Görmek translate Spanish
79,377 parallel translation
Sen hala Bu küçültme görmek Kayıtta?
¿ Todavía estás viendo a ese psiquiatra?
Aslında ben ailemi görmek için Jackson Hole'a gidecektim.
En realidad, iba a ir a Jackson Hole a ver a mi familia.
İkinci kez benimkini görmek istemezsin sonuçta.
Si no, sería la segunda vez que me ves.
Beni mi görmek istedin kaptan?
- ¿ Querías verme, Skipper?
Yeni masanı görmek ister misin?
¿ Quieres ver tu escritorio?
Ben hayatım boyunca Kızıl Kale'yi görmek istedim. Baelor Septi'ni, Ejderha Çukuru'nu.
Toda mi vida quise ver la Fortaleza Roja, el Septo de Baelor, el foso del Dragón.
Bana bu gücü neyin verdiğini görmek istemiyor musun?
¿ No quieres saber qué me dio el poder?
Seni görmek istiyorum.
Quiero verte.
Seni tekrar görmek istedim çünkü.
¿ Porque quería verte de nuevo?
Şimdi Nancy, o bütün bunlara, acı bir şekilde her şeyine el konulmuş olarak belirli bir üstünlükle geliyor ki normalde buna ihtiyatla yaklaşırdım ama itiraf etmeliyim ki arkadaşımın boynundaki o ip yanıklarını görmek...
Ahora, Nancy, él llega a todo esto desde una ventaja específica de los amargamente desposeídos, que normalmente tomaría con decoro, pero tengo que admitirlo, después de haber visto la cuerda arder en el cuello de mi amigo...
- Kocanın nasıl bir yapıda olduğunu görmek istediğini söyledi.
Dijo que quería ver de qué estaba hecho tu hombre.
" Binlerce insan uzak diyarlardan onu görmek için gelmişti.
Miles peregrinaron aquí para verlo.
Senin gibi bir kadının dar ağacında heder olduğunu görmek ne yazık.
Es una lástima, dejarme desperdiciarla en la horca.
İyi, Seni görmek güzeldi.
Bueno, fue un gusto verte.
Kızımı görmek istiyorum, dostum.
Necesito ver a mi hija.
Seni görmek için tabii ki.
Para verte, por supuesto.
Neden beni görmek için 11 yıl bekledin?
¿ Por qué esperar 11 años para verme?
Ya da insanlara görmek istedikleri şeyleri gösteriyorsunuz sadece.
O quizás... solo sabe cómo enseñar a la gente únicamente lo que quieren ver.
Onun yüzünü görmek istiyorlar. Eğer bunu yapamayacaksan...
Quieren ver su cara y si no puedes hacer eso...
Onun yüzünü görmek istiyorlar.
Quieren ver tu cara.
Herkesi görmek istediğini söyledim, davetiyeler yolladım.
Dije que querías verlos a todos, envié citaciones, etcétera, etcétera.
Yüzünü görmek istiyorlar.
Ellos quieren ver su cara
Sizi görmek istiyormuş.
Quería verle.
Seni görmek de güzel.
Yo también me alegro de verte.
Seni görmek de güzeldi.
Es bueno verte, también.
Beni bir daha görmek istemediğini söyledi.
Ella dijo que nunca quería verme otra vez.
Seni görmek istedim.
Quería verte.
Seni tekrar görmek güzel.
Es bueno volverte a ver.
Seni görmek güzel.
Es bueno verte.
- Seni görmek de güzel.
También me da gusto verte.
Denediğini görmek isterim.
Me gustaría verte intentándolo.
Onu böyle mutlu görmek çok güzel.
Es bueno verlo tan feliz.
Bunca yolu bunun olduğunu görmek için gelmedim.
Y no vine hasta aquí para ver que eso sucediera.
Sizi bilmem ama ben bir daha süper zeki telepatik bir goril görmek istemiyorum.
Genial. No sé ustedes, pero yo no quiero volver a ver a un gorila telepático superinteligente nunca más.
Hala geleceğe bakıp nelerin değiştiğini görmek istemediğine emin misin?
¿ Seguro que no quieres mirar en el futuro y ver qué cosas han cambiado?
Görmek zorundayım.
Tengo que verlo.
Tamam, madem görmek zorundasın, o zaman gel buyur.
Bien, si tienes que verlo... baja y adelante.
Biliyorsun hayatım boyunca bir sürü ölüm gördüm bir sürü trajedi yaşadım ve senin öldüğünü görmek bunun beni mahvetmemesi mümkün değil.
Yo... ya sabes, he vivido con un montón de muertes, tragedia en mi vida y el verte morir... me fue imposible no ser consumido por ello.
Dünyayı görmek için yola çıkmış
* Dispuestos a ver el mundo *
Bir müzikalde olduğumuzu biliyorum ama Mon-El'in başkasına aşık olduğunu görmek...
Y sé que estamos en un musical y todo eso, pero ver a Mon-El enamorado de otra persona ha sido...
Şarkı söyleyip dans ettiğini görmek için bayağı para verirdim Barry.
Maldición, Barry, habría pagado por verte cantar y bailar.
Seni görmek her zamanda güzel.
Mira, es bueno verte en cualquier momento.
Arkadaşıma neler olduğunu görmek istedim.
Quería ver qué le pasó a mi amiga.
Seni görmek istedim.
Solo quería verte.
Flash, eğer izliyorsan seni tekrar görmek güzel.
Flash, si nos estás viendo, es bueno verte de nuevo.
Bilmem, seni bu kadar çok gülerken görmek güzel.
No sé, es que... es realmente bonito verte sonreír tanto.
Baba, onu böyle mutlu ve neşeli görmek istemediğimi söyleyemem çünkü istiyordum. - Bak tatlım, bunu ben de istiyorum.
Papá, yo... no puedo decir que verle feliz y ligero no sea algo que he deseado para él, porque... sí, lo es.
Seni olanların yükü olmadan görmek annen ölmeden önceki gibi mutlu olduğunu görmek.
¿ Verte sin el peso de todo lo que ha sucedido, verte feliz, como eras antes de que tu madre fuera asesinada?
Bilmem, seni bu kadar çok gülerken görmek güzel.
No sé, es solo... realmente es agradable verte sonreír tanto.
Baba, onu böyle mutlu ve neşeli görmek istemediğimi söyleyemem çünkü istiyordum.
Papá, yo... No puedo decir que verlo feliz y ligero no sea algo que le deseara, porque... sí, lo deseo.
Bob, seni görmek güzeldi.
Bill, cuídate.