English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ P ] / Peki ne diyorsun

Peki ne diyorsun translate Spanish

553 parallel translation
Peki ne diyorsun?
¿ Qué dices?
- Peki Ne diyorsun?
¿ A qué te refieres?
Peki ne diyorsun?
Entonces, ¿ qué opinas?
- Peki ne diyorsun, Frank?
- ¿ Qué me dice?
Peki ne diyorsun, Sam?
¿ Qué opinas?
- Peki ne diyorsun? - Tamam.
¿ Y qué es entonces?
Anlıyorum. Peki ne diyorsun? Onun gibi iki kişi daha mı vardı?
Ya veo. ¿ Entonces está diciendo que había dos más como él?
- Peki ne diyorsun?
- Bueno, ¿ qué te parece?
Peki ne diyorsun?
¿ A qué te refieres?
Peki ne diyorsun?
¿ Qué estás diciendo?
Sen ne diyorsun peki?
¿ Y usted que dice?
Buna ne diyorsun peki?
¿ Qué piensas de eso?
Peki, yürüyüşe ne diyorsun?
¿ Qué me dices de ese paseo, preciosa?
Peki senin üretim çiftliğin. Buna ne diyorsun?
¿ Y tu plantación?
- Peki. Ne diyorsun?
- Vale. ¿ Qué dice?
Peki Camoka, sen ne diyorsun?
- ¿ Qué dice jamuga?
Peki, Kutsal Hong dosyasına ne diyorsun? Genç dulu sevdiği için..... kurallara karşı geldi.
¿ Y el caso del monje benedictino que renunció a su orden religiosa por el amor de una joven viuda?
Peki, buna ne diyorsun?
- Bien... ¿ Qué le parece eso?
Peki sen ne diyorsun, Bay Josef?
¿ Entonces qué dice, Sr. Josef?
- Tamam. Peki, buna ne diyorsun?
¿ Pero qué pasa con esto?
Peki, sihirin bütün problemlerini çözeceği fikrine ne diyorsun? Çünkü çözmez!
No creas que la magia puede resolver todos tus problemas, ¡ porque no podrá!
- Peki ne diyorsun?
¿ Estás diciendo...?
Peki ya diğerleri için ne diyorsun?
¿ Pero... y los otros? ¿ los pequeños propietarios?
Peki bu duruma sen ne diyorsun?
¿ Y tú qué dices?
- Peki, ne diyorsun?
Bueno, ¿ qué te parece?
Peki kızlara ne diyorsun?
¿ Y las chicas?
- Peki, şimdi ne diyorsun?
- ¿ Tú qué piensas?
- Peki, şu şeye ne diyorsun?
¿ Evidencia? ¿ Como diablos llama a eso?
Peki buna ne diyorsun?
Tú aún eres joven
Peki ya şu köylüye ne diyorsun?
¿ Y las contradiciones del granjero?
Peki Bayan Langtry ile ilgili bölüme ne diyorsun?
¿ Qué hay de la parte acerca de la Srta. Langtry?
Buna ne diyorsun peki?
¡ Vaya!
Peki fotoğraflara ne diyorsun?
¿ Y las fotografías?
Peki, ne diyorsun?
¿ Así que, que dices?
Peki şimdi ne diyorsun?
¿ Y ahora qué dices?
İyi, peki. Ne diyorsun o zaman?
¿ Qué te parece eso?
Her neyse peki ya buna ne diyorsun?
Bueno, ¿ qué te parece?
Peki, ne diyorsun bu işe?
¿ Qué me dices?
Buna ne diyorsun peki?
¿ Qué me dices?
- Ne diyorsun peki?
¿ Y qué dices tú?
Peki, buna ne diyorsun?
¿ Ahora que dices?
Peki, sen ne diyorsun?
¿ Y qué puedo obtener de ti?
Peki, ne diyorsun?
Entonces, ¿ vienes conmigo?
Peki, ne diyorsun?
Entonces, ¿ Qué dices?
Peki profesör, ne diyorsun.
Muy bien dicho, profesor.
Peki, ne diyorsun?
¿ Y, qué dices?
Peki o halde ne diyorsun?
Bueno, entonces, ¿ qué supone?
Peki, tahtanın dizlerinin üstünden sıçramasına ne diyorsun?
¿ Y qué acerca de la tabla cuando saltó de sus rodillas?
Ne yapalım diyorsun peki?
¿ Y qué sugieres que hagamos, eh?
- Peki, yeni basın kartına ne diyorsun? - Unut bunu. - Hadi ama Nancy.
¿ Qué tal un nuevo carné de prensa?
- Peki o zaman sen ne diyorsun?
- ¿ Qué estás sugiriendo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]