Iyi bir adam translate Spanish
5,553 parallel translation
Onu almak için senden daha iyi bir adam, Charlie.
Es mejor hombre de lo que tú crees, Charlie.
Özgürlüğümün son gününde iyi bir adamı öldürmek zorunda kalmayı hiç istemem.
Y me gustaría mucho no matar a un buen hombre.
Ben aslında iyi bir adamım 7 yıl önce böyle değildim
Soy un buen hombre en realidad. No estaba así hace siete años...
O, iyi bir adam.
- Un buen hombre.
Düşündüğünden çok daha iyi bir adam o.
Creo que es mejor hombre de lo que tú crees.
Daha iyi bir adam olmaması çok kötü.
Está muy mal que no sea un hombre mejor.
Eğer bu haberi yapacaksanız kanıtlarınızın sağlam olduğundan emin olun aksi halde iyi bir adamın kariyerini mahvedebilirsiniz.
Pero si va a ir por ese camino, Señor Hutton, más vale que tenga la maldita seguridad de que sus hechos son ciertos o podría arruinar la carrera de un buen hombre.
Sana kefil olup onlara senin iyi bir adam olduğunu söyleyeceğim.
Voy a responder por ti, y voy a decirles - que eres un buen tipo. - Bueno... vale.
Ben iyi bir adam değilim.
No soy un buen hombre.
Bir seçim yapacaktım. Ya daha iyi bir dansçı olacaktım ya da daha iyi bir adam.
Tenía que tomar una decisión... ser el mejor bailarín o el mejor hombre
O iyi bir adam.
Es un buen tipo.
John Hawkins iyi bir adam.
John Hawkins es un buen hombre.
Bu gece gördüğüm şey, daha iyi bir adam olduğundu.
De la forma que lo veo, hoy has sido el mejor chico.
Kötü bir adam ondan nefret ediyorsa baban iyi bir adam olmuyor mu?
Si un hombre malvado le odia...
- O iyi bir adam, bizim dostumuz!
- Él es un buen hombre, un amigo! - Él es un mentiroso!
Tom iyi bir adam.
Digo, Tom es un buen hombre.
- Oldukça iyi bir adam ama Angela'nın babası gibi adamlar bağlantıları olmadan karaciğer bulamazlar.
- Todavía es relativamente joven pero hombres como el padre de Ángela, no consiguen trasplantes sin contactos.
İyi bir arkadaş ve iyi bir adam ve tarifsiz güzellikte bir karısı var.
Es un buen amigo y un buen hombre con una mujer inexplicablemente estupenda.
O gün iyi bir adamı kaybettiğini düşünüyorum.
Pienso que perdiste un buen hombre ese día.
Az önce "iyi bir adam yanlış bir şey yaptığında kötü hisseder" dedin.
Pero acabas de decir : "Un buen hombre se siente mal cuando hace algo injusto."
Bugün burada olmamın sebebi, gözleri bizden daha iyi gören bir adamı onurlandırmaktır.
Para eso es que estoy hoy aquí, para honrar a un hombre que ve con mejores ojos que el resto de nosotros.
Bu adam iyi bir yazar.
Este hombre es un buen escritor.
Anders Iyi bir adam
Ese Anders es una buena persona.
Üç iyi eğitimli insanın bir adamı sorgulaması mı?
¿ Tres personas entrenadas interrogando a un hombre?
Ailem beni iyi bir adam sanıyor.
Mi familia piensa que soy un buen tipo.
Bunlardan sonra adam akıllı iyi bir yemek yiyebilirim
Después de todo puedo tener una comida decente.
Bu adamı yakalamak, oldukça iyi bir işti.
Hizo algo espectacular, retirando a este tío de la circulación.
İyi bir adam olduğunu biliyorum. O iyi adamın hala oralarda bir yerde olduğunu da biliyorum.
Sé que eres un buen hombre, y sé que ese hombre aún está en alguna parte.
Bence senin düşündüğünden daha iyi ve daha güçlü bir adam o.
Yo creo que es un mejor hombre de lo que crees, y más fuerte.
Tek bildiğim gerçekten iyi olan bir adamı üzmek istemiyorum.
Todo lo que sé es que yo no quiero hacerle daño a un hombre ¿ quién es verdaderamente grande.
Daha önce söylediklerimde ciddiydim, Richard Balsille hakkında... Büyük bir adam, ama ne yazık ki,... bu her zaman iyi olduğu anlamına gelmez.
