Ve bana translate Spanish
57,966 parallel translation
Eğer Gary zor günler geçirseydi ve bana
Y si Gary alguna vez tuviera dificultades...
Dövmelerim var. Hâkim yaptığım işlere bakıyordu. Bir noktada, elindeki kâğıtları bıraktı ve bana dik dik bakıp,
Al tener tatuajes... la Jueza observaba mi estilo de trabajo... en un momento dado, dejó sus papeles... me miró a los ojos, y me dijo :
Ne, kesin turşuya dokunacağım, ve bana bunun bir uzaylı yarrağı falan olduğunu söyleyeceksin.
Que, lo voy a tocar, y tú me vas a decir que es un pene alienígena o algo así.
Kes sesini ve bana bir helikopter çağır, hergele herif!
Cierra el pico y llama un helicóptero, idiota!
Ve bana vurduğun için bir para değeri talep edeceğim.
Y como me tocaste voy a tener que demandar un valor en dólares.
Yılbaşı dansında tanışmıştık ve bana karını aldattığını söylemiştin.
Fue en el baile. Me contaste que engañaste a tu mujer.
Stella ve işinle... Sadece seninle gurur duyduğumu söylemek istiyorum. Ve bana hiçbir şey borçlu değilsin.
Con Stella y con el negocio... y solo quiero decir que estoy orgulloso de ti y que no me debes nada.
Eden Valleydenim. Bir tutukluyla görüşmeye geldim ve bana...
Soy de Eden Valley, estoy en la ciudad para interrogar a una prisionera y me han dicho que...
Eğer parayı bunun için verdiysen ve Sekou'da aldıysa, Simone ve bana anlat, seni dinleriz.
Y si el dinero era para eso y Sekou lo cogió, cuéntanoslo a Simone y a mí y te escucharemos.
Uzanmanı ve bana tam olarak ne hissettiğini söylemeni istiyorum.
De acuerdo, necesito que te acuestes Y, uh, dime de nuevo Exactamente cómo caíste.
Bu topraklara ayak basmışsan kim olduğumu ve bana zarar verilmeyeceğini bilirsin.
Si es de esta tierra. sabrá quién soy. Sabrás que no me lastimarás.
Ve bana bir sürü şeyler söyletti her konuşmamızı kaydetti.
Me iba a volver loco porque grababa todo lo que decíamos.
Teybe koydum ve ve bana ne yapacağımı anlatacak sesi bekliyorum..
La puse en el walkman y esperé oír una voz que me dijese qué hacer.
Ve bana göre bunu bilen hayattaki tek kişi sensin.
Y, según tengo entendido eres el último hombre vivo que la conoce.
Senden sakinleşmeni ve bana tam olarak ne gördüğünü anlatmanı istiyorum.
Necesito que te tranquilices y me digas qué crees que viste.
Bana ait olanı bulmalıydım ve onu da pornoda buldum.
Necesitaba reencontrarme. Y terminó, el porno era lo mío.
Ve Jessica gerçekten kızdı ama bana değil.
Y sí le molestó a Jessica. Pero no conmigo.
O yüzden durmadan bana sızlanırdı ve o gün çekecek hâlde değildim, ben de gitmesine izin verdim.
Entonces, siempre me contaba esas cosas. Ese día, yo no quería lidiar con eso, así que dejé que se fuera.
Jeff'e öldüğünden beri kızgındım çünkü bana ayık olduğunu söylemişti ama ben yalan söyleyip aptallık ettiğini sandım ve o hâlde yola çıktığı için ondan nefret ettim ama yanılmışım.
He estado enfadado con Jeff desde que murió porque me dijo que estaba sobrio y pensé que había mentido y había hecho algo estúpido, y lo odié por irse de esa forma, pero yo estaba equivocado.
Bak, pek önemli olmayabilir ama geçen yılın sonunda bana ve bütün sınıfa isimsiz bir not bırakılmıştı.
Mira, quizás no sea nada pero el año pasado, a finales del año, recibimos una nota anónima para mí, para la clase.
Elinde belirli biri var ve artık onun Negan'ın adamı olması gerekiyor. Bana o kişinin yerini gösterebilirsin yani.
Tienes a cierta persona que... tiene que ser cierta persona de Negan, así que lo que puedes hacer por mí es llevarme a donde está.
Küçük bir kuş bana, Rick ve arkadaşlarının bir fırıldak çevirdiklerini söyledi.
Las cartas sobre la mesa... un pajarito me dijo que Rick y el resto de tu gente no están haciendo algo bueno.
Şu andaki şartlar, potansiyel zayiatlar ve kaynak giderler göz önüne alınırsa onların motorlarını soğutma girişiminde bulunma imkânı tanır mısınız bana acaba?
