Sizinle konuşmak istiyor translate Spanish
446 parallel translation
Margrave Ruediger, Leydi Kriemhild akşam duasından sonra sizinle konuşmak istiyor.
Margrave Rüdiger, la señora Krimilda desea hablar con vos después de las vísperas.
Evet. Evet, sizinle konuşmak istiyor.
Sí, quiere hablar con usted.
Hofmeister sizinle konuşmak istiyor, Müfettiş.
Hofmeister querría hablar con Usted, comisario.
Müfettiş Lohmann sizinle konuşmak istiyor.
El comisario Lohmann desea hablar con Usted.
Jim Smith sizinle konuşmak istiyor.
Jim Smith quiere hablar con usted.
Dekan, sizinle konuşmak istiyor Sayın Lordum.
El decano desea hablar con usted, Su Señoría.
Sizinle konuşmak istiyor.
Quiere hablar con usted.
Hükümlü sizinle konuşmak istiyor.
La condenada pide hablar con vos.
Müfettiş sizinle konuşmak istiyor.
El inspector quisiera hablar con usted.
- Aziz Ana sizinle konuşmak istiyor, Rahibe Clodagh.
La Madre Reverenda desea hablarle, hermana Clodagh.
Şef sizinle konuşmak istiyor.
El jefe desea hablarle.
Bayan Shellhammer sizinle konuşmak istiyor.
La Sra. Shellhammer quiere hablar con usted.
Evet o... sizinle konuşmak istiyor.
Sí, quiere hablar con Ud.
Sizinle konuşmak istiyor.
Desea hablar con vos.
- Yüzbaşı Lochner sizinle konuşmak istiyor.
- El capitán quiere hablarle.
- Sizinle konuşmak istiyor.
- Quiere verle a usted.
- Sizinle konuşmak istiyor.
- Él quiere hablarte.
Kusura bakmayın, Bayan Bell ama Kaptan Huk sizinle konuşmak istiyor.
Mil perdones, Srta. Campanita. El Capitán quiere hablar con usted.
Miss Ordway sizinle konuşmak istiyor. - Adı ne?
Una tal Srta. Ordway quiere hablar con Ud. Por la dos.
Annem sizinle konuşmak istiyor.
Mi madre desea hablar contigo.
Dr Han, Mr Palmer-Jones sizinle konuşmak istiyor.
Dra. Han, el Sr. Palmer-Jones desea hablar con usted.
- Babam sizinle konuşmak istiyor.
- A mi padre le gustaría hablar con usted.
Efendim, hanım sizinle konuşmak istiyor. Börte?
Señor, mi señora desea hablarte.
Bu beyler sizinle konuşmak istiyor.
Estos hombres quieren hablar con ustedes.
- General Nye sizinle konuşmak istiyor.
- ¿ Sí? - El general Nye quiere hablar con Ud.
Bay Harris sizinle konuşmak istiyor.
El Sr. Harris desea hablar con usted.
Müfettiş Donovan geldi. Sizinle konuşmak istiyor.
Un tal inspector Donovan desea hablar con Vd.
- Bay Ripley sizinle konuşmak istiyor.
- El Sr. Ripley quiere hablar con ud.
Afedersiniz, Müfettiş Scott sizinle konuşmak istiyor.
- Disculpe, el Inspector Scott quiere hablar con usted.
Bay Jarrett sizinle konuşmak istiyor.
El Sr. Jarrett quiere hablarle.
Bay Prokosch sizinle konuşmak istiyor.
El Sr. Prokosch quiere hablar con usted.
Bayan Persson sizinle konuşmak istiyor.
La señora Persson quiere hablar contigo.
Sizinle konuşmak istiyor. Bir saniye.
Quiere hablar con Ud. Espere un momento.
Onu telefona ver. Bayan Mulligan, kocanız sizinle konuşmak istiyor.
Señora Mulligan, su marido está al teléfono.
Şerif sizinle konuşmak istiyor.
