Ya bu translate Spanish
82,848 parallel translation
Ya bu işi daha önce halledersin ya da aramız bozulur.
Ahora, arréglalo antes o daré por hecho que tenemos un desacuerdo.
Dinle Louis. Ya bu mürekkep yalamış hatunu oynarım ya da işi bırakıp yoluma giderim.
Escúchame bien, Louis, o interpreto a esta lumbreras o me largo.
İşte bu!
¡ Ya está!
Ya da siz güzel insanlar Nasıl dayanacak bu ıstıraba
O cómo es que personas cuerdas A verlo se atrevieron
Yerinizde olsam hazır Baudelaireların talihsiz hayatlarının bu feci bölümünü oluşturan korkunç ve korkutucu olayları görmemişken başka bir şey izlerdim.
Si estuviera en su lugar, me iría ya para no ver los hechos horrendos y horripilantes que contiene este nuevo y atroz episodio en la desgraciada vida de los Baudelaire.
Polisi, Bay Poe'yu ya da resmî itfaiye teşkilatını arasak buraya vardıklarında bu sözde laboratuvar asistanı çoktan tüymüş olur.
Si llamamos a la policía, al Sr. Poe o al Depto. Oficial de Bomberos, ese supuesto asistente de laboratorio nos tendrá en sus garras antes de que lleguen a mi puerta.
Ancak bu akşam bir kısmını ertelemek durumunda kalacağız, sebebinin kim olduğu belli.
Desafortunadamente, parte del aprendizaje se verá postergado esta noche debido a ya-saben-quién.
Şimdiden sıkıldım bu filmden.
Esta película ya me aburrió.
"Bu esnada çiftlikte" ise öykünün bir bölümünü diğer bölümüne bağlamakta kullanılan bir ifadedir ve ineklerle ya da salata soslarıyla ilgisi yoktur.
"Mientras tanto, en el rancho" se usa para vincular lo que sucede en una parte de la historia con otra, y no tiene nada que ver con vacas ni nada campestre.
Çocuk dedektif muhabbeti iyi güzel de bu teoriyi zaten elemiştik.
Es lindo que jueguen a ser detectives, pero ya desestimamos esa teoría.
Bu bir çocuk filmi ya da dizisi olsaydı sırada olacak şeyi tahmin edebilirdiniz.
Si esto fuera para niños pequeños, sabrían qué ocurriría a continuación.
Neden özellikle dün gece orada olduğunu, mezarlığı ne sıklıkta ziyaret ettiğini ya da bu ölümcül olayın kesin sebebini henüz bilmiyoruz.
Por qué estaba ahí anoche específicamente, cuán a menudo visitaba el cementerio y qué llevó a este desenlace fatal, aún no lo sabemos.
Bu makamın gördüğü en iyi savcıya yakın olmak ondan bir şeyler öğrenmek ve kötü adamları kümese tıkmak için.
Para estar cerca del mejor fiscal que ha existido, aprender de él, y para mandar a criminales a la maldita galera.
Bu aile salak, baş belası polisleri artık görmek istemiyor.
Y esta familia ya no necesita a un policía idiota que causa problemas.
Ya da ne istediysem bu sebepten istedim. Ama asla saygı görmedim.
Y es lo único que nunca he tenido.
Ayrıca bağımsız bir filmde güzel bir performans sergilersem Akademi, bu tip yıldız dönüşlerini ödüllendirmeyi nasıl seviyor biliyor musun?
Ya sabes que a la Academia le encanta recompensar a las estrellas que dan ese giro.
Saat 11 : 00 oldu ve bizler bu fırın gibi yerde ölümüne haşlanırken siz daha lanet olası ilk çekiminizi bile yapamadınız bayım.
Ya son las 11. Y mientras nos morimos de calor en este horno tú aún no has conseguido terminar ni tu primera maldita toma.
Bu kıyasıya rekabet.
Es competencia vigorosa.
Bu memlekete geldiğinde ya ders veriyorlar yada U-20'ye alıyorlar.
Es ese caso, puedes ayudar a buscar el demonio.
- Bu kadar mı?
¿ Ya está?
- Bu kadar.
Ya está.
Bu durumda itirazda bulunacağını varsayabilir miyim?
Supongo que ya viene preparado para prestarse a una declaración.
Sonracığıma, bu hafta Santa Fe'nin ardından Orta Avrupa'ya döneceğiz.
Y luego, después de Santa Fe esta semana, - volveremos a Europa Central.
Uyarıcıya verilen fiziksel bir tepki gibi bu.
Que es una respuesta física a los estímulos.
- Bu kadar yeter artık.
- Ya es más que suficiente.
Bu reklam için aldığım zaman aralığına harcadığım para.
Es dinero que ya me gasté en la emisión de ese comercial.
Bu ne saçma bir iş böyle ya?
