Oldukça hoş translate Spanish
415 parallel translation
Oldukça hoş biri.
Bonita esta chica.
Şey, oldukça hoş bir oda.
Bueno, es una habitación bonita y muy grande.
İki kat yukarıdan oldukça hoş görünmüştüm.
Lucía muy bien cuando estaba a dos pisos de altura.
Neden ama, onların oldukça hoş göründüklerini düşünüyorum. En azından Şanghay Zambağı öyle.
Pues a mí me han parecido muy atractivas, al menos Shanghai Lily.
Ailemize kattığın beklenmedik o çocuktan beri oldukça hoş görünüyorsun Catherine.
Tenéis muy buen aspecto, Catalina, considerando que habéis hecho una sustancial donación a la familia.
Küller de oldukça hoş ve temizdi.
Una basura muy limpia.
Güzel bir bayanın arkadaşlığı oldukça hoş sanırım
Yo creo que es agradable tener compañía femenina.
Aslına bakarsan oldukça hoş, güzel bir kız.
Lo pasará muy bien con ella, es una chica muy guapa.
- Oldukça hoş, değil mi?
- Muy agradable, ¿ no te parece?
Oldukça hoş bir yer.
Es agradable.
Oldukça hoş bir kıza benziyorsunuz lâkin ona zarar verebilirsiniz. Bu doğru değil. Sizi tanımıyorum bile.
No es eso, ni siquiera la conozco.
Oldukça hoş çıkmışsın.
Digamos que aquí sale bastante bien.
Onları yıllardır tanırım. Oldukça hoş insanlardır.
Los conozco a fondo desde hace años y son simpáticos.
- Evet, oldukça hoş ve zararsız biri.
Es bastante simpático e inofensivo.
Oldukça hoş.
Es una linda tonada.
İngiltere oldukça hoş olabilirdi, ama burada da eğlenceli olabilir.
En Inglaterra sería lindo, pero sería más divertido aquí.
Oldukça iyi, fena değil, oldukça hoş.
Muy buena, no está mal, muy buena.
Gözlüklerinle okurken oldukça hoş görünüyorsun.
Luce muy linda con sus gafas.
Onlarsız da oldukça hoş görünüyorsun.
También luce linda sin ellas.
Seni Vesuvius'un tepesindeki bir kayalığı tutman için mi... garnizon komutanı yaptığımı sanıyorsun? Hem de oldukça hoş bir şekilde.
Con mucha decencia.
- Oldukça hoş.
Y muy guapa.
Kolları ve bacakları oldukça hoş, ayrıca elleri de gayet güzel.
Es muy atractiva : tiene unos tobillos finos y unas manos muy bonitas.
İnsanın arandığını bilmesi oldukça hoş, değil mi?
Siempre es bueno saber que alguien te quiere, ¿ no?
Evet, oldukça hoş.
Sí, es muy bonito.
Oldukça hoş bir yemeği kaçırdı.
Él se perdió una muy buena cena.
Oldukça hoş olmuş!
Seguro que sí.
Hiç de değil. Birlikte söylendiğinde kulağa oldukça hoş geliyor.
No, si lo dices todo junto suena bastante bien.
Yalnızca bir tane oluşunu oldukça hoş bulacaktır.
Una sola le parecerá muy bien.
- Oldukça hoş.
- No, es bonito.
Kız oldukça hoş.
La chica claro ¡ no está nada mal!
Oldukça hoş biri.
Me gusta bastante.
Oldukça hoş bulacağını düşünüyorum.
Lo encontrarás bastante placentero.
Bu şekilde oldukça hoş.
Es tan bonito así.
Bay Togo oldukça hoş aslında.
El Sr. Togo es realmente muy buen mozo.
Bu oldukça hoş.
Es muy bonito.
Oldukça hoş kızlar mı, erkek ismi değil mi bunlar?
Chicas muy simpáticas, ¿ eh, Alistair?
Akşam için barda oturmak oldukça hoş.
Hace una noche demasiado buena para un bar.
Oldukça hoş.
- Sí, mucho.
En gençleri olan Bayan Denver, onun kızı değil ve Bayan Fleuretty, oldukça da hoş bir bayan kendisi, o da tam olarak- -
La señorita Denver, la más joven, no es su hija. Y la señorita Fleuretty con esa increíble figura de mujer que tiene bueno, no es exactamente... - Ya está.
Oldukça komik biri hoş sesi var...
Es bastante gracioso... Una voz razonable...?
Oldukça kibardı fakat hoş karşılanmadığım hissine kapıldım, bir daha da yanına gitmedim.
Fue respetuoso, pero no me sentí bienvenido, así que no volví.
Ve hepsi oldukça hoş!
Y todas ellas muy lindas.
Hoş, minik bir ev. Oldukça ufak bir topluluğu var.
Bonita casa.
Yapılması hiç hoş olmayan, oldukça pis bir işti.
Ha sido una tarea ingrata.
Bu oldukça hoş olur.
- Sería algo agradable.
Bir erkeğin, kırık bir burunla daha hoş görünmesi oldukça garip.
Es gracioso que los hombres estén más guapos con la nariz rota.
Oldukça hoş bir şeydi.
Una agradable velada.
Kulağa oldukça hoş geliyor.
Parece bien
Hoş bir dudak yayı..... şehvetle şişmiş alt dudak oldukça iç gıcıklayıcıdır.
Un bonito arco de Cupido... Y un labio inferior más grueso, serán más excitantes.
Oldukça hoş.
Muy bonito.
Sen güzel, hoş bir bahçıvandın, fakat son zamanlarda oldukça sıkıcı ve aksi oldun.
Usted solia ser un buen y, agradable jardinero, pero este ultimo año usted se ha convertido en un viejo pesado y gruñon.
hoşt 36
hoşçakalın 1200
hoşcakalın 19
hoşçakal 2955
hoşcakal 56
hosçakal 18
hoss 35
hoş bulduk 53
hoşça kal 3796
hosça kal 19
hoşçakalın 1200
hoşcakalın 19
hoşçakal 2955
hoşcakal 56
hosçakal 18
hoss 35
hoş bulduk 53
hoşça kal 3796
hosça kal 19
hoş geldin 527
hoşgeldin 317
hoş geldiniz 738
hoşlanıyorum 43
hoşgeldiniz 424
hoşuma gitti 323
hossein 42
hoşlandım 29
hoşlanmıyorum 33
hoşça kalın 1893
hoşgeldin 317
hoş geldiniz 738
hoşlanıyorum 43
hoşgeldiniz 424
hoşuma gitti 323
hossein 42
hoşlandım 29
hoşlanmıyorum 33
hoşça kalın 1893