English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ G ] / Görmek için

Görmek için translate Spanish

11,756 parallel translation
Aslında, gardiyan değişimini görmek için turistler burada toplanır.
Normalmente, los turistas se reunen aquí para ver el cambio de guardia.
Örnek olarak, kimlerin yapmamaları gereken şeyler yaptıklarını görmek için kullanıcı adlarını suç kayıtları ile karşılaştırarak.
Cruzando nombres de usuario, por ejemplo, con registros criminales para ver quien podría estar haciendo algo que no debería.
- İki gün önce, saat 06.57'de İlmekçiler bilgisi Justin'e verilirken nerede olduğunu görmek için takip yerlerine bakıyorum.
- Comprobando la ubicación para ver dónde estabas a las 6 : 57 de la mañana de hace dos días cuando Justin recibió la información stitchers.
Bunca yolu gidişimi görmek için geldin demek.
Has venido desde tan lejos para despedirte.
Bunca yolu gidişimi görmek için geldin demek.
¿ Has venido desde tan lejos para despedirte?
Summerland'ı görmek için meraklıların sıkça buraya yolu düşer.
Los curiosos a menudo pasa por aquí para echar un vistazo a Summerland.
Summerland'ı görmek için meraklıların sıkça buraya yolu düşer.
Los curiosos vienen a menudo aquí para dar un vistazo a Summerland.
Öldürmek için cadı hançeri görmek için ay taşı... ve görünmemek için tılsım torbası.
Una daga para matar brujas, una piedra lunar para ver... y una bolsa de medicinas para no ser visto.
- Aslında görmek için her gün gelebilirsin.
En realidad, puedes venir a casa todos los días a ver a Ishita.
Benny, bunca yolu gidişimi görmek için geldin.
Benny, has hecho todo este camino para verme marchar.
İçeride bakayım, tüm mücevherlerin orada olup olmadığını görmek için.
- Que es muy peligroso. - Hmm?
George domuzları görmek için heyecanlanıyordu ve Marigold'u durdurmak için ne sebep sunabilirdim?
George tenía muchas ganas de ver los cerdos... ¿ y qué posible razón podría darle para no llevar a Marigold?
Onu görmek için çok mutlu.
Que gusto de verte.
Şimdi yaşamak mı yoksa ölmek mi iyi görmek için bekleyeceğiz.
Ahora esperemos a ver si vives o mueres.
Robert Childan, Kasoura'ları görmek için buradayım.
Robert Childan para ver a los Kasoura.
Görmek için çok berbat bir yer.
Es un lugar horrible de contemplar.
Sadece istediği herhangi bir zamanda ayrıcalıklı muamele görmek için sarktı.
Solo lo usó como incentivo para obtener trato preferencial cuando quisiera. Eso es... - incorrecto.
Dr. Tyler, sizi görmek için bekleyen burada bir beyefendi var.
Dra. Tyler, hay un caballero que espera verla.
- Bizi görmek içinmiş. Fakat eminim ki hastane tartışmasına müdahil olmak için geliyor.
- Dice que solo para vernos pero estoy segura que para meter la nariz en lo del hospital.
Tıpkı ilişkini daha net görmek için biraz uzaklaşmak gibi.
Como cuando necesitas separarte en una relación para verlo más claro.
Seni görmek için geldim tabii ki.
Vine a verte, por supuesto.
Ben de bir akşam arkadaşlarımı görmek için yalnız gittim.
Una noche salí sin él para ver a unos amigos.
Buraya Janko Stepovic'i görmek için geldik.
Estamos aquí para ver a Janko Stepovic.
Artık ayın sporcususun tekrar kazanabilir misin görmek için küçük bir test yapmalısın.
Ahora eres el Atleta del mes, ahora que lo lograste, querrás volver a ganarlo.
Nasıl olduğunuzu görmek için bir uğrayayım dedim.
Pensé en pasar, ver como les va.
Tanrım, orada ne zırvalıklar olduğunu görmek için herşeyi öderdim. Ben de.
Cielos, pagaría lo que fuera para ver qué cosas tienen allí.
Ama ne görmek için para ödeyecekler ki?
