Ne kadar kaldı translate Spanish
3,003 parallel translation
Ne kadar kaldırdın?
¿ Cuánto conseguiste?
Hapiste ne kadar kaldın?
¿ Cuánto tiempo estuviste en la cárcel?
- Ne kadar kaldı?
¿ Cuánto falta?
- Ne kadar kaldı?
¿ Cuánto tiempo?
Ne kadar kaldı?
¿ Cuánto tiempo?
Piyasada bir senede ne kadar kaldırıyorsun?
¿ Cuánto ganas al año en este juego?
Büyük Slalom'dan ne kadar kaldı?
¿ Cuánto por el Slalon Gigante?
Ne kadar kaldı?
¿ Cuánto queda?
Evet, ne kadar kaldı?
Sí, ¿ estás muy lejos?
Burada ne kadar kaldı merak ediyorum?
Me pregunto cuánto tiempo estuvo allí?
Mohan, benzin istasyonuna ne kadar kaldı?
Mohan, que tan lejos está la estación de servicio.
Burada ne kadar kaldığını bilmiyorum ama bu onu ayıltmamış.
No sé cuánto llevaba allí, pero no lo hizo estar sobrio.
Ne kadar vaktim kaldı?
¿ Cuanto tiempo me queda?
Ne kadar genç görünürsen o kadar para kaldırırsın.
WKGU NEWS - "SAM" Artista de Sexcam Adolescente Cuanto más joven pareces, más dinero ganas.
- Ne kadar evli kaldınız? - Dokuz saat.
- ¿ Cuánto tiempo estuvieron los dos casados?
Sizi yoldan kaldırmak için ne kadar zaman harcadılar biliyor musun?
¿ Sabes cuánto tiempo pierdes desechando a esos idiotas fuera de la calle?
Ne kadar bitkin kaldı?
¿ Cuánto te queda de tu planta?
Ne kadar vaktim kaldı?
¿ Cuanto tiempo?
Ne kadar vaktim kaldı?
¿ De cuánto tiempo dispongo?
Emekliliğini düşün. Ne kadar zaman kaldı?
Piensa en tu pensión. ¿ Cuántos años te quedan?
Hepimiz onunla ne kadar vaktimiz kaldığı konusunda endişeliydik.
Nos preocupaba cuánto tiempo tendríamos con ella.
Ne olursa olsun, bu tehdidi ortadan kaldırmak için tapınak şövalyeleri daha gaddar metotlar kullandılar. Ve şüpheler iyice arttı. Hatta bu Sadık Sihirbazlar çemberine kadar uzandı.
Determinados a neutralizar esta amenaza a cualquier costo, los métodos de los Templarios se han vuelto más brutales y sus sospechas se elevan, aun extendiéndose al Círculo de Magos...
Ne kadar vaktimiz kaldı bilmiyorum.
No sé cuánto tiempo tenemos.
Uçmuşum. Ne kadar baygın kaldığımı bilmiyorum.
Me dolía la cabeza, no sabía cuánto tiempo había pasado.
Kasapla ne kadar süre boyunca kaldım bilmiyorum.
No sé hace cuánto estoy aquí.
Ne kadar vaktim kaldı?
¿ Cuánto piensas que me queda? ¿ Un día?
Ne kadar kaldı bilemiyorum ama...
- Wow.
Ne kadar sürem kaldı?
¿ Cuánto tiempo me queda?
Eğer buraya ne kadar kötü bir insan olduğumu söylemeye geldiysen geç kaldın, bunu zaten biliyorum.
Si vienes para decirme lo terrible persona que soy, llegas tarde, porque ya lo sé.
- Ne kadar zamanımız kaldı?
¿ Cómo vamos de tiempo?
Daha ne kadar gücüm kaldı bilmiyorum Ray.
No sé cuánto me queda, Ray.
Bir adam ne kadar saygısızlığı kaldırabilir?
¿ Cuánta falta de respeto puede aguantar un hombre?
Bak, ne kadar zamanım kaldığını bilmiyorum.
Mira, no sé cuánto tiempo tengo.
İçinde her ne kadar büyü kaldıysa ortaya çıkar.
Raspar cualquier mágia que le queda.
- Bir adam ne kadar kargaşa kaldırabilir ki?
¿ Cuántas tormentas puede soportar un hermano?
Bu kadar implanttan sonra tam olarak bir robottan ne farkın kaldı?
Con todos estos implantes, ¿ cuál exactamente es la diferencia entre tú y un robot?
- Ne kadar zamanımız kaldı?
¿ Cuánto tiempo tenemos?
Sadece ne kadar zamanım kaldığını söyle.
Simplemente dime cuánto tiempo tengo.
Sadece ne kadar vaktim kaldı bilmek istiyorum, böylece bilirsiniz, plan yapabilirim.
Sólo quiero saber cuánto tiempo me queda así puedo- - Ya sabes, hacer planes.
Ne kadar uzun sürdü hatırlamıyorum bile... Ve sonra başımı kaldırdığımda sen gelmiştin.
Y cuando levanté de nuevo la vista ustedes estaban acá.
Kızın ne kadar zamanı kaldığını biliyor olmalısın.
Tú debes saber cuánto tiempo le queda a la niña.
Kadınlar ne kadar şaha kaldırırsa, o kadar da dibe batırır.
"Las mujeres hacen que los picos sean más altos y los abismos, más frecuentes".
Bu işten ne kadar para kaldıracağımızı düşünelim yeter.
Limitémonos a recordar cuánto dinero nos va a reportar este trabajo.
Bunların ne kadarını kaldırabilirim bilmiyorum.
No sé cuánto más puedo tomar de esto.
Şafak söktüğünde seni geberteceğim ve sana her saat ne kadar az zamanın kaldığını hatırlatacağım!
Te voy a matar cuando se acerque el amanecer y te voy a decir la hora cada hora que nos acerquemos.
Ne kadar zamanım kaldı?
¿ Cuánto tiempo me queda?
Başıma ne kadar kötü şeyler geldi ki siz iki sıyırıktan yardım istemek durumunda kaldım?
¿ Qué tan seguro podría estar de que algo tan nefasto está en juego aquí como para venir en busca de ayuda de dos idiotas?
Ne kadar salak olursa olsun onu kaldır.
Ya sabes, animarlo, sin importar cuán tonto sea.
Zamanında ben ve Lamar Odom buradan ne kadar hatun kaldırıldık biliyor musun?
En los viejos tiempos, ¿ sabes a cuántas mujeres recogimos el padre de Lamar Odom y yo aquí?
Ne kadar zaman kaldın orada?
- ¿ Cuánto tiempo estuviste fuera?
Ne kadar paramız kaldı?
¿ Cuánto dinero queda?
ne kadar güzelsin 38
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34