Nerede olursan ol translate Spanish
218 parallel translation
Çünkü nerede olursan ol, ben orada olacağım, son saatine kadar, mezartaşının önünde, mezarının üstünde oturacağım! "
Así que dondequiera estés, también estaré yo y en tu ultima hora y, delante de tu lapida, ¡ me sentaré sobre tu tumba
Çünkü nerede olursan ol, ben orada olacağım, son saatine kadar, mezartaşının önünde, mezarının üstünde oturacağım! "
Así que dondequiera estés, también estaré yo y en tu ultima hora y, delante de tu lapida, ¡ me sentaré sobre tu tumba.
Tüm bunlar sona erdiğinde, beni hâlâ istersen, nerede olursan ol geleceğim.
Cuando todo acabe, si aún me quieres llegaré hasta ti, estés donde estés.
Nerede olursan ol, bizi bulursun.
Donde tú vayas, nos encontrarás.
Ne olursa olsun, nerede olursan ol... her zaman yanında olduğumu bil.
Pero pase lo que pase o estés donde estés, siempre sabrás que estoy a tu lado.
Ve sana yemin ederim, nerede olursan ol, seni arayıp bulacağım ve özgür bırakacağım.
Y juro que estés donde estés, te liberaré... para cumplir tu destino.
Unutma ki, her ne yaparsan yap ve nerede olursan ol burası daima senin evin.
Quiero que tengas presente que, hagas lo que hagas y estés donde estés, siempre tendrás una casa aquí ;
Sabah uyanıp akşam yatmanın yemek yemenin ve gazete okumanın sokaktaki kornaların sesini ve gece kulüplerindeki gürültüyü duymanın ne demek olduğunu bilmezsin ve her daim, her nerede olursan ol her ne yapıyorsan, her ne görüyorsan her neredeysen yüreğinde bir korku vardır.
No sabes lo que es levantarte por la mañana, acostarte por la noche, comer... leer el periódico, escuchar las bocinas... de los coches, meterte en los clubs... estés donde estés, hagas lo que hagas, veas lo que veas, digas lo que digas sentir miedo en el corazón.
Ve eğer bir tehlike olursa, nerede olursan ol, bu melodiyi çal, ben sana yardıma gelirim.
Y si te ocurre alguna desgracia, dónde quiera que estés, toca esta melodía e iré en tu ayuda.
Oğlum, bunu senin için yazdım. Nerede olursan ol. Çocukların için ve çocuklarının çocukları için.
He escrito esto para ti, hijo mío, donde quiera que estés, y para tus hijos y los hijos de tus hijos.
# Nerede olursan ol
Cuando estés lejos de aquí
Her nerede olursan ol, hep yanında olacağım.
Adonde quiera que vayas... yo te seguiré.
Sake kesinlikle lezzetli, nerede olursan ol, kiminle olursan ol farketmez.
El sake siempre sabe bien, no importa dónde estés o quién te acompañe.
Bu müziği nerede olursan ol, duyduğunda Alman damarın kabarmıyor mu?
Schmaltz. Dígame, Glocken, honestamente.
Saat 11.30'da, nerede olursan ol ne yaparsan yap bırak.
A las 11.30, sin importar donde estés ni que estés haciendo, retírate.
Nerede olursan ol Bunları verebilirsin bana
Todo eso me lo puedes dar Estés donde estés
Nerede olursan ol, ne yaparsan yap seni bulurum sonra da öldürürüm.
Estés donde estés, te encontraré y te mataré.
Zira sen nerede olursan ol seni seveceğim.
Porque estés donde estés, yo te querré.
# Nerede olursan ol sevgilim
" No importa, querida, donde estés...
Nerede olursan ol, onlar için vazgeçilmezsin.
Estás esencialmente clasificado en dónde estás.
Nerede olursan ol seni bulur Franz.
Te consigue, Franz, no importa dónde estés.
Nerede olursan ol, seni hatırlıyorum
Me acordaré de ti dondequiera que estés
Nerede olursan ol, tam yerindeymişsiniz gibi davran.
Tres. Actúa como si dondequiera que estés, ése es el lugar ideal.
Nerede olursan ol, hep kalbimde olacaksın.
