English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Biliyorum biliyorum

Biliyorum biliyorum translate Spanish

255,096 parallel translation
Biliyorum.
Lo sé.
Biliyorum, sen uyuyordun, ve seni uyandırmak istemedim.
Estabas dormida y no queria despertarte.
Dinle garip olduğunu biliyorum ama aradığımız adam o olamaz çünkü buradan 2500 km uzakta.
Entonces escucha. Sé que es raro, pero no puede ser nuestro chico porque él estaba aquí, a 2.500 millas de distancia.
Biliyorum, biliyorum.
Lo sé, lo sé.
Ve açıkçası, kusura bakma, seni... Biliyorum, batırdım.
Y, obviamente, lo siento, no seas cortante, yo... sé que te lastimé.
Biliyorum.
- Lo sé.
Dışarıda aileler var biliyorum,... ama emin olmak için beklememiz gerekecek.
Sé que hay muchas familias allí afuera que están buscando el cierre de su caso. Pero, tomará un largo, mucho tiempo antes de que sepamos con seguridad.
Beni duyduğunu biliyorum, Kart Şövalye.
Sé que puedes oírme, Cretino Oscuro.
Sadece ne istediğimi biliyorum.
Solo sé lo que quiero.
Nasıl adam seçilir biliyorum ve o harika biri.
Sé cómo escoger chicos, y él es genial.
Yardakçı olduğunu biliyorum, Dan. Tabi bu gerçek isminse.
Sé que eres un secuaz, Dan, si es que ese es tu nombre.
- Oh! - Ve ne düşündüğünü biliyorum. Beyaz adamların ismi Reggie olmaz.
Y ya sé que estás pensando que no hay muchos tíos blancos que se llamen Reggie.
Görücü usülü bir randevu için geldim de. Arkadaşım fotoğraf bile göstermedi, sadece kadının adını biliyorum.
Estoy aquí por una cita a ciegas y mi amiga ni siquiera me ha mandado una foto.
Biliyorum, berbat bir durum.
Lo sé. Apesta.
Kardeşlerin kaybettikleri için intikam peşinde düşeceklerini biliyorum. Gaddar Kjartan da ölü süvari arayışından hiç vazgeçmeyecek.
Sé que los hermanos buscarán venganza por lo que perdieron y que Kjartan el Cruel no descansará en su búsqueda del jinete muerto.
- Brynjar'ı biliyorum. - Ben Cumberland kralı Guthred.
Bueno, yo soy Guthred, rey de Cumbraland.
Asla ama kanın yoğunlaşması için beklemenin en iyisi olduğunu biliyorum.
Nunca, pero sé que es mejor esperar a que la sangre se espese.
Bunu biliyorum, hep farkındaydım.
Lo sé. Siempre lo he sabido.
Et çürümüş ama biliyorum, eminim.
La carne está podrida, pero lo sé, estoy seguro.
Kim olduğunu biliyorum.
! Sé quién eres...
Kim olduğunu kesinlikle biliyorum!
¡ Sé exactamente quién eres!
Biliyorum. Tam bir sanatçı.
Es artista.
- Doppelgänger'ın anlamını biliyorum.
- Sí, sé lo que significa.
Ne yaptığımı biliyorum.
Sé lo que hago.
- Biliyorum!
- ¡ Lo sé!
Onu biliyorum ama kibar olmak istersem hangisini kullanmalıyım?
Sí, entiendo. Pero si quiero ser cortés, ¿ cuál debería usar?
Doğru, kapkekler. Biliyorum.
Sí, cupcakes, lo sé.
Biliyorum işte.
Porque lo sé, y punto.
- Biliyorum işte.
Solo lo sé.
- Biliyorum.
- Lo sé.
O bakışı biliyorum.
Conozco esa mirada.
Biliyorum. Önden izlenim edinmek istedim.
Sí, pero quiero saber de antemano cómo es.
Bu sorunun cevabını biliyorum galiba.
Creo que sé la respuesta a esta pregunta.
Biliyorum!
¡ Lo sé!
Biliyorum. Biraz baş başa vakit mi geçirsek?
Lo sé. ¿ Voy a pasar un rato con ella?
- Evet, biliyorum. Nasıl bunu bilip de kajuyu bilmiyorsun?
- ¿ Cómo sabes eso y no qué son anacardos?
- Biliyorum ama filmlik yiyeceğimiz yok.
- Necesitamos comida de película.
Biliyorum ama nişanlı.
Lo sé, pero está comprometida.
Senin hissettiğini de biliyorum.
Y sé que tú también lo sientes.
Yakında gideceğimizi biliyorum ama eve dönme fikri beni heyecanlandırmıyorsa bu ne anlama geliyor?
Sé que pronto nos iremos. ¿ Qué significa que no esté entusiasmada por volver a casa?
Bunu sormak için iyi bir zaman olmadığını biliyorum.
Sé que este no es un buen momento para preguntar,
İnanmayacağınızı biliyorum ama benim de bir vicdanım var.
Sé que tal vez no lo creas, pero yo sí tengo conciencia.
Evet bunu biliyorum ve sana ne kadar minnet duyduğumu ifade edemem.
Sí, sé que lo haces y nunca podré expresarte totalmente mi gratitud.
Biliyorum.
Ya sé.
Kattegat'a neler olduğunu çok iyi biliyorum Lagertha.
Sé muy bien lo que le pasó a Kattegat, Lagertha.
Baban, benden ne yapmamı isterdi, biliyorum.
Sé lo que tu padre habría querido que hiciera.
Ivar olmadığını biliyorum ama yine de, o da Ivar'ın kanından.
Sé que no es Ivar... Aunque, es Ivar.
Ne beklemem gerektiğini biliyorum.
Sé qué esperar.
Ne yapmam gerektiğini biliyorum.
Sé lo que tengo que hacer.
Fakat, yükleneceğim yükü de biliyorum.
Sin embargo, conozco sus cargas.
Babanın benden ne isteyeceğini biliyorum.
Sé lo que tu padre hubiera querido que hiciera.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]