ganaron por los hechos.
Anahtar kelime'Gerçekler'.
la verdad y eso es la palabra clave "verdad"
Gerçekler mi?
¿ Son reales?
Gerçekler bal gibi ortada işte, bunu kabul edin!
No hay forma de que ello hubiera podido pasar si ellos supieran la verdad real.
Tabii bu da olasılık dahilinde ama bana kalırsa başka gerçekler var.
Bueno, es una posibilidad, si bien es cierto una un poco obvia.
Ama en azindan gerçekler bunlar.
Pero al menos es la verdad.
Tüm gerçekler ortada.
Todos los hechos están claros.
Tüm gerçekler Han'ın katil olduğunu gösteriyor.
Todos los hechos dicen que Han es el asesino.
Evet. Ne denir ki, gerçekler acı olabiliyor.
Bueno, en realidad puede ser algo feo.
Gerçekler mi?
¿ Verdad?
Gerçekler nadiren eğlencelidir.
Rara vez la verdad es divertida.
Gerçekler acıtır, biliyorum.
La verdad duele, lo sé.
Bundan dolayı gerçekler acıtır.
Ergo, la verdad duele.
Jilet amcadan eğlenceli gerçekler. Sadece sıçana kadar.
Datos curiosos del tito porreta simplemente para cagar.
- Hayır, gerçekler.
- No, ellos estan.
O hediyeler kafama devrilmeden önce gerçekler dank etti.
Antes de los regalos, me cayó la realidad.
O hediyeler kafama devrilmeden önce gerçekler dank etti.
Antes de esos regalos, algo se rompió en mi, en serio.
En kötü ihtimallerle yüzleşmeye hazırlıklı olmalısınız... Çünkü acı gerçekler, haber vermeden karşınıza çıkar.
Deben estar preparados para cualquier situación porque la realidad siempre te golpea sin advertírtelo.
Gerçekler duyulursa idam mangasını önüne konulursun anlıyor musun?
Si se diera a conocer la verdad, sería el final para usted.
Bay Arabulucu,... bu gerçekler hakkında bir arabuluculuk, hayali belirsizlikler hakkında değil, Ve işin gerçeği, Bayan Raker'in işyerinde bölücülüğe neden olduğu için işten kovulması amirin yetkisi dahilinde.
Sr. Mediador, esta es una mediación referente a hechos no a desaires imaginarios y los hechos son que está dentro de los derechos del rector despedir a la Srta. Raker por provocar una alteración del lugar de trabajo.
Ama gerçekler onun olamayacağını söylüyor.
Pero los hechos dicen... Que él no puede ser.
James, diğer dünyadaki gerçekler konusunda yanılmış olabilirim.
James, puede que me equivoque sobre la otra realidad.
Gerçekler.
Estos son reales.
Gerçekler çok farklı.
La verdad es completamente diferente.
Ya tüm gerçekler duruşmada ortaya çıksa?
¿ Aunque los hechos salieran a luz en el juicio?
Peki ya gerçekler?
¿ Y qué hay de la verdad?
Hangi gerçekler?
¿ Qué verdad?
Gerçekler.Dişleri gerçek
Existen. Dientes y garras.
Gerçekler mi?
¿ Son de verdad?
Tabi ki gerçekler.
Claro que son de verdad.
Ne hayal edersem edeyim ; bana gerçekler.
Tanto como si imagino una cosa o no, es real para mí.
Sendromlarım var. Gerçekler mi?
Tengo síndromes. ¿ Fueron reales?
"M. Valdemar Davasındaki Gerçekler."
Sí. La verdad sobre el caso del señor Valdemar.
Ama ödev gerçekler hakkındaydı.
Pero pidió que la asignación fuera real.
Rossi olayındaki gerçekler hâlâ çözümsüz durmaktadır.
Los hechos que rodean el caso Rossi aún no se han resuelto.
BEBEK BEKLEYEN BABALAR iÇiN Gerçekler, ipuçlari ve hileler.
El futuro padre - Realidad, consejos y recomendaciones para futuros padres
Derken, gerçekler su yüzüne çıktı.
Entonces, se conoció la mentira.
Gerçekler bazen dandiktir.
La realidad es cursi a veces.
Gerçekler.
Los hechos.
gerçekten 4665
gercekten 18
gerçekten mi 5647
gercekten mi 17
gerçek 469
gerçeği 152
gerçekten çok güzelsin 18
gerçekte 109
gerçekten çok üzgünüm 145
gerçekten çok güzel 132
gercekten 18
gerçekten mi 5647
gercekten mi 17
gerçek 469
gerçeği 152
gerçekten çok güzelsin 18
gerçekte 109
gerçekten çok üzgünüm 145
gerçekten çok güzel 132