English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ H ] / Haklı

Haklı translate Spanish

86,667 parallel translation
Haklı olduğum için yalan söylüyor.
Miente porque tengo razón.
Haklısın.
Tienes razón.
Sen haklıydın.
Tenías razón.
Haklı olabilirsin.
Puede que estés en algo.
Hâlâ Daisy'nin haklı olduğuna inanıyorum.
Aún creo que Daisy tiene razón.
Sen haklıydın.
Teníais razón.
Tanrım, haklısın.
Dios mío, tienes razón.
- Haklısın.
- Tienes razón.
Ama haklısınız. Ne zaman burada ters bir şeyler olsa Cesar gibileri suçlamak alışkanlık olmuş.
Pero tienes razón, algo malo ocurre por ahí, hay una tendencia a culpar a hombres que se parecen a Cesar.
Haklısın.
Bueno, tienes razón.
Kin gütmekte haklısın.
Mira, entiendo que estés enfadada.
- Haklısın. Şerefimi korumam gerekmez mi?
¿ Qué hay del honor?
Oğlum konusunda haklıydın.
Tenías razón sobre mi hijo.
Sonuçta haklı.
Sí, tiene razón.
- Bu konuda haklı.
- Exacto.
Haklı mıyım kızlar?
¿ Tengo razón, chicas?
Haklısın. İki adamlık bir iş bu.
Es un buen punto.
Louis acı içinde olduğunu bildiğimden bu söylediklerini duymazdan geleceğim. Ama işte bu yaptığın bile benim haklı olduğumu gösteriyor. Çünkü bana bu şekilde konuşabiliyorsan Tanrı o avukatların yardımcısı olsun.
Louis, dejaré pasar eso, porque sé que estás sufriendo, pero es por eso mismo que tengo razón, porque si estás dispuesto a hablarme así, que Dios ayude a esos asociados.
Marissa haklıydı.
Marissa tenía razón.
Biliyorum, biliyorum haklıydı da.
Ya lo sé. Sé que tiene razón.
Haklısın.
Tiene razón.
Haklısın bir anda patladım bunu yapmamalıydım.
Tienes razón. Me descargué contigo y no debí.
Haklısın, değil zaten.
Tienes razón. No lo tenía.
Haklı bir gerekçe.
Tiene razón.
Harvey, Mike haklı.
Harvey, tiene razón.
- Haklılık payı var. Sayın yargıç müvekkilimin kötü niyetle sözleşme yaptığını iddia ediyorlar.
Señoría, afirman que mi cliente accedió a la póliza de mala fe.
Lanet olsun haklısın.
Mierda. Tienes razón.
Ama yargıç davaya izin verdiğine göre haklılık payımız olduğunu düşünüyor olmalı.
- debe pensar que tengo un caso.
Söylemek hoşuma gitmiyor ama haklı olabilir. - Haklı zaten.
Odio decirlo, pero tiene razón.
- Haklısın fakat, Mike, dünyadaki bütün mahkeme celplerini çıkartsan bile bize böyle bir koz vermeyeceklerdir.
- los atrapamos. - Sí, Mike, podemos tener todas las citaciones del mundo, pero nunca nos darán algo así.
Haklıydın.
Tenías razón.
Evet, sen haklıydın.
Sí, tenías razón.
Haklıydı.
Tenía razón.
Haklısın.
Tienes toda la razón.
Bence haklısınız efendim.
Creo que usted tiene razón, señor.
Haklısın Rhoades seni başa geçirmez ama geçireceği kişi geçirebilir.
Rhoades no te nombrará jefa de Crim pero quizás su sucesor sí.
Enerji sektöründeki en güçlü şirketlerden birini sahtekarlıkla suçlayıp haklı çıktığım olmamıştı.
Nunca llamé fraude a la compañía más poderosa de energía y tenido razón.
Özür dilerim, eminim haklısınızdır.
Lo lamento, seguro tiene toda la razón.
Haklısın.
Es verdad.
- Belki de haklıdır.
- Quizá ella tiene razón.
Ve eğer haklıysam, onu bulduğumda orada olamama riskini... göze alabilir misin?
Y si tengo razón, ¿ de verdad vas a arriesgarte a no estar ahí cuando lo encontremos?
Çok haklısın.
Nunca se ha dicho nada más cierto.
- Umarım haklısındır.
Sí, espero que tengas razón.
- Mick haklı.
Mick tiene razón.
Haklısın.
Tienen razón.
Donna'ya ne söylediysen, haklıydın. - Louis...
- Louis...
Haklıymışsın.
Es correcta.
- Haklı da.
- Y tiene razón.
- Haklısın.
Tienes razón.
Haklısın, bu mükemmel.
Tienes razón, esto está increíble.
- Haklısın.
- Ya.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]