Onlar ne translate Spanish
9,498 parallel translation
Ve o gün Dünya'nın ekseni değişti. O sırada bunu ne onlar ne de biz biliyorduk.
Y el eje de la Tierra se corrió ese día aunque ni ellos ni nosotros lo supimos en ese momento.
- Onlar ne?
- ¿ Qué diablos es eso?
- Onlar ne zaman...
- Oye, ¿ cuándo van a hacer..?
Ne onlar ne de bizim için hükümet desteği yok.
No hay fondos gubernamentales disponibles, para ellos o nosotros.
Onlar ne hatırladı?
¿ Qué recuerdan?
Onlar ne biliyor ki?
¿ Qué sabrán ellas?
Kimse dönmüyor.Sana göre onlar ne kadar büyük?
Nadie vuelve. ¿ Qué tan grande son? ¿ Qué crees?
Onlar ne olduğunu biliyor mu?
¿ Habrían sabido lo que pasó?
Ne kadara mâl olduğunun önemi yok. Onlar yetim!
¡ No me importa cuánto cuesta, esos son huérfanos!
Bir anlamı yoktu ve bende onları kafamın içinde bir yerlere koydum ne zaman bizlere eşcinsel olduğunuzu söylediniz o zaman kendime neden yapamadım...
No tenía sentido, así que lo saqué de mi mente, y aun cuando nos dijiste que eras gay, aún no quería- - No podía- -
Ama onlar biraz uygunsuzlar, ne demek istediğimi anladınız mı?
Son un poco NAPET, si saben lo que quiero decir.
Ne olursa olsun onları doğrulamamız gerek.
En cualquier caso, tendremos que verificarlas.
Gerçekten birbirlerine karşı ne hissettiklerini söylemek onlar için bu kadar mı zordu? Kolay bir şey değil hayatım Birinin karşısında savunmasız kalmak için önce kendini güvende hissetmelisin.
De verdad, ¿ tan difícil les resultaba decirse lo que sentían? Sí.
Ama onlara, görüş bildirmeleri için para ödersin, sonra onları kovmakla tehdit edersin, sonra telefonu yüzlerine kapatırsın, ve sonra da ne istiyorsan onu yaparsın.
Pero, eh, pagas agentes para que te den su opinión, después amenazas con despedirles, después les cuelgas, y después haces lo que quieres.
Psikopat eski sevgililer hakkında ne derseniz deyin, ama onlar bazen size oteller alırlar ve eski rehinelerinize lehinizde yalan söyletirler.
Di lo que quieras acerca de ex novios psicópatas, pero a veces te compran hoteles y forzar a ex rehenes para que mientan a tu favor.
Ne biliyorsan anlat. Kim onlar?
Dime lo que sabes.
Onlar için ne yaptın?
- ¿ Que hiciste para ellos? - ¡ No!
Onlar içeride ne olduğunu bilmiyor.
Ellos no saben lo que hay aquí.
Onları soyarım. Ne yapmamı bekledin?
¿ Qué esperas que haga?
Bu gece bu iki adam, her ne yaptılarsa, onları izlerken bir şeyin farkına vardım.
Esta noche, viendo a esos dos tipos hacer lo que sea que hicieran, me hizo ver algo.
Benim ofis ne olduğuna karar vermeden bir şey diyemez onlar.
No es nada oficial hasta que los míos terminen.
Onlar bir şey gördüler, ama ne olduğunu bilmiyorlar.
pero no saben que.
Onları daha ne kadar tutabilirim bilmiyorum.
No sé cuánto más podré retenerlos.
Bana ne yapacaksan yap ama onları bırak.
Haz lo que vayas a hacerme, pero déjalos a ellos.
Ne onlar?
¿ Qué diablos es eso?
Ama ne yazık ki onlar parmaklarını kaldırarak camdan sanık locasını gösterip içinde oturan adamı haykırarak suçlayamayacaklar.
para apuntar con dedo acusador en dirección al banquillo de vidrio y gritar "¡ Yo acuso!" contra el hombre que allí se sienta.
- Rahat olsun olmasın, dünyaya ne yaptığınızı söyleyene kadar, masum insanlar ölmeye devam edecek ve onların kanları sizin ellerinizde olacak.
