Karar sizin translate Spanish
791 parallel translation
Karar sizin. En iyi yıllarını amcanız için harcayan bir kadına tüm mahkemelerde merhamet gösterilmez mi?
Lo dejo a su juicio. ¿ Qué tribunal no compadecerá a la mujer que dio los mejores años de su vida a su tío?
Karar sizin, Yoldaşlar!
Decididlo vosotros, camaradas.
Vicdanınıza kalmış....... karar sizin.
Ustedes mismos tienen que decidir.
Karar sizin elinizde.
La decisión es suya.
Karar sizin.
Si tú lo dices.
Karar sizin.
La decisión es suya.
- Ama karar sizin.
- Pero la decisión es suya.
Tamam, Kral, karar sizin.
Vale, Rey, usted manda.
Tamam Kral, karar sizin.
Vale, Rey, usted manda.
Karar sizin.
Es su decisión.
"bu karar sizin istediğiniz gibi olacak." Ah!
Se decidió a tu favor.
Karar sizin.
Pueden hacer lo que quieran.
Karar sizin, Komiser.
Usted decide, Mariscal.
Zola cezalandırılmalı, ve tüm Fransa sizin kararınızı bekliyor.
Zola debe ser castigado, y toda Francia espera su veredicto.
Bu meseleyi sırf sizin kararınıza bırakmaya cesaret edemediler.
No se atrevieron a hablar de este desagradable asunto y someterlo a su veredicto.
Sizin tavsiyenizi dinlemeye karar verdim.
Al final, decidí seguir su consejo.
İmkansız! Sizin işiniz Bayan Kane'in yeteneği hakkında karar vermek değil.
Su trabajo no consiste en dar opiniones sobre los talentos de la Sra. Kane.
Sizin onayınız olmadan bir karar almak istemiyoruz.
Sé que necesitamos tu consentimiento antes de hacer nada.
O yüzden sizin istediğiniz gibi yapmaya karar verdik — ihtiyarın ve kızın paylarını ayırdık.
Así que hemos decidido hacer lo que querías : Repartir el dinero con el viejo y la muchacha.
- Sizin kararınız nedir Şef?
¿ Cuál sería su veredicto, comisionado?
Yalnızca... eğer kaptanlar benden kurtulmaya karar verirse, tek üzüntüm sizin altınızda, size hizmet etme onurundan mahrum kalmak olur.
Solo que... si los Capitanes deciden disponer de mi, yo solo lamentaría no tener el honor de servirle.
Sizin yeriniz, imparatorun karar verdiği yerdir.
Tu lugar es donde dice tu emperador.
Kardinal hazretlerine sizin kararınızı bildirdim.
Le conté a Su Eminencia tu decisión.
Sizin kararınız.
Uh... es su decisión.
Sizin düşüncenizi sormaya karar verdik... servisten ayrılmamızı isterseniz eğer.
Así que hemos decidido pedirle su consejo sobre si deberíamos abandonar el servicio.
Eğer sizin dediğiniz şekilde iyi bir asker olunuyorsa, kendi kendine karar veremeyen, düşündüğünü söyleyemeyen,... kör, dar görüşlü ve yüksek makamlar için yetersiz olmaksa üniformamı alabilirsiniz. ülkeniz için iyi bir şeyler
Pero si ser un buen soldado es su clase de buen soldado, no ser capaz de pensar por uno mismo y decir lo que uno piensa, ser un tolerante y ciego e insensible a un deber más alto, pueden quedarse el uniforme y todo lo que él representa.
Onları satamayacağıma karar verdim. Ayrıca sizin paranız yetmez.
Porque no quiero venderlos, usted no tiene dinero suficiente.
Sizin işiniz mahkemede karar vermek.
El suyo es juzgar en un tribunal.
Bu suçlamaya karşı kendisi suçsuz olduğunu savunacak. Sizin göreviniz, kanıtları inceledikten sonra gerçekten suçsuz olup olmadığına karar vermek.
Ante dicha acusación, se declara "inocente" y será deber de ustedes, una vez presentadas las pruebas, decidir si es culpable o no.
Bu kararı sizin vermeniz ne denli doğru olur bilemem.
No está bien que lo decidáis vosotros.
Ona, Pétain hükümetinin monarşiyi geri getirmeye karar verdiğini, sizin de tahta çıkmak üzere, tanınmayacak şekilde seyahat eden Fransa tahtının varisi olduğunuzu söyledim.
Le dije que el gobierno de Pétain había decidido restaurar la monarquía y que usted era el pretendiente al trono de Francia viajando de incógnito para ser coronado.
Tam da kalmak isteyip istemediğinizi soracaktım ama ama görünüşe göre görevliler sizin adınıza karar vermişler.
