Ver translate Spanish
371,739 parallel translation
Hadi zombiyi ateşleyelim ve Cocoa Puffs için çıldırışını izleyelim.
Vamos a darle caña a un zombi y a ver cómo se le va la olla.
Bana hatırlatsana Alice'in Niffin'ini çağırmanın bununla ilgisi... Tai chi, yani bale.
Recuérdame otra vez qué tiene que ver el evocar el Niffin de Alice con el... taichí... digo, ballet.
Gidip ailesinin gözlerinin içine bakarak nasıl öldüğünü anlatmalıyım.
Debo ir y ver a sus padres en persona... Decirles cómo murió.
Kraliyet haritacısını dene.
Ve a ver al cartógrafo real.
Belki bir hayalet kanalını falan yakaladım. Bilmiyorum. Belki bununla bir ilgisi vardır.
Tal vez estoy sintonizado con su canal fantasma o algo o... tal vez tiene que ver con esto.
- Tamam, tamam, tamam.
- Mierda. - A ver, a ver, a ver.
Bir dakika ver bana.
Dame un minuto con esto.
Pekâlâ Conan, sana geldiğim yerde evliliğin nasıl yürüdüğünü açıklayayım.
A ver, Conan, déjame explicarte cómo funcionan los matrimonios de donde yo vengo.
Şimdi, farkında olsan da olmasan da ortak bir amacımız var... o yüzden yerinde olsam... kaptanı tekrar görmeyi ne kadar istediğimi uzun uzadıya düşünürdüm.
Pero ahora tenemos una causa común, lo sepas o no, así que yo pensaría largo y tendido cuánto quieres volver a ver a tu capitán.
Geri ver.
Devuélvelo.
O zaman kılıcı bana ver.
Entonces, dámela.
Bana kalırsa, bu daha yeni acı çekmeye başladı.
Por lo que puedo ver, este recién empezó a sufrir.
Ve güven bana... kimse buna tanık olmak istemez.
Y créeme... nadie querrá estar cerca para ver eso.
- Kolyeyi ver, hadi.
Collar, venga. Pulsera.
Sadece elimizde ne var ne yok görmek istedim.
Solo quería ver lo que hemos pillado.
Ama ben ve kardeşim Harley Baracus'ü ziyaret etmeyi denedik küçük bir nabız testi yapacaktım ama zombi koruması onu kolluyordu.
Puede que no. Pero cuando mi hermano y yo intentamos visitar a Baracus para ver si se se dejaría medir la presión sanguínea a la fuerza, tenía escoltas zombis protegiéndolo.
Mavi suyu kullanabileceğimiz yeni cesetler var mı bakmak için Shady Plots'a gidiyorum.
Voy a ir al Shady Plots a ver si hay fiambres prometedores para el líquido azul.
Eskiz defterini görmek Jimmy'nin gözlerini korkuttu.
Al ver el bloc, los ojos de Jimmy no paraban de moverse de un lado a otro.
Gidin Diego'nun sırtına bakın.
Deberían ver la espalda de Diego.
Bir bakalım.
Vamos a ver.
Bu oda ve Dan'in Rus enerji santraliyle alakası hakkında ne bildiğini öğrenelim.
Vamos a ver qué sabe de esta habitación y sobre el interés de Dan por las centrales eléctricas rusas.
Belki bu patronunun sadomazoşistin müşterilerinden biri olmasıyla ilgilidir.
Quizá tenga algo que ver con el hecho de que tu jefe era uno de los clientes de la dominatriz.
Kamptayken, politik manevra kabiliyetini kaybetmediğini görmek güzel.
Bueno, es bueno ver que no perdiste tu don para las maniobras políticas mientras estuviste en el campamento.
Nolan'dan neden etkilendiğinizi anlayabiliyorum.
Puedo ver por qué le atrajo Nolan.
Belki Siyah Ceketliler'in arabasındaki dosya ile ilgili bir şeydir.
¿ Tal vez tenga que ver algo con el archivo que encontraste en el auto de los Blackjacks?
Bana biraz izin ver.
- Discúlpame un momento.
Konfederasyonun başarıIı olduğunu görmek için kendimi adamıştım.
Igual de serio y comprometido por ver que la Confederación prosperara.
