English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Ö ] / Ölür

Ölür translate Spanish

6,179 parallel translation
Her şey ölür. Eninde sonunda.
Todo muere, tarde o temprano.
Eğer Mikael özgürse Klaus'u öldürebilir öyle olursa arkadaşlarım da ölür.
Si Mikael es libre, puede matar a Klaus, y entonces mis amigos mueren también.
Güneş doğduktan sonra yüzeyde kalan ölür.
Quien esté en la superficie en ese momento... estará muerto.
En vasıfsız olan her zaman ölür.
El menos esencial siempre muere.
Bizi takip edersen kız ölür!
¡ Si nos sigues, ella morirá!
"Sizden biri yönergeleri izlerken başarısız olursa, kardeşin ölür."
Si no sigue las instrucciones al pie de la letra, su hermano morirá.
O kadarcık dayakla ölür mü?
Él no va a morir con esos golpes tan débiles.
Ama o da ölür.
Y ella también.
- Ve eğer düşmeye devam ederse sabaha kadar kaç kişi donarak ölür, tahmin bile edemiyorum. - Evet, fark ettim.
- Sí, lo noté.
Herkes ölür.
- Todo el mundo muere.
Küçümsemeden söylesen ölür müsün?
Bueno, ¿ por qué no lo dices sin hacerte el superior?
- Yardım almazsa ölür.
Morirá si no lo hace.
Cisco, patlamayı burada kesemezsen binadaki herkes ölür. Caitlin de dahil.
Cisco, si no contienes la onda expansiva todos en este edificio morirán, incluyendo a Caitlin.
- Cisco, onu oradan çıkarmalıyız yoksa ölür.
Cisco, tenemos que sacarlo o morirá.
Ben oraya gidene kadar ölür mölürse boşuna taban tepmiş olurum.
Sería una pérdida de tiempo si termina muriendo.
Eğer Prens Fayeen'in herhangi bir şekilde başı yanarsa, ailen ölür. Anladın mı beni?
Si el príncipe Fayeen sufre alguna consecuencia negativa, tu familia morirá. ¿ Me entendiste?
- Ölür müsün yoksa kocaman bir kavun gibi şişer misin?
- ¿ Mueres o te hinchas como un melón gigante?
Vega halkı açlıktan ölür.
La gente de Vega morirá de hambre.
Bir kere de benim yüzüm olduğunu söylesen ölür müsün?
Dios, ¿ te mataría decir por una vez que soy yo?
Ölür.
Él muere.
Camelot düşer, kahramanlar ölür ve kadın manastıra gider.
Camelot desapareció, los héroes están muertos y la mujer entra en un convento de monjas.
Fritz'in şakalarına gülsen ölür müsün?
¿ Te hubiera matado reírte de algún chiste de Fritz?
Tüm bildiğim şey, tek şüphelimiz ölür de neler döndüğünü anlayamazsak o zaman bizim yüzümden daha çok insan zarar görebilir.
Todo lo que sé es que... si el único sospechoso muere, y Don apos ; t consigue toda la historia de lo que está pasando, entonces más gente podría lastimarse y que sería nuestra culpa.
Ultraviyole ışını ve formaldehit sis ile patlama... orada yaşayan her canlı varlık ölür.
Bombardear con luz ultravioleta y humo de formaldehído, lo que matará cualquier organismo vivo ahí dentro.
Ölür.
Es... ido.
- Cabe, yaklaşırsa bile vali Lane ölür.
Cabe, incluso si se aproxima, el Gobernador Lane está muerto.
Grant'ı öldürmek istese, Grant ölür.
Si quisiese matar a Grant, Grant estaría muerto.
Ben ölürsem, o da ölür, karnında doğmamış çocuğunla birlikte.
Si yo muero, ella muere, y con tu hijo que lleva dentro.
Evet, kaç kişi biliyor Her yıl New York'ta ölür.
Sí, ya sé cuántas personas mueren en Nueva York cada año.
Bizim bildiğimize dair en ufak bir ipucu bulursa milyonlar ölür.
Si tiene el más leve indicio de lo que sabemos, morirán millones.
Daha doğrusu çok uğraştıklarından ölür giderler.
Aunque generalmente mueren por el esfuerzo.
Aç kalan maymunlar ölür.
Los monos que no comen se mueren.
Biraz medeni olsan ölür müsün?
¿ Te mataría ser cortés?
Peki, ölür müsün?
¿ Incluso morir?
Pekâlâ, eğer Stillman'ı konuştururlarsa, Martin ölür.
Vale, si doblegan a Stillman, Martin está muerto.
Herkes ölür.
Y todo el mundo muere.
Eğer iş birliği yapmazsan, ölür.
si tu no coperas, el muere. que?
Şayet tüfeğiniz ihtiyaç olduğunda ateş almazsa sen ya da yanındaki ölür.
Si tu fusil no funciona cuando es necesario, entonces tú, o el hombre que te sigue, estáis muertos.
Masumlar ölür. Insanlarin polisin onlari korumasina dair olan ufacik umutlari da yok olur.
Morirán inocentes, y cualquier poca fe que la gente tenga de que la policía los puede proteger... será aplastada.
Baskı uygularsam daha yere düşmeden ölür.
Si presiono, estará muerta antes de llegar al suelo.
Her şey ölür.
Todo muere.
Plağı verin yoksa herkes ölür.
Danos el vinilo, o todos mueren.
Yansıması olmadan, narsist de ölür.
Sin su reflejo, el narcisista también muere.
6 ay içinde hepsi ölür ve bunu sen de biliyorsun.
Fallarás. Les matarán en un lapso de seis meses, y lo sabes.
Sadece insanlar ve insanlar ölür.
Solo son hombres... y los hombres mueren.
Şimdiye ölür sanmıştım.
Pensé que ya estaría muerta...
Geri kalan % 4'ü yüklü bir meblağ ödeyerek kurtarma ekibini bekler. % 1'i de düşüp ölür.
Otro 4 % es obligado a pagar una tarifa extremadamente alta para que los rescaten del árbol y otro 1 % se cae y muere.
Adalet ; kalanımızla beraber sürünür ve ölür.
La justicia sufre y muere con el resto de nosotros.
Konuşmadan. Penguin ölür, Gordon ölür, iş biter.
El pingüino muerto, Gordon muerto, punto.
Harrison ölür.
Harrison muere.
Polisi ararsan kız ölür.
Si llama a la policía, ella morirá.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]