Gerçekten de translate Spanish
84,650 parallel translation
Size ödedikleri gerçekten o kadarsa ve gerçekten de ölüyorsan o gizlilik sözleşmelerini geçersiz kıldırmak beş saniyemizi almaz.
Escúcheme, si esto es realmente lo único que le pagaron y de verdad se está muriendo, puedo hacer añicos esos acuerdos de confidencialidad en cinco segundos.
Uğraştığımıza değebilir demiştin. Gerçekten de uğraştığımıza değermiş.
Bueno, resulta que sí valió la pena.
Gerçekten de sert kadın.
Muy dura.
Evet gerçekten de harikaydı.
Sí, suena genial, la verdad.
Gerçekten de odamı devralmaya hazırsın.
Sí que estás listo para mi oficina.
- Jessica gerçekten 13 beden midir?
¿ Crees que Jessica de verdad sea talla 45?
- Gerçekten mi?
- Esto es increíble. - ¿ De verdad lo crees?
- Gerçekten beni tanımaya başladın değil mi?
De verdad me estás conociendo, ¿ no es cierto?
Gerçekten.
De verdad.
Bu kadar belaya değer mi gerçekten o?
¿ De verdad merece la pena ese problema?
Onun kanından istediğin kadar alıp depolayabilirsin. Ve eğer aradığın şey gerçekten ödülse..... sandığın kadar adam değilmişsin demektir.
Puedes almacenar suficiente de su sangre para todas las curas que alguna vez vayas a necesitar y si es un trofeo tras lo que vas, entonces no eres muy hombre para empezar.
Bak, ben bunun bir parçası değilim gerçekten.
Mira, realmente no soy parte de todo esto...
Tanrım, bu ritim gerçekten kafana giriyor.
Cómo se te pega esa manera de hablar.
Derdin Roan'la değil de gerçekten Skaikru'ylaysa bana meydan oku.
Si tu problema es realmente con Skaikru, no Roan, entonces desafíame en su lugar.
Gerçekten mi?
De Verdad?
Gerçekten elinde olduğuna dair ve iyi olduğuna dair
Están a necesitar algún tipo de prueba
Richard, bu büyüklükte bir fatura gerçekten sorun olacak.
Una factura de este monto será un problema.
Eli kulağında borçlarımızı ve daha emekleme aşamasındaki sistemimizi düşünürsek, bu gerçekten cömert bir teklif.
Considerando nuestras deudas y el primitivo estado de la red, esta es una oferta muy generosa.
Gerçekten de öyleyim.
Lo soy.
- Nathanson'u öldürmüş mü gerçekten?
- ¿ De verdad mató esa cosa a Nathanson?
Sanki gerçekten öfkeli gibiydi.
Era como si estuviera... enfadada de verdad.
Gerçekten mi?
- ¿ De verdad?
Ya da o çantaya gerçekten ihtiyacınız var.
O necesitas de verdad ese maletín.
Sizi kimin kiraladığı konusunda ancak tahmin yürütebilirim. Muhtemelen köpek maskesi takan iri yarı adamlardır ama onlar Senatör Nadeer için çalışıyor. Onun gerçekten istediği şey bu çantanın içinde.
Solo puedo especular sobre quién os ha contratado, probablemente unos tíos fornidos con máscaras de perro, pero trabajan con la senadora Nadeer y lo que quiere está dentro de este maletín.
- Gerçekten mi Glenn?
- ¿ De verdad, Glenn?
Anlaşılan S.H.I.E.L.D.'ın gerçekten bir suç örgütüymüş.
Parece que SHIELD sí que es una organización criminal después de todo.
Buna ihtiyacın yok. Neden sadece gerçekten istediğin şeyi yapmıyorsun?
¿ Por qué no haces simplemente lo que quieres hacer de verdad?
Gerçekten, özür dilerim.
De verdad.
Savunmasız kıçını geride bırakacağımı mı düşündün gerçekten?
¿ De verdad creías que iba a dejar atrás tu trasero indefenso?
Gerçekten mi?
¿ De verdad?
Gerçekten bir çocuğu götürmelerine izin mi verdi?
¿ De verdad dejó que se llevaran a un niño?
Gerçekten sen olduğuna inanamıyorum.
No puedo creer que seas tú de verdad.
Gerçekten neyin peşindesin?
¿ Detrás de qué vas en realidad?
Ne olursa olsun her ne yaptıysam gerçekten üzgünüm.
Si sirve de algo, lo que quiera que hiciese... lo siento mucho.
Onlar gerçekten Skye'ı öldürür mü?
¿ De verdad matarían a Skye?
Coulson, bu insanları gerçekten uyandırmanın tek yolu.
Coulson, es la única oportunidad de despertar en realidad a la gente.
- Gerçekten nereden çıktı şimdi bu?
¿ De qué va todo esto realmente?
Bunun ne kadar zor olduğunu biliyorum ama seni gerçekten önemseyen seni çok seven insanlar var.
Y sé que es difícil, pero hay gente que se preocupa de verdad por ti... que te quiere mucho.
Çünkü sevebileceğine gerçekten inanıyorsan...
Porque si... si de verdad crees... que eres capaz de amar...
Gerçekten mi?
¿ De verdad? ¿ Tú?
Gerçekten şu an farklı bir dünyada olduklarına mı inanıyorlar?
¿ De verdad creen que están en un mundo diferente?
Gerçekten Darkhold'u almama engel olabileceğini mi sanıyorsun?
¿ De verdad crees que puedes impedir que coja el Darkhold?
Ama bu konuda gerçekten bir şey yapabilen tek adamın da savaşmasını garanti etmeliyiz.
Pero asegurémonos de que el único que puede hacer algo al respecto, lo haga.
Gerçekten denedim.
De verdad que lo intenté.
- Gerçekten iyi gidiyorsun.
- De maravilla.
Gündüzleri gerçekten çok tatlı ama geceleri için aynı şeyi söyleyemem.
Ahora es un disfrute, pero a mitad de la noche ya menos.
Ve gerçekten inançlı bir adam.
Y es un feroz defensor de la fe.
"Bu gerçekten doğru bir şey mi?"
"¿ De verdad esto es lo correcto?".
Gerçekten hayvan gibi olanlar, toplumun çürükleri, yalnız yaşamak zorunda olanlar.
La basura de la sociedad, de los que son tan malos que viven solos.
- Tanrım, bunu gerçekten yapıyoruz.
- Está pasando de verdad.
Gerçekten, onu kastettiğini sanmıyorum.
Estoy seguro de que no dijo eso.
gerçekten denedim 20
gerçekten de öyle 85
gerçekten değil 31
dede 298
deli 209
denise 139
deme 332
dean 111
detroit 189
dennis 260
gerçekten de öyle 85
gerçekten değil 31
dede 298
deli 209
denise 139
deme 332
dean 111
detroit 189
dennis 260