Ve bilgisayarı hackleyip video günlüklerini izledin, bunlar yardım etti mi yoksa seni üzdü mü?
Y hackear y ver los registros en video, ¿ fue de ayuda o lo empeoró?
Havluyu boş ver!
¡ Olvida las toallas!
Üzgünüm ama ne yaptığımı görmek için Tv izlemekle ve sonu gelmeyen diş fırçalamanla çok meşgulsün.
Lo siento, pero tal vez tú estás demasiado ocupado viendo TV y cepillándote los dientes para ver lo que yo hago.
Uyuduğunuz zaman tavanda farların ışıklarını görebiliriz.
¿ Y puedes ver el reflejo de las luces de los autos en las paredes mientras duermes?
Tavan penceresinden gönderelim bakalım millet ne diyecek.
Bueno, vamos a lanzarlas por el tragaluz para ver qué opina la gente.
Üzgünüm ama aylardır acı çekiyorsun ve kimseye gitmiyorsun.
Bueno, lo siento, pero te ha dolido durante meses, y no quieres ir a ver a nadie.
Doktora görünmüyorsun.
No quieres ver al doctor.
Görebildiğiniz gibi az bakım gerektiren Formica masasının bulunduğu yemek odasında oturuyoruz.
Como pueden ver, estamos sentados en el comedor frente a una mesa de bajo mantenimiento de fórmica.
- Maçı izleyebilmen için.
Para que puedas ver tu partido.
Başka bir doktor görmek istemiyorum.
No quiero ver a ningún otro doctor.
Sadece Dr. Goodwin'i istiyorum.
Solo quiero ver al Dr. Goodwin.
Öyle bir adamı görmek istediğimi sanmıyorum.
No creo querer ver a alguien así.
Dünyanın en iyi doktoruna görülmeye değer.
Vale la pena si puedo ver al mejor doctor de mundo.
Bence o filmi izlemelisin.
¿ Sabes qué? Creo que necesitas ver esa película.
Neler olduğunu görmek istedik.
Y queríamos ver qué tramaban.
Satışa bakmak isterseniz saat altıda tekrar açılacak.
Abren mañana a las 6 : 00 a.m. por si quieren ir a ver las rebajas.
Başkalarıyla görüşme hakkında konuştuğumuzu biliyorum ama yine de beraber takılıp futbol izleriz, ortalığı dağıtırız sanmıştım. Ama ne mesaj attın ne aradın.
Quiero decir, sé que hablamos de ver a otras personas, pero pensé que seguiríamos viéndonos y ver futbol, tal vez tontear un poco, pero no me escribiste ni nada.
Mikrofiş okuyucusu olan herkes bunu görebilir.
O sea, cualquiera con una máquina de microfichas puede ver esto.
"Durumunuz değişirse bana haber ver." ne demek?
¿ Y qué quiere decir con "Avísame si tu estatus cambia"?
Kapıyı kapatalım, büyük haberi ver bakalım.
Cierra la puerta. Vamos a chismear.
Hadi anneye biraz bir şey ver de yoluma gideyim.
Solo dime un poquito, y me iré.
Kimden hoşlandığını öğrenmek için telefonunu kurcalıyordum düşürdüm ve ekranı kırıldı.
Trataba de entrar a tu celular para ver quién te gusta, y se me cayó y estrelló.
Ona bir el, bir ayak ve bir diz ver...
* Dale una mano, un pie y una rodilla *
Hanımefendi, yemin ederim ben hiçbir şey yapmadım, tamam mı?
Señora, se lo juro, no he tenido nada que ver, ¿ vale?
vern 90
veronika 32
verdim 70
vereceğim 68
verildi 28
vereceksin 16
vermeyeceğim 54
veririm 64
versene 43
ver bana 123
veronika 32
verdim 70
vereceğim 68
verildi 28
vereceksin 16
vermeyeceğim 54
veririm 64
versene 43
ver bana 123
verir misin 17
vereyim 16
veremem 78
verdin mi 17
vermem 64
vermedim 31
verdiler 18
veriyorum 68
vermiyorum 24
ver onu 100
vereyim 16
veremem 78
verdin mi 17
vermem 64
vermedim 31
verdiler 18
veriyorum 68
vermiyorum 24
ver onu 100