English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ I ] / Iyi bir şey

Iyi bir şey translate Spanish

14,528 parallel translation
Anlaşılan, bu iyi bir şey.
Roger, es algo bueno.
Sebep ne olursa olsun, suçtaki düşüş iyi bir şey olmalı, değil mi?
Un descenso de la criminalidad, no importa cuál sea la razón, eso tiene que ser una buena cosa, ¿ verdad?
- Bu iyi bir şey, değil mi?
Eso es una buena cosa, ¿ verdad?
Ama gayet iyi bir şey.
Pero es bueno.
Bu gerçekten iyi bir şey!
¡ Esto es realmente algo!
O zaman ölüm... iyi bir şey mi?
Entonces la muerte es... ¿ una cosa buena?
Daha iyi bir şey istiyorum.
Quiero algo mejor.
Bir kere de iyi bir şey yap hayatında.
Haz algo bueno por alguien por una vez.
İyi bir şey. % 95 kızlık bugünlerde pek çok erkek için iyi bir şey.
Está bien. 95 % de marica está bien para la mayoría de los tipos de hoy.
Peki, Adelynn, altı yaşındaki biri için bu iyi bir şey değil.
Adelynn, una niña de 6 años no.
Eğer böyle düşünmesi onu daha iyi hissettiriyorsa, sanırım bu iyi bir şey.
Supongo que si la hace sentir mejor, está bien.
Sadece birazcık, ki bu iyi bir şey değil mi?
Está bien. Es muy poca, lo que es bueno, ¿ de acuerdo?
Bugün için iyi bir şey aslında.
No tengo que correr más.
Sana kurabiyeden daha iyi bir şey getirdim.
Te traje algo mejor que una galleta.
O zaman seninle geliyor olmam iyi bir şey desene.
Bueno, es una buena cosa que venga contigo.
Hayatımı sona erdirmemem iyi bir şey, değil mi?
Pero fue algo bueno que no me matara, ¿ no?
Kilo almış mı? Çok önemli ve iyi bir şey yapmama yardım ediyorsun.
Pero me estás ayudando a hacer algo importante y bueno.
İşlerin yürüyüşünü değiştirmek istiyorum işleri idare etme tecrübem olduğundan değil ama faydalı bir şeyler yapmak istiyorum, iyi bir şey.
Quiero cambiar la manera de dirigir las cosas, no es que tenga experiencia en dirigir nada, pero quiero hacer algo de provecho, algo bueno.
Ama bunun önemi yok. Çünkü benden korkuyorlar ve bu çok daha iyi bir şey.
Eso no importa porque me temen, y eso es mejor.
Paniğe kapılmak iyi bir şey değil canım.
No está bien entrar en pánico, querido.
Seni bulmuş olmaları iyi bir şey.
Usted sabe, es una buena cosa te encontraron cuando lo hicieron.
- Bu iyi bir şey mi?
- ¿ Eso es bueno?
- Tamam, anladım ama eve geliyorum ve hiç iyi bir şey olmadı mı.. .. ilginç bir şey, ya da.
Sí, pero, pasó algo en caso, alguna buena noticia, algo interesante o...
Onun için iyi bir şey yapmama izin ver.
Por favor, déjame hacer algo amable por él.
- Gazetede iyi bir şey var mı?
Nada bueno en el papel? No.
İyi de sizin imtiyazınıza sahip çocuksuz bir hanım için çok ayıp bir şey.
Pero una mujer de su clase... y con un niño, nada menos...
Bir sabah uyandı, hava iyi, olağan dışı bir şey yok bir daha geri dönmedi.
Se despertó una mañana mal clima, nada dramático y jamás regresó.
Onlardan bir şey çıkması için iyi şanslar.
Sí, suerte en sacarles algo de información.
- Sana öyle bir şey söyleyeceğim ki tüm hayatında duyduğun en önemli şey olacağından iyi aç kulaklarını.
No bebo. - Empezó a darme- - - Te diré algo y es lo más importante que oirás en toda tu vida así que escucha bien.
Bayan Park başka bir şey yoksa dönsem iyi olur.
Señorita Park, si no hay nada más... - Debo regresar.
Diğer seçenekten daha iyi bu. " demeden senin için bir şey yapamam.
"Acepto. Es mejor que la alternativa".
- Sen dedin ki "Çocuğunuzla ilgili bir şey söyleyin." ben de tombiş bebeklere bayılırım çünkü iştahlarının iyi olduğunu gösterir.
- Dijiste que diga algo de hijos. Me encantan los bebés gorditos. Significa que comen bien.
İyi bir şey yapmak için, insanlığı kurtarmak için elime bir şans geçti.
He estado dando la oportunidad de hacer algo bueno, para salvar a la humanidad.
Biz Samuels'lerin iyi olduğu bir şey varsa, o da çalmaktır.
Si en algo son buenos los Samuels es en robar.
Sana çok iyi gelece bir şey vereceğim.
Te voy a dar algo que realmente... va a ayudarte.
Biz sadece farklı olan bir şey istemiyorduk. Daha iyi olmalıydı.
No sólo queríamos hacer algo diferente sino algo mejor.
Bize söylemeden öyle bir şey yapamayacağını gayet iyi biliyorsun.
Ya sabes muy bien que no puedes hacer algo así sin consultarnos antes.
İyi eğitilmiş kirpikleriyle sana göz kırpmasaydı öyle bir şey de olmazdı.
Eso no habría pasado si ella no hubiera dado sus bien preparados latigazos sobre ti.
Bir Şeytan saldırısı büyük ihtimalle başına gelebilecek en iyi şey olur.
Un ataque de Demonio es probablemente lo mejor que podría pasarles a ustedes.
İyi bir şey değildir.
Nada bueno.
Bir kadının uzmanlığı, onun ailesidir. Aileni bir arada tutmak istiyorsan yapabileceğin en iyi şey evde kalmaktır.
La profesión de una mujer es su familia, y si quieres mantenerla unida, lo mejor que puedes hacer es que te quedarte en casa.
Şey, Fran arabasında oturuyordu, bende bizimle takılabileceğini söyledim. Ama iyi bir zaman değilse gidebilirim.
Fran estaba esperando en el auto y le dije que entrara.
İyi haberden başka bir şey yok Polly.
Solo hay buenas noticias, Polly.
Sözlerim fazla bir şey ifade etmeyebilir ama bu şu ana kadarki en iyi eserim.
Sé que no dice mucho en el gran esquema de las cosas pero es la mejor obra que jamás he realizado.
İyi bir şey değil.
Nada bueno.
Ama şey olsa da olmasa da iyi bir baba olacağını biliyorum...
Pero sí que sé que vas a ser un padre estupendo con o sin tu...
İyi bir şey bulunca anlıyorlar, bunu söyleyebilirim.
Saben cuando tienen una buena oportunidad, tengo que admitírselo.
Gerçekten iyi olabileceğim bir şey. Gönüllü olabilirim.
En lo que sé que podría ser bueno, así que... puedo ser voluntario.
Bana bir şey olursa adamım karının pek iyi olmadığından emin olacak.
Si me ocurre algo, mi hombre se asegurará de que tu mujer... no esté tan bien.
İyi bir şey mi...
Es eso una buena...
Gördüğüm kadarıyla kötü bir şey yapıyoruz ama iyi bir sebep için.
Como yo lo veo, que estamos haciendo algo malo, pero por una buena razón.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]