Siempre estarás en mi corazón.
Johnathan nerede olursan ol düşüncen onu bu gece teselli etmeli
Jonathan Donde te encuentres Tus pensamientos deben confortarla esta noche
Nerede olursan ol seni görür.
Él te puede ver dondequiera que estés.
Kim olursan ol, Ne olursan ol... nerede olursan ol.
Quienes sean, y lo que sean... donde sea que esten..
Bu güce sahip olduğun sürece, nerede olursan ol hükümetin, seni bir güvenlik riski olarak göreceğinden şüpheleniyorum.
Si tienes el poder que sospecho que tienes los del gobierno te clasificarían como secreto.
Nerede olursan ol, Bu benden sana söz olsun.
Estés donde estés, eso te lo prometo yo a ti.
Nerede olursan ol, seni bulacağım!
estés donde estés. ¿ Me oyes?
- Bunun gibi bir telefon almalısın. - Suşi'yi sona mı saklasam? - Böylece nerede olursan ol hastaların senin izini bulabilirler.
Si tuvieras un teléfono como éste, tus pacientes te podrían localizar, te podrían dar la lata las 24 horas...
Nerede olursan ol, ruhun benimkini saracak. "
Dondequiera que estés, tu alma abrazará a la mía ".
On beş yaşıma geldiğimde, nerede olursan ol, yanına geleceğim.
Yo te visitaré cuando tenga 15. Tú quédate.
Nerede olursan ol, bu sensin.
No importa dónde estés, ahí estás.
Evde nerede olursan ol, bu telsizi yanında taşımalısın.
Dondequiera que estés en casa, deben siempre van con este intercomunicador.
Yemin ederim bunu ödeyeceksin. Nerede olursan ol!
¡ Os juro que me las vais a pagar, estéis donde estéis!
Nerede olursan ol.
donde... donde tú sabes
... seni nerede olursan ol bulabilirim, bak!
Puedo rastrearlo adonde quiera que vaya, mire!
Pierre karısına "Nerede olursan ol, ahlaksızlık ve kötülük seni bulacaktır" dedi.
" Dónde sea que estés, encontrarás depravación y mal.
Charles nerede olursan ol zaman işliyor.
Charles, ¿ puedo recordarte que el tiempo apremia?
Ama önemli değil, Yarbay Sinclair çünkü nerede olursan ol, nereye gidersen git benimsin.
No importa demasiado, Comandante Sinclair porque donde está, adonde vaya es mío.
Ve sıcak bir yerde mutluysan... nerede olursan ol, o koca çeneni kapalı tut.
Y si estäs calentito y contento, estés donde estés, mantén la boca cerrada.
Vanessa aradan iki yıl geçti ve yeni bir hayat kurduğundan eminim. Ama nerede olursan ol arkadaşların seni unutmayacak.
Vanessa, sé que ya han pasado dos años, y que seguramente tú ya has hecho tu vida, pero quiero que sepas que, estés donde estés, tus amigos no te olvidamos.
Bunu sakın unutma. Çünkü her nerede olursan ol...
Recuerda esto, no importa donde vayas...
Nerede olursan ol mutluluğun sana haram olduğunu hiç düşündün mü?
¿ Has considerado la posibilidad de que no fuiste creado para ser feliz sin importar dónde estés?
Nerede olursan ol bir işe yaramak zorundasın.
Has de ser útil, para cualquier vida
Bu küçük düğmeye bastığında, nerede olursan ol, bendeki alet çalacak.
Sólo tienes que apretar ese botón y estés donde estés mi beeper sonará. - ¿ Y entonces?
Nerede olursan ol
donde quiera que estés... Siempre...
Anladın mı, tavuk boku, Nerede olursan ol?
¿ Lo entendiste, cobarde?
Dünyanın neresinde olursan ol ve ben nerede olursam olayım bu ikimizin birbirimize ait olduğunun kanıtı olacak.
Donde quiera que tú estés en el mundo. Y donde quiera que yo esté. Esta es la prueba de que pertenecemos el uno al otro.
Nerede olursan ol, daha nice mutlu doğum günlerine.
Feliz cumpleaños dondequiera que estés.