Dada la carga de circunstancias y el potencial de muertes y gasto de recursos, me preguntaba si me daría la oportunidad de hacer que bajen la marcha y enfriar la situación.
Ve şunu bana.
Dame eso.
Ve Annenin avukatı diyor ki uzlaşma da yeterince iyi olursam tam velayet için davada bana yardımcı olabilir.
Y el abogado de su madre dice que si puedo conseguir un buen acuerdo, me puede ayudar para conseguir la custodia total.
Evet, şans eseri onun da adı Helga ama Helga Ungerleider. Ve inanın bana gayet de hayatta.
Y aunque de casualidad se llama Helga, sí, pero Helga Ungerleider y, créame, ella está bien viva.
Ve belgelerin hiçbir yerinde bu konudan bahsedilmiyordu. Ve inanın bana, ben avukatım. Çok detaylıca inceledim.
Y ninguna parte del documento decía nada sobre y, créame, soy abogado, así que lo revisé muy- -
Ama vali tarafından kendim ve adamlarım için bana söz verildi.
Pero el gobernador me hizo ciertas promesas, que yo les hice a mis informantes.
Yaptığım her şey yanlışken Bana ümit ve teselli verdin
* cuando todo lo hago mal * * tú me das esperanza y consuelo *
Ama tüm tehditleriniz ve baskılarınız bana ağır geliyor.
Pero todas sus amenazas y presiones... me pensan bastante.
Ve sen gerçekten bana güvenmiyor musun?
¿ Realmente no confías en mí?
Haydutlar bana tecavüz etti ve beni ölüme terk ettiler.
Los bandidos me violaron y me dejaron por muerta.
Muhtemelen bana söylemiştir ve unutmuşumdur.
Puede que me lo dijera y lo olvidara.
Ve o nefret ediyor, bana güven, Ray'den nefret ediyor.
Y odia, confíe en mí, odia a Ray.
Ve şimdi bana yalvarıyor.
Y ahora, me suplica.
Evrakları bana verin ve siktir olup gidin!
¡ Devuélveme los documentos y lárgate de aquí!
Elimi tutuyor ve "bana aitsin" diyor.
Me agarra la mano. Me dice : "Perteneces a mi lado".
Ama güven bana, şu an gruplaşma ve çekişmenin hiç zamanı değil.
Pero, confía en mí, ahora no es momento para facciones o debate.
Bana şunu söyle Dar - bu kayıt dışı sadece sen ve ben -
Dime, Dar. Extraoficialmente, solo entre tú y yo.
Yarı Pakistanlı olduğumu öğrendi ve New York'da bana vereceği önemli bir işi olduğunu söyledi.
Descubrió que soy medio paquistaní y dijo que tenía un trabajo importante para mí en Nueva York.
Bugün tam şurada oturdu ve bu konuda bana yine yalan söyledi.
¿ Saben? , antes ha estado aquí y me ha mentido al respecto una y otra vez,
Öyleyse bana bir iyilik yap ve bugün oraya gitme.
Hazme un favor, entonces... No vayas hoy allí.
Ne dersen de, bana toy de ama ben o ışığa inanıyorum ve sen veya bir başkası tarafından rehin tutulmayacağım.
Diga lo que quiera, llámeme ingenua, pero yo creo en esa luz. Y no me va a someter, ni usted ni nadie.
Senin bana danışmanlık yaptığını öğrendi ve sana ulaştı. Daha önce Majid Javadi'ye ulaştığı gibi.
Se enteró de que me asesorabas y llegó hasta ti, igual que llegó antes hasta Majid Javadi.
Bana bakmak için Berlin'den gelmişti ve...
Vino desde Berlín a cuidarme, y...
Eski karım bir dediğimi iki etmiyor ve Jackson bana nacho getiriyor.
Tengo a mi ex esposa esperando en mi mano y pie. Y Jackson me trae nachos.
Kurumuş kalbinde bana karşı hâlâ sevgi kalmışsa o zaman bıçağını çıkar ve öldür beni.
Si algo de amor por mí permanece dentro de tu marchito corazón, entonces saca tu cuchillo y mátame.
- Bana yüzünüzü gösterdi ve size kral dedi. - Başrahip lütfen...
Abad, por favor...
Ve onları gördüğüm anda... Çok mutlu oldum. çünkü Tanrı bana gösterdi.
Cuando las vi, en ese momento me sentí bendecida porque Dios me lo había mostrado.
Bana bahsetmediğin ve sakladığın başka bir şey var mı?
¿ Estás ocultando algo más?
Ve eğer bilmemi isteseydi zaten bir şekilde bana söylerdi.
Si él quisiera que lo supiera, me lo habría dicho.
bana 1773
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana bak 1395
bana öyle bakma 161
bana gel 139
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana bak 1395
bana öyle bakma 161
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana bir bak 53
bana ver 290
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana bir bak 53
bana ver 290