Nasıl anladın translate Spanish
1,685 parallel translation
- Nasıl anladın?
- ¿ Cómo lo sabes?
Elmasları alacağımı nasıl anladın?
- ¿ Cómo supiste que los iba a robar?
Nasıl anladın?
- Como adivinastes?
Onun doğru kişi olduğunu nasıl anladın?
¿ Cómo supiste que ella era la indicada?
Evet, nasıl anladın?
Claro que sí. ¿ Cómo supiste?
Söyle bakalım, Batman, bana ihanet edenin benim Julie'im olduğunu nasıl anladın?
Y dime Batman ¿ Cómo supiste que fue mi Julie quien me traicionó?
Hadi, bunun bir tuzak olduğunu nasıl anladın?
¿ Cómo podíamos saber que era una trampa?
Eğer işimi düzgün yaptıysam bilmiyor olması gerekirdi. Nasıl anladın?
Bueno, no si yo hacía mi trabajo correctamente.
- Evet, Bayan Marple. Nasıl anladınız?
Así es, Miss Marple, pero, ¿ cómo lo supo?
Nasıl anladın?
¿ Cómo lo conseguiste?
Nasıl anladın?
¿ Quién se hace esa imagen?
Gördüğün şeyin melek olduğunu nasıl anladın?
Bueno, ¿ qué te hace pensar que viste a un... ángel?
Sandy ile tanıştığınızda "o" olduğunu nasıl anladın?
¿ Cuando conociste a Sandy, cómo supiste que él era el indicado?
Nasıl anladınız?
- ¿ Cómo lo supo?
Yüksek topuk giydiğini nasıl anladın?
- ¿ Cómo descubriste lo de los tacones?
Sandy ile tanıştığınızda "o" olduğunu nasıl anladın?
Cuando conociste a Sandy, ¿ cómo supiste que él era el correcto?
Babamın hayatının aşkı olduğunu nasıl anladın?
¿ Cómo supiste que papá era el indicado?
Seninle aynı şekilde hissettiğini nasıl anladın?
¿ Cómo supiste que él sentía lo mismo?
Nasıl anladınız?
¿ Cómo lo supo?
Nasıl anladın?
Bueno, ¿ cómo puedes decirlo?
Nasıl anladın?
¿ Como sabes?
Bunu nasıl anladınız?
¿ Cómo sabes eso?
Nasıl anladın?
¿ Cómo lo has sabido?
Evet, nasıl anladın?
Sí ¿ Cómo puedes saberlo?
Bunu nasıl anladın ki?
¿ Cómo es que pudiste entender eso?
O adamın kim olduğunu nasıl anladın ve Rachel'ın durumu hakkında ne yapmalıyız?
¿ Como sabías quien era ese tipo y qué debías hacer con Rachel?
Nasıl anladın?
¿ Cómo lo sabes?
En sevdiğim rengin pembe olduğunu nasıl anladın?
¿ Cómo supiste que el rosa era mi color favorito?
Şarap mahzeninde olduğumu nasıl anladınız?
Entonces, muchachos como explican que estuve en la bodega?
- Nasıl anladın?
- ¿ Cómo lo averiguaste?
" Nasıl çabaladığınızı ve kendinizi bu işe nasıl adadığınızı gördükten sonra onu gerçekten çok istediğinizi anladım.
" Después de ver su trabajo duro y dedicación vi cuánto lo quieren.
Yani, ben artık, nasıl derler, bir sahtekarım, anladın mı?
Soy un... ¿ Cómo se dice? Soy un fraude.
Bu tür bir teknolojinin Amerika ordusunda kullanıldığını anladıklarında, dünya hükümetlerinin nasıl tepki verdiğini hayal edebilirsin.
Puede imaginar cómo reaccionaron los gobiernos del mundo cuando se dieron cuenta de la clase de tecnología que estaba siendo empleada por el ejército de EE.UU.
Bu işi nasıl kıvırdığını bilmiyorum ; ama sana yemin ederim bunu çözene kadar durmayacağım, beni anladın mı?
No tengo idea de como te deshiciste de esto, pero lo juro por Dios pero no me voy a detener hasta que lo averigüe, ¿ me entendiste?
Ve sen nasıl... benim eşcinsel olduğumu nerden anladın?
Y, eh, ¿ cómo... cómo has sabido que soy gay?
Sonunda, arkadaşlarımın nasıl hissettiğini anladım, ben iki saat dayanamazken altı senedir bunu çekmek...
Y comprendí cómo se sienten mis amigos, porque si no puedo soportarlo por dos horas menos a lo largo de 6 años.
O olduğunu nasıl anladın?
¿ Cabello sucio y huele como al brie?
Nasıl anladın?
Entonces ¿ cómo lo sabes?
Neler olduğunu nasıl anladın?
¿ Cómo sabías lo que pasó?
Belmont'un Randy'nin amcasını nasıl öldürdüğünü anladım.
Sé cómo mató Belmont al tío de Randy.
Ama helikopterdeki o insanları nasıl kurtardığını... televizyonda izlediğimde... aynı zamanda cesur da olduğunu anladım.
Pero al ver en TV cómo rescató a esos hombres en ese helicóptero... -... también pude ver su valentía.
Anladın mı nasıl bulunur yön?
¿ Ves cómo orientarte ahora?
Sonuçta, Elliot'ın, eskiden olanların bizim bakış açımızı sonsuza kadar nasıl değiştirdiği konusunda söylediklerini anladım.
Y al final supe, que lo que había dicho Elliot acerca de cómo eran las cosas había cambiado para siempre nuestra manera de pensar en ellas.
Sanırım Cylonlar'ın savunma sistemimizi nasıl geçtiğini anladım.
Sé cómo los Cylons desarmaron nuestras defensas.
İlk duygu reddetme olacak, o yüzden cesedin çocuğa ait olduğunu nasıl anladığınızı söyleyin.
La primera reacción es negarlo, así que prepárate para explicarle cómo sabes que es su hijo.
Nasıl anladın?
¿ Cómo lo supiste?
Bir bakışta bunu nasıl anladın?
Puedes decir que solo estamos mirandoles?
Yeni Eli'nin burada işlerin nasıl yürüdüğünü anladığını sanmıyorum.
No creo que el nuevo Eli entienda como funciona este lugar.
Nasıl anladın?
¿ Como te enteraste?
Hırsızların kiralık kasaları nasıl açtığını anladım.
Descubrí como los ladrones entraron a las cajas de deposito.
Dışarıdan bakınca öldürmek istedin ama en derinlerde, insan hayatının değerini anladın ve bir unutkanlık perdesi mermiyi namluya nasıl süreceğine dair bilginin üzerini örttü.
En el exterior querías asesinar a un ser humano, pero en el interior celebrabas al valor humano disfrazándolo del olvido acerca de tu conocimiento acerca de cómo disparar un arma.
nasıl anladınız 17
anladın mı 3957
anladin mi 16
anladın 107
anladın mı beni 67
anladınız mı 673
anladın mı şimdi 18
anladınız 18
anladın değil mi 22
anladınmı 31
anladın mı 3957
anladin mi 16
anladın 107
anladın mı beni 67
anladınız mı 673
anladın mı şimdi 18
anladınız 18
anladın değil mi 22
anladınmı 31
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsın hayatım 22
nasıl istersen 701
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsın hayatım 22
nasıl istersen 701