Les iba a preguntar si querían quedarse o no... pero aparentemente los caseros ya decidieron por Uds.
Belki yeni aşkının heyecanı size karşı sorumluluklarını unutturmuştur... ve sizin yerinize Süleyman'la anlaşmaya karar vermiştir
Tal vez su nuevo amor le hace olvidar sus obligaciones contigo y prefiere aliarse con Salomón.
Ama şu kesin ki, karar vermelerin de sizin de yardımınız oldu.
Su ejemplo es por lo que estan aquí. ¡ Ésa es la verdadera razón!
Oh, biliyorum, biliyorum pekala benim iş ile ilgili kararım ne olacak dediğimde, bana sizin lehinize karar verildi diye söylememişmiydi.
Ya lo sé,... ya lo sé. De acuerdo, ¿ entonces qué hay de mi ascenso? ¿ No me dijo "Se decidió a tu favor"?
Şimdiki işim sizin için Bay ve Bayan Castle dileklerinize karar verin ama şunu da aklınızdan çıkarmayın...
Creo que el asunto a tratar es que usted y la Sra. Castle... decidan la naturaleza de sus 4 deseos,... teniendo en cuenta, desde luego... ¡ Edna!
Sizin karar vermenizi istiyorum.
Querría que ustedes juzgaran.
Bu sizin kararınız.
Es su decisión.
Ve kalanlar için karar, sizin alkışlarınızla verilecek.
Ellas serán juzgadas solamente por sus votos.
Bu sizin kararınız.
Es su carga.
O konuyu sizin kararınıza bırakıyorum.
Os lo dejo a vosotros.
Kızım mahkeme kararıyla adını değiştiriyor. Emekli maaşım iptal edildi. Bunun tüm nedeni de sizin aptallığınız.
mi hija está tramitando un cambio de apellido, me han denegado la pensión, y a ustedes diez no les caerá una pena muy dura por una razón :
Yeter! Sizin adınıza, biz veriyoruz kararı!
¡ Si no se quieren convencer solos, los convenceremos nosotros!
İngiltere kilisesinin başı ve sizin ruhani babanız olarak, benim hakkımda karar vermenizi sizlere yasaklıyorum.
Como cabeza de la Iglesia de Inglaterra... y como su padre espiritual, os prohíbo que me juzguéis.
Margaret DeLorca, mahkeme sizin için kararını vermeden önce söyleyecek bir şeyiniz var mı?
Margaret DeLorca, ¿ tiene algo que decir... antes de que la sentencia sea dictada?
Kararı sizin vermenizi istedim.
Porque creía que lo habían comprendido.
Bu sizin kararınız.
Usted decide.
Sizin kararınız, ama bana onlarla kurban olma hakkımın verimesini istiyorum. " diyerek çağrıda bulunması gerçekten şantaj mıdır?
Es su decisión, pero concédame el privilegio de morir con ellos "?
Eğer kabul ederseniz sizin göreviniz, Bay Briggs Elena Del Barra'nın neden bu şekilde tuhaf davrandığını öğrenmek ve görevine devam ederse örgütümüz için bir tehlike olup olmadığına karar vermek.
Sr. Briggs, su misión, si decide aceptarla, sería averiguar por qué Elena Del Barra... se comporta de forma tan rara... y si esta agente clave va a seguir representando una seria amenaza... para nuestra organización.
Sizin yaşam formunuzu taşıyan bir İlk Federasyon gezegeninde sizi idare etmeme karar verildi.
Hemos decidido conducirlos a un planeta de la Primera Federación, que es capaz de sustentar su forma de vida.
Bu sizin karar vereceğiniz bir konu değil.
Eso no lo debe decidir usted.
sizin 241
sizinle 59
sizin mi 61
sizinle tanıştığıma memnun oldum 60
sizin olsun 33
sizinki 37
sizinleyim 24
sizin derdiniz ne 30
sizin gibi 99
sizin için 164
sizinle 59
sizin mi 61
sizinle tanıştığıma memnun oldum 60
sizin olsun 33
sizinki 37
sizinleyim 24
sizin derdiniz ne 30
sizin gibi 99
sizin için 164
sizindir 39
sizinle mi 26
sizin de 22
sizinle geliyorum 51
sizinle gelebilir miyim 36
sizin için ne yapabilirim 426
sizinle biraz konuşabilir miyiz 19
sizin neyiniz var 74
sizinle geleyim 25
sizin yerinizde olsam 24
sizinle mi 26
sizin de 22
sizinle geliyorum 51
sizinle gelebilir miyim 36
sizin için ne yapabilirim 426
sizinle biraz konuşabilir miyiz 19
sizin neyiniz var 74
sizinle geleyim 25
sizin yerinizde olsam 24