Iki kelime translate Spanish
927 parallel translation
Aşağı gelip iki kelime laf edin.
Baja y dales una explicación.
Telefonu ona ver Pastrami, iki kelime edeceğim.
Pásamelo, Pastrami, sólo una palabra.
Sadece iki kelime,'Lütfen, lütfen'.
"Por favor, por favor".
Ama biz neden iki kelime edemeyelim ki?
¿ Pero por qué no podemos opinar?
Leo ve işlerin içeride nasıl göründüğüne dair bir iki kelime.
Sólo un par de palabras sobre Leo y cómo ve todo por ahí abajo.
Bu sabah herkesin acelesi olduğunu biliyorum ama belki de bir iki kelime konuşabiliriz diye düşünmüştüm.
Todo el mundo tiene mucha prisa esta mañana pero he pensado que podríamos hablar un rato.
Bana bir iki kelime söyler misin?
¿ Le molestaría decirme una o dos palabras?
Mektupta iki kelime vardı : "Beni hatırla."
En ella había una palabra. "Recuérdame."
Şimdi, sponsorumuzdan bir iki kelime dinleyelim.
Y ahora, escuchemos una o dos palabras de nuestro patrocinador.
Sanırım bay Buchanan sizinle iki kelime etmek istiyor.
El Sr. Buchanan quiere hablar con ustedes.
Ben sadece bir iki kelime değiştirdim.
Yo sólo cambié algunas palabras.
40 saniyeden fazla vaktinizi almayacak iki kelime için Crown Peynir Şirketi size 10.000 dolar veriyor.
Voy al grano : por dos palabras, que apenas tomarán 40 segundos, le ofrecemos 10 000 $ si sale en televisión.
Küçük, bir iki kelime Macarca öğrendi bile.
Ella ya habla un poco algunas palabras en húngaro. Me he dado cuenta.
Sadece iki kelime. İşi bırakıyorum.
Tan sólo dos palabras : me voy.
İstediğim tek şey sadece iki kelime.
Sólo es una palabra.
Yine de bir iki kelime konuşalım.
De todos modos iremos a charlar con él.
Ona bir iki kelime öğrettim. Onları duyunca yüzünün halini görmek istiyorum.
¿ Te imaginas la cara de mi tía Tessa cuando repita las palabras que aprendo en Berkeley?
- Hayır, sadece şu iki kelime.
- No, sólo dos palabras.
"Kadoya Hanı." Mektuptan çıkarabildiğiniz iki kelime, hepsi bu.
Has descifrado solo dos palabras,
Zaten gitmek istiyorsun, vaktin de yok ama benim seninle oturup iki kelime konuşmaya ihtiyacım var.
Asi no es. Usted quiere irse no hay tiempo... y yo necesito que Usted se siente,... entonces, podremos hablar un poco.
Şu sloganı uyarladım : Fikrimi anlatan iki kelime :
Sigo las reglas que se han creado en diferentes tiempos.
Kaptan sensin. Bir iki kelime konuşsan.
Capitán, unas palabras.
Sadece iki kelime... nerede... ne kadar?
Hay dos palabritas... dónde está... ¿ cuánto cuesta?
Sizinle bir iki kelime konuşabilir miyiz, beyefendi?
Señor Conde, unas palabras, por favor.
Bir tanesi yanlışlıkla iki kelime birden gördüğü için, haftalarca hastanede yattı.
Uno de ellos vio por error dos palabras y tuvo que pasar varias semanas internado.
Ayrıca daha iki kelime bile konuşamadığım bir kızdan niçin endişelensin ki?
Y no desconfía de una chica con quien no converso.
Benimle bir iki kelime konuşmak için durdular, ve sadece merak ettiğim için başka kiminle konuşmak istediğini görmek istedim ve senin olduğun ortaya çıktı.
Vino a hablar conmigo y quise saber con quién más hablaba. Roger le debe dinero.
Sizinle iki kelime konuşmak istiyorum, lütfen.
Quisiera hablar con ustedes.
Bir cümle, iki kelime.
Cualquier cosa. ¡ Una frase!
Söyleyeceği sadece iki kelime ve senin yaşlı ahmak... sana daha fazla sorun çıkarmayacak.
Es sólo a pedido - y su muzhchinka nunca otra cosa no vas a hacer.
Saçmalıyor. İzin verin de ona iki kelime edeyim.
Déjeme decirle dos palabras.
İkincisi, kapağında büyük ve dostane bir yazıyla iki kelime yazar : PANİK YAPMAYIN!
QUE NO CUNDA EL PÁNICO inscritas en enormes y amistosas letras en la portada.
Sadece seninle bir iki kelime konuşmak istiyorum.
Sólo quiero hablar contigo.
Bu iki kelime, onunla neredeyse hiç bağdaşmıyor gibi.
Dos palabras, ¡ eso no es suficiente para acusarlo!
Şimdi burada elimde harika bir koruyucu olan bir tüp Salvodon var ismi, iki Yunan kökenli kelime olan "salvonomor" ve "dontoupe" den oluşmaktadır.
He aquí un tubo de este preparado, Salvodont. De dos palabras griegas "Salvo", no más y "dont", dolor de muela. 6 p. el tubo pequeño.
İki haftadır tek kelime etmedin.
No has hablado durante dos semanas.
Don Kişot'un tasarısında iki önemli kelime var :
Don Quijote con la ley dirá dos palabras importantes :
- Konuşmayı kendisi yapmak istiyordu. - Çok. Theo sadece iki tane İngilizce kelime biliyor.
Le prometí a Theo pronunciar un pequeño discurso que le hubiera gustado pronunciar él mismo.
İki müthiş kelime : var olmak.
Es una gran palabra. Ser. De ella se derivan otras palabras.
Bir iki kelime etmeyecek misin?
- Hermano, ¿ quieres decirle algo?
Sadece'oh', iki harfli sıradan bir kelime işte.
- Sólo "oh". Una palabra que no significa nada. ¿ Cuándo te vas?
- Yine şu iki harfli kelime.
Otra vez esa palabra.
Bir kelime ya da iki ya da üç ya da dört, beş, altı, yedi 511, 512... 513.
Una o dos, o tres, o cuatro, cinco, seis, siete 511, 512... 513.
İki kelime için 10.000 papel tepilir mi?
¿ Está loco? i10 000 $ por dos palabras!
İki kelime : "Büyük Şef."
Con dos palabras.
İki kelime daha etseydi onu öldürürdüm.
Dos palabras más y la habría matado.
İki kelime.
Dos palabras.
İki kelime!
¡ Dos palabras!
- İki haftada bin kelime.
- 1000 palabras en dos semanas.
Gerçekten iki belirsiz imzayı ya da saçma kelime oyunlarınızı... kanıt olarak kabul edeceklerini mi sanıyorsunuz?
¿ Realmente cree que tomarán como prueba un par de firmas y su tonto juego de palabras?
Korsan Sarısakal iki gün sonra hapisten çıkacak. Yıllardır gördüğü kötü muameleye rağmen hazinesi hakkında tek kelime etmedi.
El pirata Barba Amarilla será liberado en dos días... y a pesar de años de penurias aún no nos ha dicho nada... del tesoro que oculta.