Sizin değil translate Spanish
4,727 parallel translation
Bu doğru ancak sizin değil, benim arkadaşımdı tabii.
Bueno, eso es cierto, excepto porque es amiga mía no suya.
Yüce Tanrı'mızın buyruğuyla buradayız ancak onun isteğiyle gideriz, sizin değil.
Es por decreto del Padre Celestial que estamos aquí y será por su voluntad, no la suya, que nos vayamos.
Sizin kelimeleriniz, benim değil.
Usted lo ha dicho, no yo.
Katilleri yakalamak sizin işiniz değil mi?
¿ Acaso su trabajo no se trata de atrapar a asesinos?
- Ama sizin çocuğunuz değil.
Pero no lo es.
Onlar sizin gibi hapiste değil!
¡ No están en la cárcel, no como vosotras!
Bu sizin böbreğiniz değil diyorum.
- Te digo que no es tu riñón.
Bu benim değil, sizin hayalinizdi.
Y fue su visión, no la mía.
Sizin yaşam kavramınız bir kurtçuğun tamamlanmamış hayatından fazlası değil.
Vuestro concepto de la vida no es más completo que el de un gusano.
Bu sizin için büyük bir kayıp değil Dr. Wales.
Esa no fue tu gran pérdida, Dr. Wales.
Haklısınız, bu sizin bana inandığınız kadar eğlenceli değil.
Tiene razón, no es tan divertido cuando me cree.
Hepsi değil ama kısmen sizin hatanız.
No todo, pero en parte sí es culpa tuya.
Sizin için sorun olmaz değil mi?
¿ No le importa, verdad?
Sizin için değil mi?
¿ Pero no para usted?
Red'in mutfagi kaybetmesi sizin suçunuz degil.
No es su culpa que Red haya perdido la cocina.
- Sizin çöpe değil.
En el cubo de la basura no.
Tamam, sizin için sorun değil mi?
¿ Y tú estás de acuerdo con eso?
Sizin duymayı beklediğiniz haber değil ama küçük bir bilgi parçası bile Phoebe ve Gina'yı bulmamızda bize yardımcı olabilir.
Sé que no son las noticias que esperaban pero hasta la más mínima información podría ayudarnos a hallar a Phoebe y a Gina.
Arabalarınızı takip etmek sizin işiniz değil mi hem?
¿ No es tu trabajo mantener vigilados tus propios autos?
Şu sizin departmandaki yeni detektif değil mi? I
¿ No es el detective nuevo en tu equipo?
O zaman özür dilerim. Çünkü benim eğlence anlayışım sizin ne kadar ezik olduğunuzu belirten bir ton hediye almak değil.
Bueno, entonces me disculpo, porque mi idea de diversión no es recibir un montón de regalos que te recuerdan lo patética que eres.
Ama teşekkür ederim, sizin suçunuz değil.
- Pero gracias, no es tu culpa.
Ama sizin kadar değil binbaşım.
Pero no tanta como usted, Mayor.
Bunların hepsi sizin resimleriniz, değil mi?
Así que todos estos son... obra suya, ¿ verdad?
Bu mutlu kavuşmayı bozmak istemem ama ikiniz de gayet farkındasınız ki burası sizin eviniz falan değil.
De acuerdo. Odio ser el que eche a perder esta feliz reunión pero ambos dense cuenta de que esta no es su casa.
Kesinlikle sadece bir kadının değil. Yüzlerce kadının sizin aranızda tam haklarını aldığı ve politik yaşamın özünde ve herhangi bir bireyden daha çok düşüncelerini dile getirebileceği bir gün gelecek.
Porque de seguro llegará un dia cuando no solo una mujer... sino cientos tomarán posición totalmente emancipada entre ustedes y nadie hablará de eso como algo más que el pulso diario de la vida política.
Ve sizin adamla yapacağım, değil mi, Müfettiş?
Y es a su hombre a quien enfrento, ¿ no es verdad, Inspector?
Sizin gibi bir profesyonelden bu sorunun gelmesi adil değil.
¿ Juega? Bueno, no es una pregunta muy justa viniendo de un profesional que normalmente tiene 61 golpes.
Sizin laboratuvarınızda hastalık kapabilirdi, değil mi?
Así que pudo haber contraído algo en su laboratorio, ¿ no?
Bunlar da sizin çocuklarınız, değil mi? - Evet.
Y estos son tus... hijos, verdad?
Sizin gibi de değil, benim gibi de.
Él no es como tú, o como yo.
Dediğim gibi, sizin klasik rehine alanlardan değil bunlar.
Como dije, no son los típicos secuestradores.
Bu sizin kararınız değil dedektif.
Eso no es cosa suya, detective.
Orası sizin laboratuarınız bile değil hanımefendi. Tamam mı?
Adivina, este laboratorio no es tuyo.
Sizin hayatlarınız pek kıymetli değil.
Sus vidas no valen mucho.
Ama sizin işiniz bunun hakkında değil.
Pero no es de lo que se trata su trabajo.
Julia Conrad sizin işinizi..... kafe'de görmüştü, değil mi?
Julia Conrad vio su obra en la cafetería, ¿ verdad?
Dert değil, bu sizin hakkınız zaten.
De acuerdo, esa es tu prerrogativa.
Sizin hatanız değil.
- Sí.
Şefim, bakın şu sizin yeni araba değil mi?
Jefe, mira... ¿ No es tu coche nuevo?
Kârı eyalet belirler mahkeme değil ve bu yasa değişmedikçe sizin eyalet kararını değiştirmeye yetkiniz yok.
El Estado determina beneficio, no el tribunal, y mientras la ley no cambie, usted no tiene autoridad de revocar una resolución del estado.
- Burası sizin için güvenli değil.
- Vamos. No es seguro que estéis aquí.
Ben sadece... alışık değil sizin Beş Puanlar.
Solo es que no estoy acostumbrada a vuestro Five Points.
Bakın, Şerif... sizin göreviniz cezayı hak eden suçluları bulmak değil midir?
Mire, sheriff... ¿ No es su trabajo encontrar criminales que merezcan castigo?
- Benim size değil, sizin bana borcunuz var.
- Y me debes dinero, no al revés. - ¡ Fuera!
Malzemelerini nasıl aldığı da sizin işe yaramaz İngiliz ve Fransız sınıflandırmanız da umurumda değil.
No estoy interesada en cómo ordenó su material, y no estoy interesada en tu inútil categoría de inglés y francés.
Sizin evin ordaki odanının penceresinde dışta kalan kısım, değil mi?
Este es el de fuera de tu ventana, ¿ verdad? "
Paranızı aldığınız sürece paranın nereye gittiği sizin için önemli değil.
Usted no quiere saberlo, siempre y cuando cobre su tarifa.
Bizim olanı alırız, sizin olanı değil.
Tomamos lo que es nuestro, no vuestro.
Ve... sizin sorununuz değil.
y... no es tu problema.
Sizin sorununuz değil.
No es tu problema.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25