Era en serio lo que dije antes sobre Richard Balsille que es un gran hombre, pero desafortunadamente, eso no siempre quiere decir uno bueno.
Adam aslında içten içe iyi bir dedektif.
Es, en su corazón, un compañero detective.
Bir bakalım. Sorgulama sırasında taksi şöförünün arkada oturan adamı pek iyi göremediğini duymak pek sürpriz olmadı.
¿ Les sorprendería saber que al ser entrevistado nuevamente, el conductor del taxi admitió que él apenas vio al caballero en el asiento trasero?
Yani şimdi sen benden, herhangi bir masum adamı veya polisi sırf Pernell daha iyi hissedecek diye tutuklatmamı mı istiyorsun?
¿ Quieres que arreste a un hombre inocente, un poli, solo para que Pernell se sienta mejor?
Burt gibi bir adam iyi bir purodan hoslanacaktir.
Un hombre como Burt aprecia un buen cigarro.
İhtiyar bir adamı baştan çıkarmaktan başka yapacak daha iyi bir işin yok mu?
No me importa lo que haces... pero ¿ por qué seducir a un viejo viudo?
Atomları ayıramayan bir adam için bence iyi iş çıkardım.
Para alguien que no divide átomos, creo que lo hice bien. - Bueno...
Atomları ayıramayan bir adam için bence iyi iş çıkardım.
Para un sujeto que no está dividiendo átomos, Creo que lo hice bien.
Ekstra adam için daha da iyi bir sebep.
Mayor motivo para tener más tropas en el campo de batalla.
Araplarla ilgili size bir şey söyleyeyim, eğer zenci bir adam kız kardeşlerine dokunuyorsa, iyi bir koşucu olmaları iyi olur.
Por lo que he visto de los arabes, si un negro toca a su hemana, será mejor que sea muy veloz.
İyi bir adam.
Es un buen hombre.
İyi atıştı, adamım ama penisin etkili bir hedef olduğunu mu düşünüyorsun?
Buenos disparos, amigo, pero, ¿ crees que el pene es un blanco efectivo?
İyi bir adam. Ve açıkçası, bunu söylediğimden kimin haberi olduğu umurumda değil hiç kimsenin haberi olmadığı sürece.
Francamente, no me importa quién sepa que dije eso siempre y cuando nadie lo sepa.
Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum, adamım.
No creo que sea una buena idea, tío. Es que...
İyi bir adam yanlış bir şey yaptığında kötü hisseder.
Un buen hombre se siente mal cuando hace algo injusto.
İyi bir adam olmak istiyor musun?
¿ Quieres ser un buen hombre?
Anlıyorum, bunları iltifat olarak söylüyorum. daha iyi mevkilere gelebilmek için tüm kasabada veba salgını başlatmayı göze alan bir adam çok daha yüksek mevkilere gelebileceği halde neden tek bir adamı zehirlemeyi göze almadığını anlamıyorum. Ama şunu anlamıyorum...
Entiendo, tomaré eso como un cumplido.
- Şimdi, benim anlamaya çalıştığım, bir adamın karşısına geçip, ölmediği halde kızınız öldü diyebilen senin ve ayrıldığımız bilinen karımın, özünde iyi kadınlar olan böyle iki insanın kimyası.
- Verá, lo que trato de entender es la reacción que se produce cuando dos mujeres buenas en esencia, como son usted y mi indudable ex esposa, se mantienen firmes y le dicen a un hombre que su hija ha muerto, cuando no es así.
Bu dünya, o adam olmadan daha iyi bir yer.
El mundo está mejor sin la presencia de ese hombre.
Bir adam iyi para kazanmak için Feathers'tan tedarik etsin diye Bay Parker'ı ağır yaralayabilir.
Cualquier hombre apostaría y ganaría a que el gravemente herido Sr. Parker tomó la misma decisión para su Feathers.
- İyi bir adam değil miydi?
¿ No era un buen hombre?
iyi bir adamsın 23
iyi bir adamdı 69
iyi bir adamdır 20
iyi birisin 30
iyi biri 103
iyi birine benziyorsun 16
iyi bir kız 32
iyi biri mi 21
iyi biriydi 25
iyi bir fikrim var 23
iyi bir adamdı 69
iyi bir adamdır 20
iyi birisin 30
iyi biri 103
iyi birine benziyorsun 16
iyi bir kız 32
iyi biri mi 21
iyi biriydi 25
iyi bir fikrim var 23