Nasıl bir yer translate Spanish
900 parallel translation
Mm... bugün son boş günüm, bu yüzden Bölge 11'in nasıl bir yer olduğunu görmek istedim.
entonces quería ver qué tipo de lugar es Área 11.
Cehennem dediğin yer nasıl bir yer?
Ese lugar llamado infierno, ¿ cómo es?
Hiç değilse buranın nasıl bir yer olduğunu biliyoruz.
Al menos sabemos lo que es esto. Aquí no hay mentiras.
Burası nasıl bir yer?
¿ Qué pueblo es este?
Nasıl bir yer olduğunu bile unuttum.
Ya casi he olvidado como se ve ese lugar.
Yemek yok mu? Nasıl bir yer burası?
¿ Qué clase de lugar es éste?
Bundan sonraki birkaç yıl içinde buranın nasıl bir yer olacağını düşünüyorum.
En el aspecto que tendrá esto dentro de un par de años.
- Söylesene, Mısır nasıl bir yer, John?
¿ Cómo es Egipto, John?
İskoçya nasıl bir yer? Hiç gitmedim.
¿ Cómo es Escocia?
Potts, söylesene sahne arkası nasıl bir yer?
Potts, díganos ¿ cómo era en bastidores?
Ev nasıl bir yer olacak ki?
¿ Cómo será el hogar?
Burası nasıl bir yer de gece tren olmaz?
¿ Qué lugar es éste que no hay trenes de noche?
Büyükbabam burasının nasıl bir yer olduğunu biliyor mu?
¿ Sabe mi abuelo cómo es este lugar?
Taos'un nasıl bir yer olduğunu ve balayının ne kadar sürdüğünü kafamda canlandırmaya çalıştım.
Intentaba formarme una imagen del tipo de lugar que seria Taos cuan larga es una luna de miel.
Nasıl bir yer olduğunu tam bilemiyorum bir kumar evi gibi görünüyordu.
No puedo decir qué clase de lugar era. Parecía una casa de juego.
Nasıl bir yer burası böyle?
¿ Qué tipo de lugar es este?
Nasıl bir yer?
¿ Cómo es?
Afrika nasıl bir yer, bilmiyorsundur.
No sabes cómo es África.
Nasıl bir yer olduğunu hatırlamıyor musun Seaneen?
No te acuerdas de cómo era, Seaneen.
Nasıl bir yer istersiniz?
? Que tipo de alojamiento prefieren?
- Bu yatakhane nasıl bir yer?
¿ Cómo es el camarote común?
Yaşamak için nasıl bir yer burası?
¿ Tiene alojamiento?
Nasıl bir yer burası!
¡ Cómo estoy!
Baba, Contention nasıl bir yer?
Papá, ¿ cómo viven en Contention?
- Senin çiftliği. Nasıl bir yer?
- De su casa, ¿ cómo es?
Hiçbir şey ölmeseydi, dünya nasıl bir yer olurdu, onu düşün.
Imagina cómo sería el mundo si nada se muriera.
İçine kapandığın ufak özel cehennemin nasıl bir yer?
¿ Cómo es ese infierno particular de su cabeza?
Nasıl bir yer görmek istersin değil mi?
¿ Quieres ver el lugar, no?
Bak, olayı büyütmek istemem ama burası nasıl bir yer böyle?
Mire, no quiero ocasionar problemas, pero ¿ qué clase de sitio es este?
Neresi olacağından emin değilim ama nasıl bir yer istediğimi biliyorum.
No estoy segura donde está ese lugar, pero sé como es.
- Bu batakhane nasıl bir yer?
¿ Qué tal es esto?
Acaba Tepedeki Ev nasıl bir yer?
Me pregunto cómo será Hill House.
Evin nasıl bir yer?
¿ Cómo es tu apartamento?
Brittany nasıl bir yer mi? Bir gün yağmurlu, bir gün rüzgârlıdır.
¡ Está siempre lloviendo, y con viento!
Öylece kaçıp da Venüs'ün nasıl bir yer olduğunu hayal edemem.
¡ Simplemente no puedo salir corriendo a ver qué se siente en Venus!
Burasının nasıl bir yer olduğunu biliyorum.
Yo sé lo que es aquí!
Sence cehennem nasıl bir yer?
