English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Bırak şimdi

Bırak şimdi translate Spanish

2,930 parallel translation
Beni bırak şimdi. Kuralları biliyorsun.
No os preocupéis por mí, ya sabéis el protocolo.
Dinlenmeyi bırak şimdi.
Deja el masaje.
Bırak şimdi, Frank.
Oh, mierda, Frank.
Bırak şimdi.
Ahora suéltalo.
Bırak şimdi.
Oh, púdrete.
- Evet, bırak şimdi bunu, Gal.
- Sí, Gal, ya deja esto.
Nick, bırak şimdi.
Nick, venga ya.
Bırak şimdi ringayı.
Olvídate de la sardina.
Kanunlara göre- - - Bırak şimdi kanunları!
- Las leyes son para- - - ¡ No hay tiempo!
- Bırak şimdi kanunları! - Emniyet kemerini bağla, Barney.
- Abróchate el cinturón, Barney.
- Ben, bırak şimdi onu.
Casey está en problemas.
Yaşamana izin verdim şimdi beni yalnız bırak.
le permito vivir y me deja en paz.
- Şimdi bırak da gideyim.
- Ahora déjame en paz.
Şimdi bıçağını bırak.
Ahora solo baja el cuchillo.
"Şimdi de bir göktaşı süzülür sessizce ve bırakıyor parlak izini içimdeki hayâlin gibi."
Ahora en el silencio resbalan los astros, dejan un surco brillante, como tu pensamiento en mí.
Bırak tedarikleri şimdi.
No importa el maldito abastecimiento.
Şimdi... İşimi tamamlayana kadar beni rahat bırakın.
Ahora... déjenme en paz mientras completo mi trabajo
Şimdi baltayı bırak.
Suelta el hacha ahora
Kapsama alanında olduğum zaman mesajları kontrol edeceğim. Şimdi beni rahat bırak.
Escucharé los mensajes cuando tenga cobertura, así que déjame uno.
Şimdi bırakıyor musun?
¿ Vas a dejarlo ahora?
Şimdi beni yalnız bırak, asker.
Ahora, vete, soldado.
Şimdi bu çizgi roman terimlerini bir kenara bırakıcam, çünkü benim argumanlarıma zarar veriyor gibi, ama sen Piedmont ortaokulundaki inek değilsin.
Ahora, no lo voy a poner en terminos de cómic porque hiere mi argumentación, pero no eres el niño pequeño empollón de Piedmont Junior High.
Cristoph'u şimdi bırakmazsan herkesi özgür bırakıp seni tek bir darbede yok edeceğim.
Así que, voy a liberar a todo el mundo y destruirte de un solo golpe. A menos que sueltes a Christoph ahora.
- Silahlarınızı şimdi yere bırakın!
¡ Bajar las armas!
Şimdi endişelenmeyi bırak ve elini sabit tut ki ben de arteri bağlayıp hastayı kurtarabileyim.
Necesito que dejes de preocuparte y tengas tu maldita mano preparada, Así yo podré reparar esta arteria y salvar tu paciente.
Haydi, şimdi benimle yukarı geliyorsun. Çocukları da rahat bırakıyorsun.
¡ Ven conmigo y deja a los niños en paz!
Ama şimdi Martin de onu bırakıyor....
Pero ahora, Martín lo va a dejar, también....
Şimdi lütfen beni yalnız bırakın.
Y ahora por favor, déjenme en paz.
Şimdi kafandaki bütün elektronik cihazlarını çıkar ve zihnini özgür bırak.
Ahora puedes dejar todos los aparatos electrónicos y ser libre en la mente.
Eskiden sahip olduklarını düşünmeyi bırakıp şimdi sahip olduklarınla ilgilenmelisin.
Teníamos las cosas de una manera. Tienes que dejar de centrarte en las cosas que tenías y empezar a centrarte en todas las cosas nuevas guays que tienes.
- Şimdi değişimi kabullenip birkaç dilim pizza yiyip şu M. Light. Shyamalans ayaklarını bırakıp dışarı çıkalım ve bekarlığını kutlayalım.
Ahora vamos a abrazar el cambio, cojamos unas porciones de pizza, tumbemos esos M. Light Shyamalans, y salgamos a celebrar tu reciente soltería.
Şimdi telefonu bırak ve git.
Ahora deshazte del teléfono y vete.
Şimdi belki bizi rahat bırakır.
Eso podría dejarnos en paz ahora.
Pekâlâ, Kaptan, onu şimdi serbest bırak yoksa bütün Teselecta'yı yerle bir ederim.
Capitán, libérela ya o derribaré al Teselecta completo. - ¿ Amy?
Ve şimdi tam da onun benim desteğime ihtiyacı varken ben onu yalnız bırakıyorum.
Ahora que ella me nececita, estoy aqui abandonándola.
Şimdi oğlumun yakasını bırak, tamam mı?
Sólo deja a mi hijo fuera de esto ahora, ¿ sí?
Şimdi saçmalamayı bırak ve anlat neden yaptınız?
Entonces deja la farsa y dime ¿ por qué lo hiciste?
Bırak şimdi.
Oh, Vamos.
şimdi tanışma kısmını bana bırakın, Daha şık ve sade bir yaklaşım gerektiğini düşünüyorum...
Ahora, déjeme encargarme de las presentaciones, creo que el acercamiento requiere una elegante y subestimada...
Şimdi, silahını bırak.
Ahora baja tu arma.
Jim sen işini yaptın. Şimdi bırak da ben de benimkini yapayım.
Jim, que ha hecho su trabajo.Ir. Permítanme hacer la mía.
Ve şimdi kanımca, ailenin mal varlığı serbest bırakılır Cinzia'nın cömert politik bağışlarını devam ettirmesi için.
Y ahora que los activos familiares quizás ya hayan sido descongelados no hay nada que impida a Cinzia continuar con la tradición familiar de hacer generosas donaciones políticas.
15 yıldır Brandon'ın hayatında yoktun ve şimdi öylece bırakıp gidecek misin?
Has estado ausente de la vida de Brandon por 15 años, ¿ y ahora sólo le darás la vuelta?
Şimdi Don, bu bir "al-hisseleri sat-bırak" işi olmayacak, bizim önerimiz.. basit bir hazırlık anlaşması, LBO ya da HLT, ortak kredi ve yüksek verimli bonolarla beraber tabi ; ya da Londra Merkez Bankası'nın faiz oranlarına sabitlenmiş menkul kıymetlerle bir ara anlaşma..
Don, no se trata de una compra, es un tira y afloja, lo que ofrecemos es un simple acuerdo de transición, una falsa compra utilizando a otra compañía, con una combinación de préstamos fijos y con bonos de alto rendimiento,
Yağcılığı bırak şimdi.
No me hagas la pelota.
Yahu Arap, bırak şimdi sigarayı.
¡ No, Arab!
Bırak şimdi.
Vamos.
Tamam, ben o evi zar zor atlattım şimdi de çocuklarımı mı maruz bırakıyorum?
Vale, apenas sobreviví en aquella casa, y ahora estoy infligiendo eso a mis hijos.
Fermente olması için 1 hafta bırakıyorlar. şimdi de deneyin sonucu :
Lo dejaron fermentar una semana.
Şimdi bırak beni!
¡ Suéltame el pie!
Bırak beni şimdi.
No puedes venir conmigo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]