El sheriff desea hablar con usted.
Sorun bulunmadığını söyledim ama endişelendi, sizinle konuşmak istiyor.
Le dije que no hubo ningún accidente, quiere hablar con Ud, está preocupada.
Sizinle konuşmak istiyor.
Quiere hablar con Ud.
Sizinle özel olarak konuşmak istiyor.
Quiere hablar con usted en privado.
Efendim, La Cour kötü. Sizinle bankayla ilgili bazı işleri konuşmak istiyor... Çok geç olmadan.
Señor Preston el señor La Cour está mal y quiere hablarle de asuntos del Banco antes de antes de que sea demasiado tarde.
Bay Henry, bir beyefendi sizinle özel olarak konuşmak istiyor.
Señor Henry, un caballero quiere verle.
Bn. Rutledge sizinle mutlaka konuşmak istiyor.
La señora desea hablar con Vd.
Bayan Villander sizinle biraz konuşmak istiyor.
No tengo nada que decir, pero la Srta. Villander si.
Hasta bir adam konuşmak istiyor sizinle.
Un hombre enfermo quiere hablaros.
- Bayan Wilberforce Albay Courtney sakıncası yoksa sizinle özel olarak konuşmak istiyor.
- Sra. Wilberforce. El mayor quiere hablar con usted en privado.
South sizinle konuşmak istiyor.
El Señor Moriyama. Es personal.
Quanah sizinle iş konuşmak istiyor.
Quanah, queremos hablar de negocios.
İkimizin de ailelerini ilgilendiren bir konuda sizinle konuşmak için izin istiyor.
Solicita permiso para hablar contigo sobre un asunto concerniente a nuestras familias.
Hastaneden biri geldi, adı Franz, sizinle acilen konuşmak istiyor.
Un enfermero de la clínica, un tal Franz. Desea hablar con usted urgentemente.
Ekselansları, piskopos Folliot biraz önce Londra'dan geldi. Sizinle acil olarak konuşmak istiyor.
Su Ilustrísima, el Obispo Folliot acaba de llegar desde Londres, desea hablar con vos urgentemente.
Bay Kanning, Sayın Başbakan sizinle bir şey konuşmak istiyor.
Abogado Kanning, el Rector desea hablar con usted.
Shigeyuki Koremura, Tatewaki hakkında konuşmak için sizinle görüşmek istiyor.
Koremura ha pedido verte para hablar sobre Tatewaki.
sizinle konuşmak istiyorum 119
sizinle konuşmak güzeldi 26
konuşmak istiyorum 121
konuşmak istiyor 16
istiyorum 518
istiyorsun 66
istiyor 63
istiyorum ki 20
istiyor musun 190
istiyoruz 36
sizinle konuşmak güzeldi 26
konuşmak istiyorum 121
konuşmak istiyor 16
istiyorum 518
istiyorsun 66
istiyor 63
istiyorum ki 20
istiyor musun 190
istiyoruz 36
istiyorsan 64
istiyor musunuz 17
istiyordum 17
sizin 241
sizinle 59
sizin mi 61
sizinle tanıştığıma memnun oldum 60
sizin olsun 33
sizinki 37
sizinleyim 24
istiyor musunuz 17
istiyordum 17
sizin 241
sizinle 59
sizin mi 61
sizinle tanıştığıma memnun oldum 60
sizin olsun 33
sizinki 37
sizinleyim 24
sizin derdiniz ne 30
sizin gibi 99
sizin için 164
sizinle mi 26
sizindir 39
sizin de 22
sizinle geliyorum 51
sizinle gelebilir miyim 36
sizin için ne yapabilirim 426
sizinle biraz konuşabilir miyiz 19
sizin gibi 99
sizin için 164
sizinle mi 26
sizindir 39
sizin de 22
sizinle geliyorum 51
sizinle gelebilir miyim 36
sizin için ne yapabilirim 426
sizinle biraz konuşabilir miyiz 19