English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ V ] / Ver bana

Ver bana translate Spanish

38,989 parallel translation
İhtiyacım olan şeyi ver bana.
Dame lo que necesito.
Hey, şu garajın numarasını ver bana. Seni arada arayayım.
Dame el número de este sótano para llamarte.
Ver bana.
Dámelo.
Ooh, renk kodlu. Ver bana.
Organizado por colores, ¡ dámelo!
O mahzenin içindeki her neyse çıkmasına izin vermeyeceğine söz ver bana.
Sea lo que sea que haya en esa cripta, prométeme que no lo dejarás salir.
Cevap ver bana. Kıpırdama!
Contéstame. ¡ No te muevas!
Bana panzehiri ver ve ben de seni ve araştırmanı buradan çıkartayım.
Dame el antídoto y te llevaré... y a tu investigación con nosotros.
Bana söz ver.
Prométemelo.
Bana seni ve o zaman benim için ne ifade ettiğini hatırlatıyor! Bu boku görmek için burada olduğumdan dolayı onur duyuyorum!
Me recuerda a ti y a lo que significabas para mí y es un honor estar aquí para ver toda esta mierda.
- Ver şu lanet şeyi bana.
darme la maldita cosa.
Pekala bana son bilgileri ver, açık bir İngilizceyle olsun.
Todo derecho, me dan una actualización y dar a mí en la llanura de Inglés.
- Bana 1 dakika ver.
- Dame un minuto.
Ya bana bilmek istediğim her şeyi hemen şimdi anlatırsın ya da kaçak Brady'e geçerim ve sen de şansını mahkemede denersin.
Así que vas a decirme todo lo que quiero saber ahora mismo, o me voy a ver a nuestro huidizo Brady y tú te la juegas en los tribunales.
- Ver şunu bana.
Y díganos cómo pagó Heather Lutz por todo este trabajo.
- Ver şunu bana.
Dámelo.
Ver şunu bana.
Dame eso.
Cevap ver bana!
¡ Contesta!
Bana güveniyorsan yardım etmeme izin ver.
Así que si confías en mí entonces déjame ayudarte.
Ver şu telefonu bana.
Dame el móvil.
Uyuşturucuyu bana ver, Frank!
¡ Dame la meta, Frank!
Tamam, başka bir şey aklına gelirse bana haber ver.
De acuerdo, estuvo en un orfanato.
Nişanlının bana dün gece gönderdiği fotoğrafların kopyasını görmek istemez misin?
¿ No quieres ver una copia de las fotos que tu prometida me envió anoche?
Bana kalırsa bunun hiçbir şeyle alakası yok.
Pues en lo que a mí respecta, eso no tiene nada que ver.
- Ver telefonu bana.
- Dame el teléfono.
Bana düzgün cevap ver.
Dame una respuesta clara.
Bana patronla iki dakika ver.
Entiendo. Solo dame dos minutos con el jefe.
Sadece oturup izleyeceksem ve bana acıyarak bakacaklarsa gitmek istemiyorum.
No quiero ir si sólo puedo sentarse y ver y digno de lástima.
Ver şunu bana!
¡ Dame eso!
- Ver onu bana!
¡ Dame eso!
Bir bira ver bana.
Dame una birra.
Bir daha ki sefere içmek istersen bana da haber ver.
La próxima vez que quieras cogerte una borrachera, llámame.
Bunu bölmek gibi bir merakları yok. İnan bana.
No les interesa venir para ver esto.
Tamam, bana çakmağı ver.
De acuerdo, dame el encendedor.
- Bana bana söz ver. - Ne sözü?
Oye, prométeme una cosa.
Saygısızlık etmek istemem, Joan ama seni ilgilendirmeyen konularda bana ders ver diye tutmadım seni.
Respetuosamente, Joan, Yo no contrato que me dé lecciones en cosas que no te conciernen.
Bir aydır Cece bana zorla Uygunsuz Gerçek izletttirdiğinden iki saat kesintisiz uyumamıştım.
No he dormido dos horas seguidas desde que hace un mes Cece me obligó a ver Una Verdad Incómoda.
Pekala, sadece lütfen telafi etmem için bana bir şans ver.
¿ Bien? Solo... Solo dame una oportunidad para arreglarlo.
O kilit şeyini bana ver, olur mu?
Pásame esa cosa para la cerrada, ¿ sí?
Bana kalırsa sen ve küçük arkadaşın Archer'ı son gören kişilersiniz şey olmadan önce, puf diye kaybolmadan önce.
Por lo que sé, tu amiguita y tú sois las últimas personas en ver a Archer justo antes de que... ¡ poof! Desapareciese.
Noel demişken? Telefonunu bana ver.
Oye, hablando de Noel...
Yüksek kartlar bende sizde ise bekle bana biraz zaman ver.
Tengo las mejores cartas, y vosotros tenéis... Espera. Dame un segundo.
- Bana ver onu.
- Dame eso.
Sen... Kanuna göre o telefon alamazsın. Hey, telefonumu bana ver!
Es ilegal que me lo quite. ¡ Devuélvame mi teléfono!
Hadi ama! Hadi am. Bana o kamerayı ver!
Vamos. ¡ Dame la cámara!
Bana o kamerayı ver.
Dámela.
Bana bir saniye ver.
Dame un segundo.
Ama lütfen bana biraz zaman ver. - Tamam, tamam.
Pero, por favor, dame algo de tiempo.
Ona bahsetmeyeceğine dair bana söz ver Ahmed.
Prométeme que no se lo contarás, Ahmed.
2016 Mon Cheri kolleksiyonunu bulmam için bana bir dakika ver.
Dame un momento para tirar de la colección 2016 Mon Cheri.
Kaskı bana ver.
Dame el casco.
Seninle konuştuğumda bana cevap ver!
¡ Contéstame cuando te hablo!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]