Mutlu değilim translate Spanish
589 parallel translation
Artık iyiyim, ama mutlu değilim.
Ahora estoy bien, pero no soy feliz.
Ben de mutlu değilim, ama bundan keyif alıyorum.
Mírame a mi. No soy feliz... Pero tengo mis propias diversiones.
Ben henüz mutlu değilim.
El mío todavía no.
Mutlu değilim.
No soy feliz.
- Hiç mutlu değilim. Çorbanı iç.
No soy desgraciada, toma la sopa.
Ben de yıllardır resim yapıyorum ama mutlu değilim.
Yo lo he sido durante años, pero no soy feliz.
Bu tabi seni gördüğüm için mutlu değilim anlamına gelmiyor!
Pero estoy contenta de verte. ¡ Sólo que no te esperaba!
Aslında pek mutlu değilim.
No estoy realmente muy feliz.
Orda askerliğini yapıyordu, ve nasıl diyeyim... burada mutlu değilim.
Ha hecho el servicio militar aquí, y ya sabe... No me gusta estar aquí.
Ben mutlu değilim.
Yo no estoy alegre.
Kardinal hazretleri mutlu değilim.
Su Eminencia, yo no soy feliz.
Mireille'de kaybettim Hiç mutlu değilim.
Con todo este follón Mireille ya está mosca, y como sigamos así, ya puedo empezar a buscarme otra...
Gerçek şu ki aslında ne burada ne de orada mutlu değilim, o yüzden gidiyorum.
Lo cierto... es que... no me gusta estar aquí ni allá. Por eso he decidido marcharme.
Ben mutlu değilim ve kalan herkes mutsuz.
No estoy feliz, y todos se sienten miserables.
Hayır, mutlu değilim çünkü... Doğruyu söylüyorum, şu anda yaşamıyorum.
No, no soy feliz porque... porque... precisamente, no tengo vida presente.
- Onlarsız mutlu değilim.
Soy muy infeliz sin ellos.
Noel yaklaşıyor, fakat mutlu değilim.
La Navidad ya viene, pero no estoy feliz.
Hediye almayı, Noel kartı göndermeyi ve ağaç süslemeyi falan severim, ama yine de mutlu değilim.
Me gusta recibir regalos y enviar tarjetas navideñas y decorar árboles y todo eso, pero aún así no estoy feliz.
- Senin kadar mutlu değilim.
Yo no soy tan feliz como tú.
Ben kendi adıma pek mutlu değilim.
Bueno, pues yo no me alegro por mí.
Evet, mutlu değilim.
Sí, me sentiré triste.
Hiç mutlu değilim.
No soy feliz.
Öleceği için mutlu değilim.
No estoy contenta porque se esta muriendo.
İşin doğrusu, senle oraya gitmekten hiçte mutlu değilim.
A decir verdad, no me entusiasma tanto ir ahí contigo, Morgan.
Elbette mutlu değilim.
¿ Qué es la felicidad?
Bugün bir arkadaşım evleniyor, ama ben mutlu değilim.
Pero yo no estoy contento Amor, culmina en el matrimonio.
Ama ben mutlu değilim. Arkadaşımın evlenmesi, beni mutsuz ediyor.
En la boda de mi amigo, Yo soy infeliz
Mutlu değilim. Baştan çalınmamalıydı.
No me complace que lo robasen en un principio.
Burada hiç mutlu değilim, Syd.
Aquí no soy feliz, Syd...
Mutlu değilim.
Yo no soy feliz.
- Labrosse, hiç mutlu değilim.
- ¿ Labrosse? ¡ No estoy nada contento!
M m, çok mutlu değilim.
Mm, No estoy muy feliz.
Gari bir şekilde bundan mutlu değilim.
Curiosamente, Yo no estoy alegre por ello.
Ben de bu Fransız yemeği konusunda mutlu değilim.
Yo tampoco estoy tranquila con esta cena francesa.
- Hiç mutlu değilim ama işim işte.
- No me hace feliz. No me gusta, pero es mi trabajo.
Öleceği için mutlu değilim.
- No estoy feliz porque se muere.
Olaydan mutlu değilim o yüzden bu havaları bırak.
No estoy más asombrada que tu.... Así que ¿ por qué no paras de actuar así, por favor?
Mutlu olmaya hiç alışık değilim.
No estoy acostumbrada a ser feliz.
Mutlu değilim.
¿ Ni siquiera una sonrisa?
Kendisi için şöyle diyor : "Artık bir erkek değilim. Bir kadını mutlu edemem."
Se dice a sí mismo'no soy un hombre, no puedo hacer feliz a una mujer'.
Birlikte mutlu olabiliriz, ama sevgili Paulo, ben artık eski Nini değilim.
Podríamos haber sido felices, pero ya no soy la misma Nini, mi pobre Paulo.
Onları mutlu etme işinde değilim.
No negocio para hacerlos felices.
Evet mutlu görünmüyorsunuz. Değilim.
- No, no parecéis muy feliz.
Ben hiç mutlu değilim.
Me disgusta tanto que ni voy ir a la boda.
Pek tutkulu değilim ama... eğer bu rüyayı gerçeğe dönüştürebilirsem... seçtiğimiz hayatta... ömürboyu mutlu olabiliriz.
Mi sola ambición es realizar ese sueño ser feliz con una mujer en una vida elegida por los dos
Mutlu olmam gerekiyor, ama değilim.
Sé que debería estar feliz, pero no lo estoy.
Cevaplarımdan dolayı mutlu değilim.
No estoy nada contenta con mis respuestas.
Ben kendi niteliklerimi Johan kadar doğal değerlendirebileceğimden emin değilim. Doğrusunu isterseniz sürdürebildiğim yaşam tarzı beni mutlu ediyor.
Quizá no me aprecio tanto a mí misma como lo hace Johan... pero, si le soy sincera, me gusta la vida que llevo.
Sadece bir hizmetçiyim, ama mutlu etmek ve mutlu olmak konusunda utanıcak değilim.
Justo como su sirvienta. La única diferencia es que cuando yo me corro no me avergüenzo.
- Ben mutlu olmaya alışkın değilim.
- No estoy acostumbrada a ser feliz.
ve ben mutlu bir adam olarak öleceğim ve bunun yanında, iki yıldır bu kasabanın şerifi ben değilim.
Moriría felíz... y además, no he sido sherrif the de este lugar por dos gloriosos años.
değilim 815
mutlu yıllar 555
mutluluklar dilerim 16
mutlu ol 66
mutlu günler 26
mutlu 183
mutluluk 95
mutlu son 24
mutluyum 175
mutlu musun 338
mutlu yıllar 555
mutluluklar dilerim 16
mutlu ol 66
mutlu günler 26
mutlu 183
mutluluk 95
mutlu son 24
mutluyum 175
mutlu musun 338
mutlu olun 20
mutlu yıllar sana 161
mutlu noeller 1070
mutlu paskalyalar 22
mutluyuz 22
mutlumusun 18
mutlusun 26
mutlu noel 30
mutlu olmanı istiyorum 16
mutlu oldun mu 50
mutlu yıllar sana 161
mutlu noeller 1070
mutlu paskalyalar 22
mutluyuz 22
mutlumusun 18
mutlusun 26
mutlu noel 30
mutlu olmanı istiyorum 16
mutlu oldun mu 50