English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ K ] / Kanıtın var mı

Kanıtın var mı translate Spanish

801 parallel translation
İyiliğin kötülükten üstün olduğunu gösteren bir kanıtın var mı?
¿ Puedes probar que el bien es superior al mal?
Bu garip iddiayı destekleyecek kanıtın var mı?
¿ Tienes pruebas para corroborar esa asombrosa declaración?
Şimdi arama emri için yeterli kanıtın var mı?
¿ Conseguirás esa orden de registro?
- Kanıtın var mıydı?
- Pero sin pruebas.
Kanıtın var mı?
¿ Estás seguro?
- Bunun için kanıtın var mı, evlat?
- ¿ Tiene alguna prueba de ello?
Kanıtın var mı?
¿ Tiene alguna prueba de que era el piloto?
- Kanıtın var mı?
- ¿ Es verdad eso?
- Kanıtın var mı?
- ¿ Tiene pruebas?
Kanıtın var mı?
¿ Tienes pruebas?
Piç kurusu... Kanıtın var mı?
Bastardo... ¿ Qué intentas probar?
Kanıtın var mı?
¿ Qué pruebas tienen?
Suçuna ilişkin kesin kanıtın var mı?
¿ Lo ha comprobado como para inculparlo?
Kanıtın var mı?
¿ Qué pruebas tienes?
- Kanıtın var mı?
- ¿ Hay pruebas?
Aksini ispatlayacak bir kanıtın var mı?
Si tienes pruebas de lo contrario, por favor, dímelo.
Ama kanıtın var mı?
¿ Pero qué pruebas tienes?
- Kanıtın var mı?
- ¿ Tienes pruebas?
Herhangi bir kanıtın var mı?
¿ Tienes alguna prueba?
- Kanıtın var mı?
- ¿ Tienes alguna prueba?
Kanıtın var mı?
¿ Tienes evidencias?
Kanıtın var mı? - Hayır.
- ¿ Sabe el motivo?
Kanıtınız var mı?
¿ Tiene pruebas?
Evet, ama bizi inandırmak için kesin kanıtınız var mı?
Pero, ¿ dónde podemos hallar pruebas concluyentes?
- Dava için kanıtınız mı var?
- ¿ tiene pruebas sobre este caso?
evet, hiç bir şey için kanıtın yok, var mı?
No tienes pruebas de nada, ¿ o sí?
Müfettiş, bilekteki kesiğin o bıçak yüzünden oluştuğunu düşünecek olursak, bunun bir kaza sonucu mu olduğunu yoksa kan lekelerini açıklamak için cinayetten sonra bilerek mi yapıldığını gösterecek bir kanıt var mı?
Inspector, supongamos que el corte de la muñeca fue causado por ese cuchillo ¿ hay alguna prueba de que fue accidental o puede haberlo hecho a propósito luego del homicidio para explicar las manchas?
Benim azgın olduğuma dair elinizde bir kanıt var mı?
¿ Qué pruebas tiene de que soy un libertino?
Elinizde kesin bir kanıt var mı? Kardeşimle bu... Curcio denen kadının...
¿ Tiene usted alguna prueba real y definitiva de que mi hermano y esta... señora Curcio estaban?
Kanıtınız var mı?
¿ Tiene comprobante?
Sizi, kendimi ve vekillerin 3'de 2'sini önümüzdeki 20 yıl boyunca parmaklıkların arkasında tutacak kadar dosyamda kanıtım var. Bunlar bina inşaatları, projeleri...
Tengo en mis archivos personales información suficiente sobre edificios públicos, carreteras, puertos, fábricas de conservas... para meterle a usted, al fiscal, a mí y a dos tercios de la mayoría entre rejas durante veinte años.
Babanızın hala hayatta olduğuna dair güçlü bir kanıtımız var.
Tenemos indicios de que su padre está vivo.
Sir Thomas'ın hakimlik yaparken rüşvet aldığına dair kanıtım var.
Tengo pruebas de que Sir Thomas, cuando era juez, aceptaba sobornos.
Kaptan'ın hayati tehlikesine dair kanıtınız var mı?
¿ Tiene pruebas de que la vida del capitán corre peligro?
Bugün burada yanımda size anlattıklarımın canlı kanıtı var.
Tengo la prueba viviente de lo que les digo.
Beni dinle, buraya sana benim devrimci kanıtlarımı göstermek için gelmedim ama sokaklarda kavga eden sürüyle beyaz öğrenci var, tıpkı senin varoşlarda yaptığın gibi, ve ayrıca yine sürüyle tatmin olmamış potansiyel devrimci beyaz var.
Escúchame, No estoy aquí para enseñarte mis credenciales revolucionarias pero hay muchos estudiantes blancos luchando en la calle, exactamente como haces tú en el gueto, y hay mucha gente blanca insatisfecha que es potencialmente revolucionaria
Numara çektiğime dair bir kanıtın mı var?
¿ Tiene alguna prueba de que sea así?
Bayan, kanıtınız var mı?
¿ tiene alguna prueba?
Hatta kanıtım da var, bir kadın bana New York'tan mektup yazmıştı.
Puedo probar lo que le digo, una mujer me escribió desde Nueva York.
Teğmen Pinson'ın imzası bile var. Bir kanıtınız var mı?
- El teniente hasta firmó el contrato.
Ulusal Demokratların Başkanını dinlediklerine dair bir kanıt var mı?
¿ Alguna prueba de espionaje al líder demócrata?
- Herhangi bir kanıtın var mı?
¿ Alguna prueba?
Radikal bir hareketin başında sen varsın. Kanıtım var.
Es el líder de un movimiento radical.
Ancak gerçek şudur ki,... bizler dünyadışı yaşamın ziyadesiyle varolduğunu düşünsek de,... şu anda var olduğuna dair hiçbir kanıtımız bulunmamaktadır.
Pero lo cierto es que aunque consideremos como posible la existencia de extraterrestres aún no hay ninguna evidencia de que existan.
Üstad Lei, bizden şüpheleniyorsunuz, ama hiç kanıtınız var mı?
Maestro Lei, sospecha de nosotros, ¿ pero tiene alguna prueba?
- Hiç kanıtınız var mı?
- ¿ Tiene pruebas?
Bay Krasny'nin sizden bir şeyler sakladığına dair kanıtınız var mı?
¿ Tiene alguna prueba de que el Sr. Krasny no haya cumplido?
Kanıtınız var mı? Elbette, burada bir yerdeydi.
Seguro en algún lugar.
Soruma cevap verin, kanıtınız var mı?
Sólo le estoy preguntando que si tienen pruebas.
Palavrayı kesin, tamam mı, Bay Reynard? 431 00 : 36 : 35,976 - - 00 : 36 : 38,166 Tanık sorunlarınız var, kanıt sorunlarınız var.
Sin juegos, ¿ sí?
- Hiç kanıtınız var mı?
¿ Qué pruebas tiene?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]