Ona borçluyum translate Spanish
600 parallel translation
Bu dansı ona borçluyum.
Me veré obligado a bailar un vals delicioso.
Sanırım ona borçluyum.
Así no estoy en deuda con ella.
Ben ona borçluyum.
Le debo yo a él algo.
Ona borçluyum.
Se lo debo.
- Mutluluğumu ona borçluyum.
A él le debo mi felicidad.
Bildiğim her şeyi ona borçluyum.
Todo lo que sé se lo debo a él.
Ona borçluyum.
Estoy en deuda con éI por haberme traído hasta aquí.
Bunu ona borçluyum.
Es por él.
Yani, ona borçluyum.
No importa, se lo debo.
Bugün burada olmamı ona borçluyum.
Y yo les debo lo que soy hoy :
En önemlisi, bugünkü durumumu ona borçluyum.
Después de todo, todo lo que soy se lo debo a él.
- 700 dolar ve hepsini ona borçluyum.
$ 700, y se Io debo todo a ella.
Her şeyi ona borçluyum.
Me lo ha dado todo. Absolutamente todo.
- Eyer gözlerim varsa, ellerim, ve ayaklarım, hepsini ona borçluyum.
Si aún tengo mis ojos, mis manos y mi boca es gracias a él.
- Herşeyi ona borçluyum.
- Le debo todo.
Her şeyi ona borçluyum.
Le debo todo.
Aslında bunu ona borçluyum ama bu başka bir hikâye ve seni bununla sıkmayacağım.
En realidad se lo debo pero ésa es otra historia y no le quiero aburrir.
Ona borçluyum.
Se los debo.
Evet, sahip olduğum her şeyi ona borçluyum.
Todo lo que soy se lo debo a ella.
Her şeyi ona borçluyum.
Bueno, a à © l se lo debo todo.
Bütün bunları ona borçluyum.
- Le debo todo esto a él. Y a ti...
Ona borçluyum.
Me llevó durante 3 días.
Bütün bunları ona borçluyum.
- Le debo todo esto a él.
Ona borçluyum.
Me he quedado con él.
Bunu ona borçluyum.
Se lo debo.
# Başlangıçta bana yardım eden... # Malum bir kişi vardı. # Bu onuru ona borçluyum.
Pero... hay un hombre, cierto hombre, que me ayudó cuando todo comenzó, y él es a quien realmente deben honrar,
Her şeyimi ona borçluyum.
Le debo todo.
Sorun şu ki, elbiseler ve hastane masrafları için ona borçluyum.
El problema es que le debo facturas de ropa y hospital.
Bunu devam ettirmeyi ona borçluyum.
Le debo el continuar con esto.
Ama anne bunu ona borçluyum.
- Madre, se lo debo. - Ojalá te alejaras de ese hombre.
- Her şeyimi ona borçluyum.
- Se lo debo todo.
Böylesine sıcak ve içten duygular beslediği için ona teşekkür borçluyum.
Estoy muy agradecida por él. Siento calor y afecto.
Ona ait kanıtları var. Her şey için sana çok borçluyum.
Le agradezco todo lo que ha hecho, Will.
Ona çok şey borçluyum.
Estoy en deuda con él. Antes de morir dijo una palabra.
Ona bir özür borçluyum.
Quiero pedirle disculpas.
Ona çok şey borçluyum.
Se lo debo.
Bana ihtiyacı olacak. Ona bunu borçluyum.
Me necesitará y se lo debo.
Ona hayatımı borçluyum Jerry.
Prácticamente le debo la vida.
Yaptıkları için ona çok şey borçluyum.
Le debo mucho por lo que hizo.
- Ona da bir yumruk borçluyum.
- También le debo un puñetazo.
Ona sonsuz teşekkür borçluyum!
¡ Y soy muy grato a ella por eso!
Ona iki milyon borçluyum!
¡ Le debo dos millones!
- Ona çok şey borçluyum.
Ah, tenía que devolver algunos favores.
Ona hayatımı borçluyum. Bir kariyere değmez mi?
Le debo la vida. ¿ No arriesgaría por eso mi futuro profesional?
Ona hayatımı borçluyum.
Le debo mi vida.
O halde ona teşekkür borçluyum.
Entonces debo darte las gracias.
Ona bunu borçluyum.
Se lo debo a él.
- Ama ona borçluyum.
- Pero se lo debo por los tiempos pasados.
- Ona her şeyimi borçluyum.
Le debo todo. Oropel.
Ona 250 bin dolar borçluyum, tamam mı?
Porque le debo 250, ¿ está bien?
Biliyorum, ona çok şey borçluyum, Daddy.
Lo sé, le debo mucho, Papi.