¿ Cómo cree que será el infierno?
Bu kasaba nasıl bir yer sence?
¿ Qué piensas de esta aldea?
Nasıl oluyor? Bir buzulun yer altı kolu.
Es el brazo subterráneo de un glaciar.
- Söylesene, nasıl bir pislik yer burası?
- ¿ Qué clase de antro es éste?
Giorgio nasıl yapılacağını bilir. O ; yetenekli, okumuş ve çok yer görmüş bir adam.
Giorgio sí que sabe hacerlo es un hombre instruido que ha estudiado mucho, que ha viajado,
- Hayır, nasıl bir yer?
- No, ¿ cómo es?
Burada nasıl bir yer işletiyorsun sen?
¿ Qué clase de lugar es este?
Genç aptallar için bir yer, tatlım. Bunlar yasaya yakalanmadan dar çiti nasıl geçeceklerini keşfedemeyen çocuklar.
Es un lugar, azúcar, para pelmazos menores que nunca han descubierto cómo caminar por la valla estrecha sin ser atrapados por la ley.
Arizona topraklarının nasıl da ıssız bir yer olduğunu gerçekten unutmuşum.
Había olvidado que Arizona es una tierra muy solitaria.
- Nasıl? Dünya hiçkimse için kolay bir yer değil.
El mundo no es un lugar fácil para nadie.
Bekle Silien. Ponthierry'de kendine güzel bir yer yapmışsın. O kadar masrafı nasıl karşıladın?
Dime, Silien, te has construido una bonita casa en Ponthierry, ¿ de dónde sale el dinero?
Böyle bir zamanda nasıl yer değiştirsin ki?
No creen que usted pueda viajar en estos tiempos.
Doğduğum yer, boyum,.. ... yaptığım iş konusunda nasıl bir özgür iradem vardı ki?
¿ Qué clase de libertad de elección tuve cuando nací, en la estatura que tengo y en el trabajo que me tocó en suerte?
Hemen güvenli bir yer hazırlarsam nasıl olur?
¿ Y si preparo un lugar más seguro?
Bu şeyin nasıl çalıştığını öğrenmek istiyorsan onu yaptıkları yer olan Duluth'a uzun bir mektup yaz.
Si quiere descubrir cómo funciona escriba una carta a Duluth, donde lo fabrican.
nasıl bir şey 94
nasıl biri 157
nasıl bir iş 21
nasıl bir adam 21
nasıl bir duygu 46
nasıl birisi 19
nasıl biriydi 103
nasıl bir şeydi 29
nasıl bir his 21
bir yere gitme 51
nasıl biri 157
nasıl bir iş 21
nasıl bir adam 21
nasıl bir duygu 46
nasıl birisi 19
nasıl biriydi 103
nasıl bir şeydi 29
nasıl bir his 21
bir yere gitme 51
bir yerde 60
bir yerlerde 73
bir yere gitmiyorum 43
bir yere mi gidiyorsun 103
bir yere gidemezsin 16
bir yere gitmiyoruz 22
bir yere kaybolma 21
bir yere ayrılma 38
bir yere gitmiyorsun 28
bir yer biliyorum 28
bir yerlerde 73
bir yere gitmiyorum 43
bir yere mi gidiyorsun 103
bir yere gidemezsin 16
bir yere gitmiyoruz 22
bir yere kaybolma 21
bir yere ayrılma 38
bir yere gitmiyorsun 28
bir yer biliyorum 28
bir yere mi gidiyorsunuz 17
bir yerde okumuştum 21
bir yere ayrılmayın 18
yerine 100
yerim 21
yerinde 27
yeri 18
yerde 65
yere 84
yerine koy 21
bir yerde okumuştum 21
bir yere ayrılmayın 18
yerine 100
yerim 21
yerinde 27
yeri 18
yerde 65
yere 84
yerine koy 21
yere yat 289
yerine otur 41
yerinde kal 43
yerler 24
yerine geç 53
yere koy 26
yerde kal 46
yerini biliyor musun 24
yerinde olsam 100
yerinde olsaydım 43
yerine otur 41
yerinde kal 43
yerler 24
yerine geç 53
yere koy 26
yerde kal 46
yerini biliyor musun 24
yerinde olsam 100
yerinde olsaydım 43