¿ Qué clase de trabajo insignificante es este?
Olay da bu ya. Müvekkillerim?
Ese es el asunto.
Gaz lambalarının ışığıyla çalışıyor. Bu ne ya...
Está trabajando a la luz de faroles de gas.
Nasıl bu kanıya vardın?
¿ Y cómo lo sabes?
Ya da buradaki dostumun hastanedeki zavallı kızına gitmesine izin verir benim de bu kutsal artık çöpsüz New Mexico toprağında uzanmama ses etmezsin.
en esta tierra sagrada, ahora libre de basura, de Nuevo México.
Çocuklarım konusunda fazla korumacı veya endişeli gibi görünüyor olabilirim ama bu nerede yaşadığımı ya da öldüğümü umursamayan bir annem olduğundandır.
Si parezco sobreprotectora o muy preocupada por mis hijos es porque a mi madre le daba igual que yo estuviera viva o muerta.
Dediklerine göre Crawford bu filmle büyük başarıya koşuyormuş.
Se rumorea que Crawford se va a hacer con la película.
Kişisel olarak bu sıkıntınızı çözerim. banka hesabımı sıfırlamam gerekse bile, ve 13. mıntıkayı, paranın alabileceği en iyi teknoloji yuvası yaparım. ya da inşa ederim, nedenini biliyorsunuz.
Cubriré personalmente el agujero presupuestario con dinero de mi cuenta, y mejoraré el distrito 13 con la mejor tecnología que el dinero pueda comprar... o yo pueda construir porque, ya saben, seamos honestos, es el mejor material.
Ben doğmadan önce bile çöptü bu, adamım.
Ya era chatarra antes de que yo naciera, tío.
Oturun lütfen. Marty, bu sene ikizleri Yunanistan ve İtalya'ya götürmek istiyorum.
Marty, este año me gustaría llevar a las gemelas a Grecia y a Italia.
İster kazanayım ister kaybedeyim her zaman zamanında gidip vaziyetimi alır ve ürünümün tanıtımını yaparım. Bu ister Pepsi Cola olsun ister yeni bir sinema filmi.
Gane, pierda o empate, siempre aparezco a tiempo, cumplo con mi deber y promociono el producto, ya sea Pepsi-Cola o una nueva película.
Bu filmi çekmek istememişti.
Él no quería hacer esta película, ya sabes.
Bu hafta sonu New Mexico'ya gideceğiz, sonra tur bitiyor.
Irá a Nuevo México y por fin acabará la gira.
Bu konuda çok inatçı davrandığımı düşündüğünün farkındayım ama sana bir şey açıklayayım.
Ya sé que crees que esto me tiene obsesionado. Pero déjame explicarte algo.
Var ya Charlotte'taki replikler de bu kadar berbatsa alsın Zanuck başına çalsın.
Si los diálogos de la película son tan malos como ese que se la quede Zanuck.
Söyledim ya Mamacita, bu yapımda içki içmeyeceğim.
Mamacita, te dije que no iba a beber.
Ve bu koordinatlara göre, Bray'in yerleşkesi... bu tünellerin üstünde ya da yakınında.
Juzgando por su ubicación, el complejo de Bray... está arriba o cerca de esos túneles.
Altı ay önce, yönetim kuruluna geldim, çünkü sevdiğim ve saydığım kocamın gittiğini, yanılsamalar yaşadığını gördüm. Ve onu bu şirketin başından almanın sizin sorumluluğunuz olduğu kararına vardım.
Hace seis meses me presenté ante el consejo porque había llegado a la conclusión... de que el marido al que quería y adoraba ya no estaba, que tenía delirios y que era su obligación fiduciaria quitarlo como jefe de esta empresa.
Howard artık bu şirket için çalışmıyor.
Howard ya no trabaja para esta empresa.
İşte bu yüzden gerginlik kabul edilebilir, ama kabul edelim, Betty... Zamanı geldi.
Por lo que los nervios se pueden aceptar, pero quedamos en que ya es hora, Betty.
Polly'e artık kızım değilsin dedi, Bu berbat şeyleri söyledi.
Dijo que Polly ya no era su hija, dijo todas estas cosas malas sobre ella.
Fakat bu artık doğru değil.
Pero eso ya no es verdad.
Bu ya zekice, ya psikopatça veya her ikisi birden.
Eso es o brillante o psicótico o los dos.
Kanıt ya da kitap olsun ve ya olmasın Bu ayrıcalıklı, alçak dingillerin dünyalarını darma duman edeceğim.
Y con prueba o sin prueba, con libro o sin libro, voy a destruir a estos privilegiados y despreciables malvados.
yoksa bana ya da bu güzel, genç, güçlü ve zeki kadınlara "sürtük" demeye devam mı edeceksin.
Llámame, o a cualquiera de estas bellas, jóvenes, fuertes y listas mujeres... "putón"