Haklısın translate Spanish
41,175 parallel translation
Çok haklısın!
¡ Claro que sí!
Haklısın.
Tenías razón...
- Haklısın
- ¿ Claro?
Haklısın.
Sí, tienes razón.
Haklısın kesinlikle aynısı.
Tienes razón, es exactamente lo mismo.
Hayır, haklısın, haklısın.
No, tienes razón, tienes razón.
Haklısın.
Tienes razón.
Haklısın, ben iyi bir ebeveynim.
Tienes razón, soy buena madre.
Bu konuşma sorununu başından ele almak konusunda haklısın.
No tengo idea qué dijiste.
Haklısın Manny.
Es cierto, Manny.
Haklısın.
Es verdad.
Haklısın.
Cierto.
Eğleniyoruz. Telsizlerinizi dinliyorduk ve her şeyden haberdarız... haklısınız.
Ahora, hemos escuchado sus comunicaciones y estamos al tanto... tienen razón.
Haklısın.
Probablemente tengas razón.
- Haklısın.
- Tienes razón.
- Hayır, haklısın.
- No, tienes razón.
Ve haklısın.
Y tienes razón.
- Çok haklısın.
- Tienes toda la razón.
- Belkide haklısın.
Probablemente tengas razón.
Bak, haklısın.
Mira, tienes razón.
Haklısın, nişanlım muhtemelen ölmüş ucubenin tekidir.
Tienes razón, mi prometido es un raro que seguramente está muerto.
Umarım bu konuda haklısınızdır.
Espero que tengan razón.
Haklısın.
Es cierto.
Haklısın.
bien.
Ailenizi düşünmekte haklısınız.
Tienes razón en pensar en la familia.
Haklısın üzgünüm.
Tienes razón. Lo siento.
- Haklısın, dahi seni.
- Es correcto, genio.
Kesinlikle haklısın çünkü bazen aşina olmadığın bir araba sürerken otoyolda "Altıncı vitese attım mı?" diye düşünürsün.
Tienes toda la razón porque a veces vas conduciendo u vehículo familiar por autovía y piensas : ¿ puse sexta?
Aslında haklısın, çünkü şu şapkadaki o adam,
Tienes toda la razón, en realidad, porque ese tío en el sombrero de allí,
Belki haklısın, öyle.
Tal vez tengas razón, lo es.
Haklısın aslında çünkü asıl zamanının geldiğini, bir süper markete gittiğinde mutfak aletleri bölüme gidip kafana çaydanlık koymadığında anlıyorsun.
- No, de hecho, llevas razón, porque creo que es el momento en que vas a unos grandes almacenes, y vas a la sección de cocina, y ves una cubre tetera, pero no te la pones en la cabeza.
Görünen o ki kesinlikle haklısın... çünkü elimde ilginç istatistikler var.
Bueno, tienes razón, como resulta, porque tengo algunas interesantes estadísticas aquí.
Tamam, haklısın.
Oh, sí, tienes razón.
- Hayır, haklısın.
- Tienes razón
Çok üzgünüm, haklısın orada olmalıydım, merak etme artık hep yanında olacağım.
Lo siento. Debería haber estado aquí y voy a estar aquí.
Haklısın. Ah...
Vale.
Haklısın.
Sí.
- Aah haklısın.
- Oh, claro.
- Evet, haklısın.
- Claro. No.
Bu aynı gerçek bir çocuk olmadan hemen önce Pinokyo'dan vazgeçmek gibi. Haklısın.
Eso es como dejar de ver Pinocho, justo antes de que se vuelva un niño de verdad.
Evet, haklısın büyük ihtimalle.
Si, probablemente tengas razón.
Haklısın. Uh-huh. uh-huh.
Vale.
Oh, evet, haklısın.
Sí, bien.
- Haklısın.
- Vale.
- Evet, haklısın.
Tienes razón.
Belki de haklısın.
Hmm, quizá tienes razón.
- Haklısın.
TOBY :
Haklısın.
Tienes razón,
Çok haklısınız.
No podría estar más de acuerdo.
Valilerle işleri yoluna koymaya odaklanmalısınız efendim. Haklı.
Sr. presidente, necesita centrarse en volver a encarrilar a los gobernadores.
Peki, haklısın.
- Me estás mintiendo, lo noto. Vale, tienes razón.
haklisin 34
haklısınız 730
haklısın galiba 26
haklısınız efendim 33
haklı 645
haklıyım 81
haklıydım 99
haklı değil miyim 37
haklıymış 45
haklı olabilirsin 178
haklısınız 730
haklısın galiba 26
haklısınız efendim 33
haklı 645
haklıyım 81
haklıydım 99
haklı değil miyim 37
haklıymış 45
haklı olabilirsin 178