Parayı aldın mı translate Spanish
238 parallel translation
Gaston, parayı aldın mı?
Gaston, ¿ cojiste tu el dinero?
- Salağın teki eşarbımı aldı. Parayı aldın mı?
- A por mi bufanda. ¿ Tienes el dinero?
Parayı aldın mı?
¿ Conseguiste el dinero?
- Parayı aldın mı? - Evet, dün aldım.
- ¿ Recibiste el dinero?
- Parayı aldın mı?
- ¿ Cogiste el dinero?
De Leon'un adamları burayı gözlüyorlar. Parayı aldın mı?
Los chicos del viejo De Leon vigilan el lugar. ¿ Te dio el dinero?
- Parayı aldın mı?
- ¿ Conseguiste el dinero?
Parayı aldın mı?
¿ Tienes el dinero?
Parayı aldın mı?
¿ Tenéis el dinero?
- Parayı aldın mı?
¿ Ya tienes el dinero?
- Parayı aldın mı? - Hayır.
- ¿ Te has acordado del dinero?
Yolladığım parayı aldın mı?
¿ Recibiste el dinero?
Parayı aldın mı T-Dub?
¿ Conseguiste el dinero, T-Dub?
Parayı aldın mı?
¿ Le enviaron el dinero?
- Parayı aldın mı Murdock?
- ¿ Conseguiste el dinero, Murdock?
- Parayı aldın mı diyorum?
¿ La has cogido o no, coño?
- Parayı aldın mı?
¿ La has cogido o no?
- Parayı aldın mı?
¿ Consiguieron el dinero?
- Parayı aldın mı?
- ¿ Tienes el dinero? - ¿ Claro?
O parayı aldın mı?
¿ Tomaste ese dinero?
Bugün Çin mahallesinden alman gereken parayı aldın mı?
¿ Recibiste dinero hoy del barrio chino?
Parayı aldın mı, Buzz?
¿ Tienes el dinero, Buzz?
- Masters'dan aldın mı o parayı?
- Bien. - ¿ Le cobraste a Masters?
Eğer bu parayı tanımadığınız birinden aldıysanız o kişi aradığımız kişi olabilir.
Si consiguió el dinero de alguien que no conocía esa podría ser la persona que buscamos.
- Parayı aldın mı?
¿ Tienes el dinero?
Ona parayı nasıl aldığımızı ve hakkımız olduğunu anlatırsınız.
D, iganle como lo obtuvimos y que por derecho es nuestro.
Parayı aldınız, benim de ihtiyacım var.
Tiene el dinero y yo lo necesito.
Kazandığım tüm parayı aldınız.
Se han llevado todos los centavos.
Aldığın parayı kaçırmadığımı mı düşünüyorsun?
Cree que no sé que me robaba.
- Bakın, parayı aldım.
- Mire, me llevé el dinero.
- Gönderdiğim parayı harcadın mı? - Aldım onu.
- ¿ Gastaste el dinero que te mandé?
Parayı aldınız mı Bayan?
¿ Consiguió el dinero, señora?
Sonra o parayı alıp uyuşturucu satın aldığım yere gidiyorum. Ama adamı bulamıyorum.
Luego con el dinero, voy adonde solía comprar mi droga preferida y él no está ahí.
Bütün tüyleri satın aldım parayı da verdim.
Te traigo las plumas y el dinero prestado.
Beaumont'tan bu parayı aldığını inkar mı ediyorsun?
¿ Niega haber recibido este dinero de Beaumont?
Seni aldırırım yatıracağın parayı da yanında getirirsin.
Podría recogerla y traer su parte del dinero al mismo tiempo.
- Parayı aldın mı?
¿ No te has roto la crisma?
Parayı ben almadım ve kimin aldığını da bilmiyorum!
¡ Yo no cogí ese dinero y no sé quién lo hizo!
Parayı kimin aldığını bulmak için katıldım. Tekrar temize çıkmak için.
Para encontrar a quién lo robó, para limpiar mi nombre.
Tamam, belki o adamdan, senin hakkettiğin parayı aldım. Ama aldığım için ben de bir pay hakkediyorum. Bensiz ne yapardın?
Puede que tengas derecho al dinero que le saqué a aquel hombre, pero yo tengo derecho a una parte por facilitártelo, ¿ dónde estarías sin mí?
Satın alacak parayı kazanmam, üç yılımı aldı.
En tres años conseguí el dinero para adquirirla.
Parayı senden borç aldığımı babama sakın söyleme.
No le digas a mi padre que te lo pedí prestado.
Herkes elindeki tüm parayı verdi ama yardımınıza rağmen, aldıklarımız hastalara bile yetmedi.
Todos aportaron el dinero que tenían pero incluso con su ayuda, la comida no alcanzó para los más afectados.
- Parayı aldığınızı gördüm. - Para mı?
- Me ocuparé de que les den dinero.
Otogarda beni tuzağa düşürme çabalarınıza rağmen parayı aldım.
Pese a sus esfuerzo para engañarme en la estación de autobuses, tengo el dinero.
Evden ayrılıp oğluma bir şey almak ve yol ücretini ödemek için parayı aldığımda, hâlâ ailesini geçindiremeyen Allah'ın belası bir yerde yaşayan fakir birisi olduğumu hatırladım.
Cuando salí de la casa y tuve que aceptar dinero, para comprarle algo a mi hijo y volver a casa, me di cuenta... de que... seguía siendo un pobre que no podía ni mantener a su familia. Y que vivía en un sitio de mala muerte.
Bir matbaadan da davalının mesela kâğıt dağıtımından aldığı parayı teslim etmeyerek zimmetine para geçirdiğini söyleyen bir telefon aldım.
También me llamaron de una imprenta, diciendo que el acusado se apropió indebidamente de unos fondos, quedándose el dinero de un reparto de periódicos.
Neyse, parayı aldım. Kıçımı kurtardığın için sağ ol. Artık Carlos da peşimi bırakır.
Gracias por el dinero, ahora Carlos va a dejar de fastidiarme.
Posta kutusundakini mi? ... Mortgage şirketimize gidecek parayı mı aldın?
te refieres al que estaba en el buzón que estaba dirijido a nuestra banco hipotecario, Desalojos Confiables?
- Parayı aldın mı?
- ¿ Tienes el dinero?
Durun, parayı aldınız mı?
- Espera. ¿ Trajeron el dinero?