Karın var mı translate Spanish
992 parallel translation
- Karın var mı Muspratt?
- ¿ Tiene esposa, Muspratt?
Karın var mı?
¿ Tiene una esposa?
- Karın var mı ki?
- ¿ Tienes mujer?
- Karın var mı?
- ¿ Tiene mujer?
- Yoksa zaten bir karın var mı?
- ¿ Tienes ya esposa?
- Karın var mı peki?
- ¿ Tenía usted esposa?
Bir karın var mı?
- Sí. ¿ Tiene esposa?
- Senim evde bir karın var mı, Brennan?
- ¿ Está casado?
Karın var mı?
¿ Estás casado?
Karın var mı?
¿ Tienes esposa?
Karın var mı?
¿ tenías una mujer? - No le contestes.
Senin... Karın var mı?
¿ Tienes esposa?
Benim karım ve çocuklarım var Lütfen, onların tarafında olduğumu söyleyin.
Tengo esposa e hijos. Dígales que estoy de su lado.
Karımın vatanı Avusturya'da çok güzel av hayvanları var, yabani horoz mesela.
Hay una caza muy bonita en el país de mi esposa, el gallo salvaje.
İki çocuğum ve karım var. Karımın annesi var, karınlarını doyurmalıyım.
Debo mantener a dos hijos, a mi esposa y a mi suegra.
İyi bir şeymiş. Senin dört karın mı var?
Eso suena bien. ¿ Tú tienes cuatro esposas?
- Evet. Laura'nın mektuplarını karıştırmanıza itirazım var özellikle de benden gelenlerini.
No me gusta que cotillee las cartas de Laura.
Annenizin bir karın ağrısı var ve biri ondan kurtulmasına yardım edene kadar iyi hissetmeyecek.
Vuestra madre no estará tranquila hasta que suelte el sermón que tiene preparado.
Bay Friend, benim bir tavsiyem var : çıkar mısınız?
Señor Friend, ¿ aceptaría usted mi consejo y se marcharía?
- Karınızın silahı var mı bay Kingsby?
- ¿ Su mujer tenía una pistola?
- Karımın bununla ne ilgisi var?
- ¿ Qué tiene que ver mi mujer?
Memur Peters, karınız ve çocuklarınız var mı?
Agente Peters, ¿ tiene usted mujer e hijos?
Brandon, eve gitsem iyi olur. Karımın bana ihtiyacı var.
Creo que será mejor que me vaya a casa, mi mujer me necesita.
Bizi maymun gibi önüne katıp "Bana acıyın. Bir karım ve sakat bir oğlum var." diyebilir.
Puede exhibirnos por ahí y decir, "Sentidlo por mí tengo familia y un hijo inválido".
- Benim karım da beni terk etti. - Ne alakası var bu iki olayın?
- Mi amor también me ha dejado.
Aşkın atlıkarıncada başlaması için neye ihtiyacımız var?
Para que el amor empiece su ronda, ¿ qué falta?
Sizinle konuşuyorum ama aklımdan : " Karımın St.Louis'te ne işi var?
Les estoy hablando, pero lo que pienso es : " ¿ Qué hace mi esposa en St. Louis?
Yaman bir bozguncu olarak çıkar karşımıza. Türlü imkânları da var, biliyorsunuz. Bunları geliştirecek olursa, hepimizin başını derde sokabilir.
Es muy astuto... y si mejora sus medios... podría perjudicarnos a todos.
Karınızdan mektup var mı efendim?
¿ Has recibido noticias de tu esposa?
Carl, bu ırmağın kolunun nerenin içine karıştığı hakkında bir fikrin var mı?
Carl, ¿ alguna idea de dónde desemboca este afluente?
Karısını trene binerken gören var mı?
Pero, ¿ alguien vio a la esposa subirse al tren?
- Skoçun var mı? - Seni neden işe karıştırdığını anlayamadım.
- No veo por qué la involucró.
Benim bir karım ve çocuğum var, başkasının parası için öldürülmek istemiyorum, ne kadar olursa olsun.
Tengo familia, no quiero que me maten por un dinero que no es mio. Me da igual la cantidad que sea.
Bu akşam bir arkadaşımın genç ve dul karısıyla randevum var da.
Tengo una cita con una joven viuda amiga mía.
- Ayrılın! Ben Panayotaros'un karısına bahse varım!
¡ Apuesto por la mujer de Panayotaros!
Ve başka ne var, bakalım. Oh, evet, karısını öldüren Louton diye biri vardı.
Uno que aún todos recordamos es eI de un tipo llamado Louton.
Bir karın var mı asker?
- ¿ Tiene esposa, soldado?
" Sayın Bay Hitchcock, ben 60 yaşındayım, 22 yaşında bir karım var.
"Estimado señor Hitchcock, soy un hombre de 60 con una mujer de 22"
Quill'in karınıza tecavüz etmesiyle ilgili içinizde bir kuşku var mı?
¿ Tiene alguna duda de que Quill violó a la Sra. Manion?
İlki, yoksulluk vakaları. Vefatınız sonrası normalin üzerinde sıkıntı çekecek bir karınız ya da aileniz var mı?
Una es en caso de privaciones. ¿ Tiene esposa o familia que pudiera sufrir... mas allá de un punto razonable por su fallecimiento?
Karımın parası var ama bunun onunla bir ilgisi yok.
Mi mujer tiene dinero, pero eso no tiene nada que ver.
Kızıl Haç almak için onca sıkıntıdan sonra. Zavallı karımın ameliyatı var.
A malas podemos ir a la Cruz Roja para conseguir un permiso de salida de emergencia a los EE.UU.
Karımın bir bebeği olacak da sizde broşür var mı diye soracaktım.
Mi mujer va a tener un bebé, y pensé que podrían darnos unos panfletos.
Polemik yapmayalım lütfen, konuyu saptırmayalım! Karının burada bulunması gerek, diyorsak önemli bir sebebi var.
Decía que si creíamos indispensable la presencia de tu mujer... es por un motivo muy claro :
Eski bir karın mı var yoksa?
No tendrás esposa, ¿ verdad? - Es tarde...
Aslında karımın buraya gelememe ihtimali var. Evden ayrıldığımda pek iyi değildi.
En realidad, es posible que mi mujer no pueda venir porque... cuando me marché no se sentía muy bien.
Hayatımın aşkısın, benim için tek yaşam amacı ama sana söyledim. Hoboken'de bir karım var.
Tú eres el amor de mi vida, la única dama que ha significado algo para mí, pero ya te dije una vez que tengo una esposa en Hoboken.
Sadece şeyden önce sürdükleri timsah yağı ve baharatlardan oluşan bir karışım. Bazı Afrikalıların daha uzun sürsün diye kullandığı var ya.
De la que utilizan los negros... para aguantar más.
Oh, karımın bir teorisi var.
- Mi esposa tiene una teoría.
Anahtarın buradan nasıl çıkarıldığı hakkında fikri olan var mı?
¿ Tienes alguna idea de cómo la llave salió de aquí?
Karına karşı sorumlulukların var mı?
Supongo que se lo mencionó a su esposa.