English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ O ] / Onu bırak

Onu bırak translate Spanish

15,614 parallel translation
Onu bırak!
¡ Dejadle!
Jasper'i bırak ve parayı gönder onu bırakalım.
Envía a Jasper y el efectivo, y lo liberaremos.
Bu seferki son seferim kesinlikle son seferim olacak ve sen onu bırakıp markete mi gitmek istiyorsun?
Esta última vez, definitivamente será mi última, última vez, ¿ y te lo quieres perder para ir a Costco?
Onu bırak.
Bájala
- Onu bırak ve içeri gel.
Deja eso un minuto y ven adentro.
Onu bırakır mısın lütfen?
Baja eso, por favor.
Bırak onu.
Baja eso.
Onu çaylak sezonunda Knicks formasıyla Garden'da 30 sayı bırakırken izlemiştim.
Lo vi poner un 30-20 sobre los Knicks en el Garden en temporada de novato.
Bırak onu gitsin.
Pues deja que se marche.
Onu bunu bırak da.
Es eso.
Özgür bırak onu.
Libérale.
Onu biraz rahat bırakıp yeniden konuşacağız.
Le daré un poco de espacio, entonces hablamos con él de nuevo.
Onu rahat bırak.
Usted deja en paz.
Ve şükürler olsun ki, SörAlex Ferguson gelip bana şöyle dedi "Jorge, onu bana bırak."
Y gracias a Dios, Sir Alex Ferguson vino y me dijo : "Jorge, déjalo conmigo".
Bırak onu dostum!
¡ Deja que se vaya!
Bırak onu!
¡ Vamos!
Onu devre dışı bırak.
Anúlalo.
- Onu bana bırak.
Deja que yo me encargue de esto.
Bırak onu, bırak dostum!
¡ Soltadle! ¡ Suéltale, tío!
Stanley, bırak da annenle ben bunun icabına bakalım. Onu rahat bırakmanı söylemiştim!
Stanley, Yo y tu madre solucionaremos esto te dije que lo dejes solo!
Onu bana bırak.
Doc, ¿ puedes verme backstage en la Asamblea General en cinco minutos? Déjamelo a mí.
- Bırak onu!
- ¡ Tira eso!
Bırak onu.
Déjala en paz.
Senden hep nefret ettim! Bırak onu!
¡ Siempre te he odiado! ¡ Soltadle!
Hayır, onu öylece burada bırakıp gidemeyiz.
No, no podemos dejarlo aquí.
Hayır, onu elektrik süpürgesi sandım. Roomba gibi. Neyse, rahat bırakın beni.
No, yo... pensé que era una aspiradora, ya sabes, como un Roomba.
Çocuk çok yaramaz olduğundan ailesi onu bu gizli odaya kilitleyip bırakıp gitmişler. Sonsuza dek.
Un niño era muy malo, y sus padres lo encerraron en esta habitación secreta y lo dejaron aquí para siempre.
Bırak onu.
Suéltala.
Bırak onu!
¡ Déjala!
Bırakın onu.
Déjalo ir.
- Bırakın onu!
- ¡ Déjalo ir!
Onu öpmeyi bırak.
Deja de besar esta cosa.
Ne yaptıysa bırakın gitsin, onu sağ salim eve götürürüm.
Sea lo que sea que haya hecho, déjenlo ir y yo lo llevaré a casa.
Onu havaalanına bırakıyordum.
Sólo la llevé al aeropuerto.
Onu yalnız bırakın.
Está bien. Déjala.
Yardımımıza ihtiyacı var ve biz onu yüzüstü bırakıyoruz.
Nos necesitaba y la defraudamos.
Onu rahat bırak.
Déjala en paz.
Flotsam ile tıkalıyor, Frank amca suya girip onu serbest bırakıyor, vuruluyor, Ve kızlar işi ateş altında bitirmek zorunda.
Se atasca en restos flotantes el tío Frank salta al agua a liberarla, le disparan y las muchachas deben terminar de hacerlo bajo fuego.
Onu rahat bırakırsam...
Si pudiera soltarla...
Yani anlaşmadan önce onun davalarının düşürülmesini ve yargıçların başka bir eğlence bulmasını istiyor. Onu rahat bırakın ve sorunsuz bir şekilde İspanya'ya dönmesine izin verin.
Antes de cualquier negociación, quiere que se olviden sus causas pendientes y que la justicia se busque otro entretenimiento, que lo dejen en paz y que pueda volver a España.
Onu takip etmeyi bırak!
¡ Deja de seguirlo! ¡ A por él!
- Onu takip etmeyi bırak!
Totalmente en otra persona.
Gittikçe daha da tuhaf bir hâl alıyor ve sizin onu kendi hâline bırakıyorsunuz.
Cada vez se pone más raro y más raro, y no puedo más.
Bırak onu elinden.
Baja eso.
- Bırak onu.
Bájala.
Pats! Bırak çocuk ne istiyorsa onu giysin.
Pats, ¡ deja que use lo que quiera!
işkence etmekten nefret ediyorum, ama onu bu arkadaşlarıma bırakıyorum.
Odio el dolor, odio las torturas ; pero... Les dejo eso a mis amigos.
- Bırak onu!
- Déjalo en paz.
Bırak onu.
- Oye, suéltalo.
Tamam, bırak onu Drake.
Bueno, déjalo ir, Drake.
Dur! Bırak onu!
¡ Déjala!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]