¿ Pero que están pagando para ver?
Ama biri neden gelip görmek için para ödesin anlamıyorum.
Pero no veo por qué alguien pagaría para venir a ver.
Neden tamamen sıradan bir evi görmek için para ödesinler ki?
¿ Pero por qué alguien pagaría por ver una casa común?
Gerçek bir yemek odasını görmek için toplanın!
¡ Acérquense, acérquense, visiten un comedor real!
İnsanlar her zaman evi görmek için kahyalara bahşiş vermiştir.
La gente siempre le ha dado propina al mayordomo para ver una casa.
- Aslında burada değilim. Yarın Brooklands'da yarış izleyeceğim ve yeni neler var görmek için uğrayayım dedim.
Voy a las carreras de Brooklands mañana, y pensé que pasarme y ver si hay noticias.
- Neden? - Söylemedi leydim. Fakat sizi görmek için sabırsızlanıyor gibi.
No lo ha dicho, milady, pero parece ansiosa de verlos a todos.
- Yarın onu görmek için gideceğim.
- Iré a verla mañana.
Ed'in intiharı hakkında yanıldığını görmek için can attığımı söylemiştim ya?
Derecha, recuerdo cuando te dije que no podía esperar - Para demostrar que te equivocas en el suicidio de Ed?
- Seni görmek için...
- Vine a...
"Siz ve bir konuğunuz tüm içtenliğimle Glenn Quagmire'ın 1000'inci seks fethini görmek için davetlidir." " Quagfest'te üç günlük kutlama festivali ve şu üç şey yapılacaktır :
" Usted y una compañía, están invitados cordialmente a presenciar la conquista sexual número 1.000 de Glenn Quagmire en el Quagfest, un festival de tres días, celebrando tres palabras...
Mr. Tenant'ı görmek için Harrison Walters.
Harrison Walters está aquí para ver al Sr. Tenant.
Seni görmek için uzun yoldan geldim.
He recorrido un largo camino para verte.
Oğlumun ilk adımlarını görmek için bir an önce eve gitmeye çalışıyordum.
Señor Lively, le debo una disculpa. Esperaba llegar a casa antes de que mi hijo diera sus primeros pasos.
Yüzlerinde dehşet ifadesiyle boncuk boncuk terlemelerini görmek için sabırsızlanıyorum.
Estoy deseando ver las gotas de sudor en su caritas asustadas.
Seviştiğim bir adamı görmek için kapıya gelmemiz gerektiği için aldık biletleri.
Compré los boletos para alcanzar en la puerta de embarque... a un chico con el que tenia relaciones.
- Ne olacağını görmek için oralarda beklediğini mi söylüyorsun?
- Entonces se quedó cerca... - para ver lo que ocurría. - Sí.
Hayır, Bayan Grant için değil, annesi görmek istiyormuş.
No, no para la Srta. Grant, su madre quiere verla.
Bizim için yaptığın işi görmek istiyorum.
Ver esta operación que has construido para nosotros.
Buraya gelip onun tüm sahip olduğu şeyleri görmek benim için küçük düşürücü.
Es humillante para mí tener que venir aquí y ver todo lo que ella tiene.
Benim için olduğunu söyle, hemen doktoru görmek zorunda olduğumu söyle.
Dile que soy yo. Que necesito ver un doctor muy pronto.
Polisleri kendi mekanlarında takılırken görmek benim için bir zevk. Özellikle senin gibileri.
Siempre feliz de encontrarme con agentes de policía en su propio terreno, especialmente contigo.
Biliyorum ayrılığımız senin içinde zordu, ama senin kaleden uzaklaşmanı görmek sadece benimle karşılaşmamak için... - Endişe etmene gerek yok.
Sé que esto también ha sido muy duro para ti, nuestra separación, pero ver que huyes de todo un castillo solo para evitar estar a mi lado...
~ Beni görmek istemişsin ~ Geldiğin için teşekkür ederim.
- Pediste verme. - Gracias por venir.
Nasılsa burada olmayacağım için onu görmek zorunda kalmayacağım.
No estaré aquí, así que no tendré que verlo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]