Ne kadar garip translate Spanish
548 parallel translation
Seni anlayan biriyle tanıştığında ne kadar garip olsa da hiçbir şeyin önemi kalmıyor değil mi?
Sí, supongo que cuando conoces a alguien así... Quien eres, rarezas y todo lo consigue... Nada importa realmente, ¿ verdad?
Kocamla beraber, ne kadar garip biri olduğunu söyledik.
Mi marido y yo dijimos : "Qué gente más rara".
Ne kadar garip bir akşam.
Qué velada más extraña.
Ne kadar garip bir isim!
Qué nombre más curioso.
Ne kadar garip bir dünya, değil mi?
Qué mundo tan extraño.
! Ne kadar garip!
¡ Que cosa más rara!
Ne kadar garip bir soru baba. 43 yaşındayım.
Qué pregunta más rara, padre.
Ne kadar garip.
Qué cosa tan curiosa.
Ne kadar garip, değil mi?
¿ Qué raro, verdad?
Ne kadar garip.
Qué extraño.
Ne kadar garip bir şey.
¡ Pero mira, qué curioso!
Ne kadar garip.
Qué extraordinario.
Gönlüm böylesine zenginlikler ile dolu iken muhtaç ve kimsesiz bir kadın olarak anılmam ne kadar garip!
Es raro que se me llame una mujer desvalida cuando tengo todos esos tesoros encerrados en mi corazón.
Bu şekilde tanışmamız ne kadar garip.
Qué extraño encontrarnos de este modo.
Ne kadar garip...
Que extraño...
Bazı şeylerin beklediğimiz gibi olmamaları ne kadar garip.
Resulta extraño cómo las cosas no salen jamás como una espera.
- Ne kadar garip.
- Es curioso.
- Ne kadar garip.
¿ No es raro?
Gelin siz de bakın, çok ilginç! Ne kadar garip balık.
- Nunca había visto algo así.
İnanılmaz. Ne kadar garip bir görünüşü var.
¡ qué maravilla!
Ne kadar garip.
Tal vez no es tan extraña después de todo.
Ne kadar garip bir tesadüf.
Sí, es una extraña coincidencia.
Bu kadar ünlü bir heykeltıraşla evli, sizin gibi bir kadının böyle hissetmesi ne kadar garip.
Me sorprende oír eso, Lady Haloran, sabiendo que es una mujer que estuvo casada con un escultor famoso.
Hayat ne kadar garip.
¡ Que extraña es la vida!
Dino, bu sorularla ne kadar garip davrandığının farkında mısın?
Dino, ¿ sabes qué eres muy raro al hacer todas estas preguntas?
İnsanlar... Ne kadar garip hayvanlar.
Las personas, qué animales tan raros son.
Ne kadar garip.
Qué extraño resulta todo esto.
- Ne kadar garip?
- ¿ Qué hay de extraño en él?
Ne kadar garip ve kirli bir zihnin var.
Qué divertida, y audaz imaginación.
Şimdi bu her ne kadar garip ve sıradışı gelse de olabilecek tek açıklama bu.
Lo que voy a decirte, es extraño, raro. Es la única teoría que se ajusta a los hechos.
Ama ne kadar garip ki, nefret ettiğin bir kadını sanki onu sevmişçesine saplantı haline getiriyorsun.
Pero es extraño, uno se obsesiona con una mujer que odia... como si la amara.
Yollarımızın bunca zaman kesişmemesi ne kadar garip.
Es raro que no nos hayamos visto más.
Kanun kanundur ve bu size ne kadar garip gelse de, kanun saygıyı hak eder.
Lo siento pero la Ley es la Ley... Y aunque parezca raro hay que respetarla.
Ne kadar garip!
¡ Qué extraño! ...
Ne kadar garip askılar!
¡ Qué colgadores tan raros!
Şu rüzgar ne kadar da garip, adalet için bir adamı öldürürsen kumlarla onun üstünü örtebiliyor!
¡ Que extraño es el viento! , si matas a un hombre justamente... ¡ lo hace desaparecer!
Ne garip, an geçtikten sonra pek çok şey unutulur gider. Oysa uzun zaman önce olanları, çoktan olup gitmiş kadınların ve erkeklerin anısı zihnimde o kadar berrak ve taze ki.
Es extraño pensar que uno llegue a olvidar acontecimientos cercanos, y sin embargo recuerde claramente acontecimientos del pasado lejano, de personas que dejaron de existir años ha.
Biliyor musun, ne kadar da garip. Şu Lawson eskiden en fazla bir Teksas öküzü kadar zarifti. Şimdiyse bir bak şuna.
Es cómico.Este Lawson era tan gracioso como un joven buey texano.
Evet hayatım, fakat bunda bu kadar garip olan ne var?
Sí, querido, pero, ¿ qué tiene eso de extraño?
- Ne kadar da garip.
Extraña casualidad.
Düşünüyordum da... Şu ailenin o teslim olmuş hali ne kadar da garip...
Es extraño observar que esas personas parecen resignadas.
insan kalbi ne kadar da garip.
Qué extraño es el corazón humano.
Kıyametin gelişini bu kadar yanlış yorumlamam ne garip.
Es curioso lo mal que interpreté los designios del destino.
Ne olmuş yani, bu kadar garip olan ne?
¿ Qué tiene de extraño?
Babaları çok çirkin ama, ne kadar da güzel kızları var. Bu çok garip!
Lo más increíble es que, siendo tan feo, sea capaz de hacer hijas tan bonitas.
Bunun ne kadar garip olacağını anlayamadıklarını düşünüyorum.
- Entiendo. No se dan cuenta de lo ridículo que sería.
Garip, değil mi, Tanrı kadınların içine ne kadar da kötülük yerleştirmiş.
¿ Qué raro, no? Toda la inmoralidad que el Señor le dio a las mujeres.
Ne kadar alışılmadık veya garip olursa olsun gezegendeki her şeyden fayda sağlayabilecek biri.
Alguien que pudiera aprovechar totalmente cualquier descubrimiento en el nuevo planeta. Sin importar lo extraño e inusual que pudiera ser.
Garip şey, onlara şu ya da bu raporu hazırlamak için cehennem gibi savaştım. Fakat bunun için ne kadar aciz olduğumun tamamen farkındaydım.
Es alucinante ahora es una lucha diaria para convencerles de que hay que hablar de tal cosa y al mismo tiempo sé que seré incapaz de escribirlo...
Ne kadar da garip!
¡ Qué extraño!
Kocan hakkında bu kadar garip olan ne?
¿ Qué es tan extraño de tu marido?
ne kadar güzelsin 38
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34