English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ G ] / Götür onu

Götür onu translate Spanish

2,510 parallel translation
Götür onu.
Sáquenlo de aquí.
Geri götür onu.
Ponla espalda hacia abajo.
İçeri götür onu.
Ponla en la cabina
Götür onu buradan Goodyear.
Goodyear, sáquelo de aquí.
Pekala, götür onu!
¡ Agárralo!
Götür onu. Bak bakalım, işler nasıl ilerleyecek.
Vuelve con él, y ve que sucede.
Eric, götür onu buradan. Lütfen!
¡ Eric, sácala de aquí, por favor!
Götür onu.
Sácale de ahí.
Götür onu.
¡ Sácalo de aquí!
Götür onu.
- Sácalo de aquí.
Götür onu!
¡ Sácale!
Götür onu sidik tankına batır.
Llévalo a... Ponlo en un tanque de orine.
Götür onu.
Llevártelo.
Yakında çürümüş bir cesede dönecek. Götür onu.
Ella pronto será un cadáver putrefacto.
- Evet onu götür.
- Sí, llévatela.
- Onu Tobago'ya götür!
- ¡ Llevarla a Tobago!
Hadi, onu arabaya götür.
Tengámoslo ahora. Vamos, tráiganlo al auto,
Sen sadece onu götür, Robin.
Tú sólo llévatela, Robin...
Ama sen onu buradan götür.
Pero tú tienes que llevarla lejos.
Onu götür... tamam mi?
Tienes que llevártela... ¿ Vale?
Bill, onu malikâneye götür, olur mu?
Bill, llévalo a las viviendas, ¿ podrías?
onu balığa veya maça götür, benim tarafımda olması için...
Sólo... llévalo a pescar... o llévalo a un Hooters.
- onu eve götür. sonra konuşuruz.
LLévala casa.
Onu takip et ve evine götür. Ne istiyorsun?
Sólo síguelo y tráelo aquí.
Onu doktora götür Ethan'ı al, alışverişte git, yemeği hazırla hayali lanet kariyerimi ayakta tutmaya çalış.
Llevarlo al doctor... buscar a Ethan, hacer todas las compras, la cena... resucitar mi maldita e inexistente profesión.
Onu polise götür.
Llévalo a la policía.
Onu yemek için güzel bir yere götür.
Llévala a un sitio bonito a cenar.
Seni yukarı çektiğim zaman, onu buradan götür.
Antes de que la bestia despierte en mí Llevátela
Onu evine götür.
Llevala a su casa
Onu buradan götür. Hemen.
- Sácalo de aquí.
Onu esir al ve uzaklara götür!
Arréstenlo y llévenselo
Onu tutukla ve buralardan uzağa götür.
Arréstenlo y llévenselo
Pekala, onu dışarı götür.
Ahora condúceIa todo alrededor.
Önce onu götür.
Súbela primero.
Acele et, onu Tangshan havaalanına götür.
Apresúrate y llévalo al aeropuerto de Tangshan.
- Onu buradan götür.
- Sáquenlo de aquí ya. - Es increíble.
- Öyleyse onu şu lanet beyzbol maçına götür!
- Entonces, llévalo a su partido de béisbol.
Onu evine, Tauron'a götür.
Llévalo a Tauron.
Onu buradan götür yoksa Şerifi çağırırım.
Sácala aquí o llamaré al sheriff.
Onu kır evine götür.
Llévalo a la casa de campo.
Kutlamak için onu kumsala götür.
Llévale a la playa a que lo celebre.
Onu depoya götür.
Llévala al almacén.
Onu jeneratör odasına götür.
Llévalo contigo a la sala del generador.
- Sadece onu kıyıya götür, bugün geri dönersin, tek yapmanı istediğim bu!
Sólo la llevara a la orilla, vraæaš Ese mismo día, sólo pregunte.
Zamanında varacağından şüphem olsa da, onu götür ve sonradan hemen onu oradan çıkar.
yo dudó que lo haga a tiempo, pero... Que se mueva... Y despues salgan.
Pekâlâ, Chris, metastaz varlığını araştırmak için onu BT'ye götür.
Vale, Chris, hazle una Tomografía para un estudio metastásico.
"Onu süite götür." dedi.
Me dijo : "acompáñalo a la suite".
Onu dişçiye götür.
Llévalo al dentista.
- Onu içeri götür.
- Que pase.
Sorun değil onu doktora götür.
No pasa nada. Llévalo al médico.
Aslını sakla ve onu alıp uzaklara götür.
Esconde sus orígenes, manténlos ocultos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]