Sen değilsin translate Spanish
20,032 parallel translation
Büyü yapmayı bilen tek sen değilsin.
No eres el único que sabe cómo hacer un glamur.
Borçlu hapsine gönderdiğim ilk beyefendi sen değilsin.
No es el primer hombre al que envío a la prisión de deudores.
Çünkü doğruya doğru... Burada kandırmaya çalıştığımız kişi sen değilsin.
Porque seamos honestos... no eres a quien intento engañar aquí.
Bu geceki tek direnişçi sen değilsin.
Usted no es el único rebelde noche.
Röportajı yapan benim, sen değilsin.
Yo soy el que está aquí para entrevistarlo no al revés.
Yani bu sensin ama ama sen değilsin de, değil mi? İçinde biri var.
Entonces, eres tu pero... no la verdadera tú, cierto?
Dürüst olmam gereken kişi sen değilsin.
Bueno, usted no es la persona Tengo que conseguir honesto consigo.
Pekala öyle olsun Mike ama Donna'nın babasını temsil eden benim sen değilsin bu yüzden ona o boktan krediyi veren bankacıyla gidip görüşmek için...
Eso está muy bien, Mike, pero yo estoy representando al papá de Donna, no tú. Eso significa que soy el único que tiene una razón creíble para visitar al banquero que le otorgó esa asquerosidad de préstamo.
En azından şimdi halledemezse ona söylemesi gereken sen değilsin.
Y por lo menos ahora, si el no puede, usted no tiene que ser el que le diga.
Oturduğum yerden baktığımda bu odada tek bir çirkin insan görüyorum ve kesinlikle o sen değilsin Theo.
Desde donde estoy sentado, solo hay una persona fea en la habitación y claramente no eres tú, Theo.
Ben hazırım ama sen değilsin. - Deniyorum.
Estoy lista, tú no.
Kusura bakma, ihtiyacım olan sen değilsin
Lo siento, no eres lo que necesito, cielo
Hayır, sen değilsin.
No, lo siento, no usted.
Bunun suçlusu sen değilsin.
No es tu culpa.
Sen bu işe göre çok iyi olmak için yeteri kadar iyi değilsin.
No creas que eres demasiado buena para hacerlo.
Bak işte bu hale geliyorsun bencilleşiyorsun, dar görüşlü ve sevimsiz oluyorsun sen bu değilsin.
Ves, esto es lo que te hace te convierte en egoista y cabezota y desagradable - y tú no eres así.
Sen benim patronum değilsin Catherine!
¡ Yo no estoy a tu cargo, Catherine!
Sen evli değilsin.
No estás casado.
Sen Camille değilsin.
Tú no eres Camille.
Sen Valentine değilsin.
Tú no eres Valentine.
Seni böyle kontrol etmesine izin veremezsin. Sen böyle biri değilsin!
No puedes dejar que te controle.
Sen onun gibi değilsin.
No eres como él.
Ben değilim, sen de değilsin!
Ni yo. ¡ No eres!
Sen katil değilsin.
Nadie lo es.
Birincisi, sen gerçek değilsin Josh.
Primero : no eres real, Josh.
İsmail, sen kötü bir insan değilsin.
Ishmael, no eres una mala persona.
Sen neden değilsin?
¿ Por qué tú no?
- Sen babam değilsin.
No eres mi padre.
Sen benim babam değilsin.
No eres mi padre.
- Çünkü sen katil değilsin.
- Porque no eres una asesina.
- Sen akrabası değilsin.
- Ustedes no son familiares.
Sen de fena değilsin.
Usted no es tan malo.
Ve sen de Olivia Newton-John değilsin.
Y no eres Olivia Newton-John.
Sen onlardan biri değilsin.
No eres una de ellos.
Kesinlikle araştıracağım çünkü benim işim bu... ama sana şunu diyeyim... sen Casey'in aillesi değilsin.
No eres familiar de Casey.
Sen kraliçe değilsin, sen ve küçük kız arkadaşın hariç kimse sikinde değil.
No eres la reina, no te importa un carajo nadie excepto tú y tu noviecita.
Sen profesyonel bir avukat değilsin, bu yüzden bazı hatalarını görmezden geliyorum.
Ya que no eres un abogado profesional Es por esto que veo algunos de tus errores y los paso por alto
Sen artık evli değilsin.
Ya no estás casada.
Farkettin mi bilmiyorum, ama biz çoktan ringdeyiz, ve sen benim sınıfım değilsin.
No sé si ya lo notaste, pero ya estamos en el ring y no estás en mi peso.
Avukatı sen değilsin.
Tú no eres su abogado.
Gördüğüm o ki, sen istediğini almak için insanların korkularını kullanan bir zorbadan başkası değilsin.
Por lo que veo, eres solo un abusivo que usa los miedos de otros para obtener lo que quiere.
- Sen Ajan bile değilsin yoldaş.
Ya no eres una agente, camarada.
Sen de değilsin.
Y tú tampoco.
Sen Taylor Shaw değilsin.
Nunca fuiste Taylor Shaw.
Stella, adam deli ve sen bunun farkında değilsin.
Stella, está loco y no lo ves.
Sen her şeyimdin ama şimdi hiçbir şeyim değilsin.
Lo eras todo y ahora eres nada.
Ve sen Vincent Muccio iyi bir adam değilsin.
Y tú, Vincent Muccio no eres un buen hombre.
Sen ölü değilsin.
No estás muerto.
- Sen onların hayranı değilsin demek?
- No eres fan-Girling?
- Sen kötü değilsin.
Tú no eres mala.
Eh, sen de değilsin Nicole de.
Pues ni tú tampoco, ni Nicole.
değilsin 303
değilsiniz 26
sen de gel 75
sen delisin 520
sen de beni 22
sen de 982
sen de öylesin 72
sen de beni seviyorsun 19
sen de ister misin 105
sen deli misin 200
değilsiniz 26
sen de gel 75
sen delisin 520
sen de beni 22
sen de 982
sen de öylesin 72
sen de beni seviyorsun 19
sen de ister misin 105
sen deli misin 200
sen de kimsin 767
sen de gelecek misin 16
sen de mi 176
sen de biliyorsun 165
sen de gördün 34
sen değil misin 41
sen de geliyorsun 24
sen de gelmek ister misin 32
sen de gelir misin 26
sen dedin 24
sen de gelecek misin 16
sen de mi 176
sen de biliyorsun 165
sen de gördün 34
sen değil misin 41
sen de geliyorsun 24
sen de gelmek ister misin 32
sen de gelir misin 26
sen dedin 24
sen değil 376
sen de dene 22
sen de geliyor musun 21
sen daha iyi bilirsin 51
sen dur 42
sen de git 22
sen de öyle 332
sen delirdin mi 164
sen değiştin 25
sen dinle 43
sen de dene 22
sen de geliyor musun 21
sen daha iyi bilirsin 51
sen dur 42
sen de git 22
sen de öyle 332
sen delirdin mi 164
sen değiştin 25
sen dinle 43