Kaldır onu translate Spanish
1,404 parallel translation
Kaldır onu.
Suéltalo.
Kaldır onu!
¡ Ánimo!
Kaldır onu.
Levántelo.
Kaldır onu.
Levante esa caja.
- Size şu kadarını söyleyeyim ; bu bununla aynı şey değil. - Tamam, kaldır onu.
Les digo, para que sepan, que esto no es lo mismo que esto.
İzle. - Kaldır onu!
Recoge eso!
Haydi, kaldır onu! Çabuk!
Vamos, levántenlo.
Sen iyisin. Sadece kaldır onu.
Sólo cárgalo.
Kaldır onu.
Levántalo.
- Kaldır onu üstümden!
¡ Les contaré!
Kaldır onu!
¡ Levántalo!
Kaldır onu.
Conéctala.
- Hayır olamaz... 60 saniye kaldı. Haydi, gidelim, taşı onu!
¡ Venga, vamos!
Aman Tanrım! Birileri görmeden kaldır onu!
¡ Levántalo antes de que lo vean!
Onu ayağa kaldırın!
¡ Levántenlo!
Sonra Larry'yi yakaldı ve onu da kaldırıp kanepeye fırlattı.
Luego agarra a Larry lo levanta y lo arroja al sofá.
Şimdi, kadının onu yukarı nasıl kaldırıp... Lanet lamba direğine astığını söyleyebilirsen... İlk şüpheliyi sana vereceğim.
Si puedes decirme como una mujer de 60 kilos... lo levantó y colgó de un poste... te daré al principal sospechoso.
Şunlara bak. Şimdi onu koşturtuyor ama yakın bir zaman sonra o diğerini kaldırıp atacak.
Ella lo esta persiguiendo a el, pero muy pronto el la llevara a cuestas a ella.
Ne olmuş yani! İbrahim bıçağı havaya kaldırınca, sanki onu kalbinden vurmuş gibi oldu.
Cuando Abrahán levanta el cuchillo, es como si lo hubiera matado en su corazón.
Natalie! Onu kaldır ortadan!
¡ Guarda eso!
Duvarı kaldır ve onu hiç çıkmadığı bir yolculuğa çıkar.
Mantén ese muro y el se va a ir.
Ben de onu kaldırıp attım.
Lo tiré.
Onu kaldır.
- Baja eso.
- Eğer kafasını kaldırırsa, onu vurabilirim.
Si tan sólo subiera la cabeza creo que podría derribarlo.
Kaldırın onu!
¡ Juntela!
- Çünkü Suzanne vurulduktan sonra, kaldırımda yatarken onu ölümcül biçimde yaralayan adama bakıp ondan, 911'i aramasını istemiş.
- Porque Suzanne.... Cuando le dispararon, quedó tirada en la acera. Miro al hombre que la había herido mortalmente, y le pidió que llamara al 911.
Haritayı kaldır. Onu bulmaya çalıştığımızı sanacak.
Va a creer que lo estoy buscando.
Eminim makul bir insandır. Onu tanıdığımdan demiyorum ya da onunla yalnız kaldığımdan.
Muy en el fondo estoy seguro de que es una persona razonable, no es que la conozca o haya estado a solas con ella.
Onu kaldırın!
Quítenselo.
Jeff'in dolaşım izinlerini hemen kaldırın. Onu Chambers Caddesi'ne geri götürün.
Revoquen los privilegios de movimiento de Jeff y escóltenlo a la calle Chambers.
Ya da McCoy'u çağıralım. Onu şimdi bulamazsak, silahı gömer ve cinayetle olan tüm bağlarını ortadan kaldırır.
Si no lo cogemos ahora, va a enterrar la pistola y no tendremos pruebas del crimen.
Onu incitmeyeceğim. Bu işi kaldırım yapacak!
¡ No lo lastimaré, el pavimento lo hará!
Kaldırın onu! Kaldırın onu!
¡ Quitádselo de encima!
Kaldır onu!
Guarda el chuchillo...
Onu olduğu şey için sevmek ve kaldırıp bir kenara koymak.
Y luego, ponerla en su sitio.
Onu kaldır.
Sujétalo.
Tanrım, kaldırın onu. Kalkmasına yardım edin. Haydi, ona yardım edin.
- El ejercito le disparó.
- Ona yardım edin. - Ayağa kaldırın onu!
Dios mío, ayúdenlo.
Tamam, kaldırın onu.
¿ Tráelo, por favor?
Kaldırın onu!
Levántenlo.
Onu kaldır ve dışarı çıkar.
Levántenlo y sáquenlo fuera.
Kaldır ve at onu buraya.
Pelea con él ahí y arrójalo aquí.
Onu kaldırır.
Ella se lo levantó
Öyleyse gidip onu dansa kaldır.
Entonces ve a bailar con ella.
- Kaldırın onu buradan.
- Nosotros nos encargamos.
Onu ortadan kaldırmaya hazırım.
Voy a prepararme para barrer.
Onu bacağından vurdun. Hastaneye kaldırılırsa ABD'de kalabileceğini biliyordun. Yapmaya mecbur olduğum şeyi yaptım.
sabiendo que ella iba a ser recogida ella podría estar en América hice lo que tenía que hacer
Onu tekmeleyip kaldırıma fırlatırım.
La lanzo a la cuneta.
Onu ve kızını kaldırımda otururken bulduk.
Nos las encontramos a ella y a su hija sentadas en la cuneta.
Kerpeteni kullanarak, onu birkaç milimetre kaldırın ve sonra saat yönünde 360 derece döndürün sonra da nazikçe yeniden yerleştirin.
Use el calibrador para sacarlos unos milímetros y luego gírelos en el sentido del reloj 360 grados y luego suavemente reinsértelos.
Sen onu kaldır ki ben de her iki taraftan kızartabileyim.
Dale la vuelta para que pueda cocinar ambos lados
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onu bul 30
onunla 141
onun neyi var 30
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onu bul 30
onunla 141
onun neyi var 30
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu buraya getir 82
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu bana ver 330
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu buraya getir 82
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu bilmiyorum 36
onu seviyorsun 78
onu biliyorum 95
onu duydum 61
önüne bak 138
onu seviyor musun 173
onun yerine 89
onu geri ver 55
onu sevdim 104
onun da 23
onu seviyorsun 78
onu biliyorum 95
onu duydum 61
önüne bak 138
onu seviyor musun 173
onun yerine 89
onu geri ver 55
onu sevdim 104
onun da 23