Limpia o no, hasta que le digas al mundo lo que hiciste, gente inocente seguirá muriendo, y su sangre estará en tus manos.
Onları er ya da geç bulacağımızı bildikleri için amacın ne olduğundan emin değilim.
Sin embargo, deberían de saber que tarde o temprano les encontraríamos así que no estoy seguro de para qué serviría.
Gerçek şu ki kimse onların gerçekten ne olduğunu bilmiyor. Çünkü onlarla yüzleşen hiç kimse ellerinden kurtulamadı.
El hecho es que nadie sabe cómo son, porque nadie ha sobrevivido a un encuentro con ellos.
Bana o zamanları hatırlatıyorsun. Birini sevmek, seni ne kadar korkutsa da onları desteklemek demektir.
Me hiciste recordar eso... y cómo amar a alguien significa apoyarlos incluso si te asusta hacerlo.
Tehlikenin ne olduğunu hepimiz biliyorduk. Onları güvende tutmak için yapılması gerekenleri yapmaya anlaştık.
Todos sabíamos lo que estaba en juego, y nos pusimos de acuerdo en hacer lo que fuera necesario para mantenerlos a salvo.
Onları durdurmak için ne gerekiyorsa yap ve kızımı bana getir.
Solo haz lo que tengas que hacer para detenerlos y tráeme a mi hija.
Evet şimdi bulduk onları. Peki bu Bizarrolar ile ne yapacağız?
Ahora que los encontramos, ¿ qué haremos con estos Bizarros?
Onlar ne olacak?
¿ Qué pasa con eso?
- Onları köşeden duyuyorum... - Ne?
Los oigo en las esquinas Diciendo mi nombre
- Öyle mi? Belki de polisi arayıp onların bu konuda ne dediğine bakmalıyım.
Quizá deba llamar a la policía y ver qué opinan ellos.
Bu yüzden onları kurtaracağım ve tekrar beraber çalışmaya... Bu da ne?
Así que voy a rescatarlos, animarles a trabajar juntos, derrotar a vuestros... esperad.
Buraya onlar için ne yapabileceğimizi konuşmaya gelmedim.
No he venido aquí para hablar de lo que podemos hacer por ellos.
Ne yani, onları deney malzemesi olarak mı görüyorsun?
¿ Qué es esto, una especie de jodido experimento para ti?
- Ne diye onları saklıyordun?
¿ Por qué los ocultabas?
- Onları topraklarımızdan defetmek için ne gerekirse.
Hacemos lo que sea necesario para expulsarlos de nuestra tierra.
- İsa'da onları böylesine bir cinnete sürükleyen ne var?
¿ Qué pasa con la muerte de Jesús? Que les impulsa a semejante locura?
Onları görmeyeli ne kadar oldu?
¿ Hace cuánto que no los ves?
Ezip geçerlerse ne olacak? Bu yamacın dönemeci onları aynen doğuya geri döndürür.
La curva en esta ladera va a enviarlos de vuelta al este.
Onlar da ne öyle ya?
¿ Qué demonios son esos?
Sebastian. - Onlar ne?
- ¿ Qué son?
Christopher, bazen insanların birisinin her ne olursa olsun onlar için bir şans tanıdığını bilmeleri lazım.
Christopher, a veces la gente solo... necesita saber que alguien está dispuesto... a apostar por ellos, no importa qué pase.
- Onları birbirine ne bağlardı?
- ¿ Qué las unía? - Su hija.
Sanki bu yalın arzuya sahip olmaları,... her ne arzu ediyorlarsa onu alma isteklilikleri,... en sonunda onları dikkate değer kılıyor.
Es como puro deseo, esta inclinación a tomar lo que quieren, que termina haciéndolos extraordinarios.
Onlar ilgisi var asla Ölümü ile o Sen ne düşündüğünü eğer.
No tienen nada que ver con su muerte si es eso lo que están pensando.
Onları bulursa ne olacağını çizim Brad'in versiyonu oldu.
El dibujo es la versión de Brad de lo que ocurriría si los encontrábamos.
onlar nerede 35
onlar nedir 22
onlar ne olacak 16
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neyi var 56
neon 28
new york times 63
onlar nedir 22
onlar ne olacak 16
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neyi var 56
neon 28
new york times 63