Ne diyordunuz translate Spanish
323 parallel translation
Ne diyordunuz?
¿ Qué decía?
O ışığa ne diyordunuz? Ben de gördüm onu.
¿ Cómo dice que se llama esa luz?
Ne diyordunuz?
¿ Qué ha dicho?
- Ne diyordunuz? - Bilmiyorum.
- ¿ Qué decía?
O alete ne diyordunuz?
¿ Cómo se llamaba su unidad?
Ne diyordunuz?
¿ Sí? ¿ Qué decía usted?
Teşekkürler, Diello. Ne diyordunuz?
Gracias, Diello. ¿ Cómo decía?
Ne diyordunuz, Bayan Keller?
¿ Qué estaba gritando, Sra. Keller?
- Ne diyordunuz ki?
- ¿ Decía?
Ne diyordunuz?
¿ Decía?
- Ne diyordunuz efendim?
- ¿ Qué decía, señor?
Hani ne diyordunuz? "Sadakati" hakkında.
¿ Cómo lo llamaba? ¿ Su "devoción"?
Ne diyordunuz Bay Foster?
¿ Qué estaba diciendo, Sr. Foster?
Özür dilerim, ne diyordunuz?
Perdóneme..., ¿ que me decía?
Ne diyordunuz?
Disculpe, señor. ¿ Qué decía?
Ona inanıyor musun? Lütfen devam edin Bay Castle. Ne diyordunuz?
Continúe por favor, Sr. Castle. ¿ Qué decía?
- Ne diyordunuz?
- Perdona, ¿ decía?
Kolesterolünüz hakkında ne diyordunuz?
Perdone, ¿ qué dijo sobre el colesterol?
- Evet, ne diyordunuz?
- ¿ Sí? ¿ Decía algo?
Ne diyordunuz?
- ¿ Qué estaba diciendo?
- Ne diyordunuz?
- ¿ Decía?
Ne diyordunuz, Dr. Hewitt?
¿ Qué decía, Dr. Hewitt?
Neredeyse bir ömür. Ne diyordunuz?
Una vida entera. ¿ Qué decíais?
Özür dilerim. Ne diyordunuz?
Disculpe. ¿ Qué decía?
Ve Meclis... ne diyordunuz siz ona?
Y la Cámara de... ¿ Cómo se llaman?
- Diyordunuz ki... - Ne diyordunuz?
- Me decía... ¿ Qué decía?
Evet komutanım. Ne diyordunuz?
Sí. ¿ Qué decías?
Etli börek olduğuna bahse girerim. Ne diyordunuz, nüfus patlaması mı? Ne hoş.
Seguramente son los nuevos vientos financieros, gracias a la explosión demográfica.
- Şimdi, ne diyordunuz?
- Bien, ¿ qué decía? - Sí.
Ne diyordunuz, efendim?
- ¿ Qué decía, señor?
Şimdi, ne diyordunuz, Komiser?
Bien, ¿ qué decía, teniente?
Afedersiniz, ama Perugino hakkında ne diyordunuz...
Disculpe, pero a propósito de el Perugino.
Bomba hakkında ne diyordunuz?
¿ Qué me decía con relación a la bomba?
Ona ne diyordunuz, efendim?
¿ Cómo fue que lo llamó, señor?
Ne diyordunuz... Ben o türden şeyleri karımla konuşurum.
Lo que estaba diciendo hablo de esa clase de cosas con mi mujer.
- Ne diyordunuz?
¿ Decía usted, doctor?
- Buna ne diyordunuz? - Teşekkür ederim.
- ¿ Cómo se llaman?
Ne diyordunuz az önce?
¿ Qué decía?
Ne diyordunuz, bay Booth, Şayet yetkililer Colombus'u... yeni dünyayı keşfetmeden hemen önce geri çağırsalardı ne olurdu?
¿ Qué diría si le hubieran pedido a Colón que volviera antes de descubrir el nuevo mundo?
Makinanın arkasında. Üzgünüm, ne diyordunuz?
- Junto a la máquina. ¿ Cómo decía?
Arkadaşınız Claude hakkında ne diyordunuz?
¿ Qué decías Jaffar de tu amigo Claude?
Ne diyordunuz Bay Marchand?
¿ Decía usted, Sr. Marchand?
Hiç bir erkek şeylerime karşı koyamaz... - Ne diyordunuz ona?
Ningún hombre podría resistirse a mis- ¿ Cómo se llaman?
Ne diyordunuz, yoldaş?
¿ Qué decía usted, camarada?
Ne diyordunuz, Yüzbaşı?
¿ Me decía capitán?
- Ne diyordunuz
¿ Decías? Que tenemos contacto.
Özür dilerim, ne diyordunuz?
- Perdón. ¿ Decía?
Ne diyordunuz?
¡ Cállate!
- Ne diyordunuz?
- ¿ Decía? - Nada.
Ne diyordunuz?
¿ Qué estaba diciendo?
Hey çocuklar, siz demin ne iş... olsa yaparız mı diyordunuz?
Eh chicos, ¿ habláis en serio sobre lo de cualquier tipo de trabajo?
ne diyorsun sen be 30
ne diyorsun 1616
ne diyorsun sen 551
ne diyeceğimi bilmiyorum 160
ne diye 64
ne diyor 463
ne diyorsun be 24
ne diyorduk 29
ne diyorum ben 45
ne diyor bu 53
ne diyorsun 1616
ne diyorsun sen 551
ne diyeceğimi bilmiyorum 160
ne diye 64
ne diyor 463
ne diyorsun be 24
ne diyorduk 29
ne diyorum ben 45
ne diyor bu 53