Yapacağını biliyorum translate Spanish
597 parallel translation
Ne yapacağını biliyorum sen sen beni zor zamanımda terk edeceksin.
- Sé lo que vas a hacer. Vas a dejarme desamparada.
Ne yapacağını biliyorum.
Sé qué esperar.
Ne yapacağını biliyorum. Ama önce bir şey söylemek istiyorum.
Sé lo que vas a hacer con nosotros, pero primero quiero decirte algo.
Roark, ne yapacağını biliyorum.
Roark, sé lo que vas a hacer.
Yapacağını biliyorum.
Sé que lo harías.
O parayla ne yapacağını biliyorum.
Sé lo que harás con ese dinero.
Ama ben onun yarın ne yapacağını biliyorum.
Pero le puedo contar lo que hará mañana.
Yapacağını biliyorum, oğlum.
- Sé que lo harás, hijo mío.
Her yıI yeni bir araba alıyorum, çünkü senin ve onun gibilerin ne yapacağını biliyorum.
Me compro uno nuevo cada año, porque sé lo que haréis los hombres como tú y Él.
Benim için yapacağını biliyorum.
Estás magnífica. Bien, Charlie.
- Yapacağını biliyorum.
- Sé que lo hará.
- Yapacağını biliyorum.
- Sé que lo harás.
- Ne yapacağını biliyorum.
- Ya sé lo que se supone.
Tam olarak ne yapacağınızı bilmiyorlar. Fakat onların ne yapacağını biliyorum.
No sé lo que harán finalmente Uds., pero sé lo que harán ellos.
Ama Cross'un ne yapacağını biliyorum.
Pero sí sé qué hará Cross.
Ne yapacağını biliyorum.
Sé lo que vas a hacer.
Her birinizin elinden gelenin en iyisini yapacağını biliyorum.
Se que cada uno de ustedes dará lo máximo.
Atalarımın ne yapacağını biliyorum.
- yo se lo que habrian hecho mis ancestros. - que?
Yapacağını biliyorum.
Sé que lo hará.
- Hayır. Ne yapacağını biliyorum.
Sé lo que hará.
Doğru olanı yapacağını biliyorum.
Sé que realizarás lo correcto.
Yapacağını biliyorum
Y se que asi será
Sam, ne yapacağını biliyorum.
¡ Sam! Sé lo que intentas.
Bebeğe çok iyi abilik yapacağını biliyorum.
Sé que serás un buen hermano para el bebé.
Elinden gelenin en iyisini yapacağını biliyorum.
Sé que lo intentarás con todas tus fuerzas.
Ne yaptığını çok iyi biliyordu ve ben de ne yapacağımı biliyorum.
Él sabía lo que hacía. Y yo sé lo que voy a hacer.
Aynısını yapacağım, biliyorum
Sé que volveré a hacerlo
Sabıkamı biliyorum. Beni herhangi bir suçlamayla akıl hastanesine geri gönderebilirsiniz. Bana ne yapacağınız umurumda değil.
Conozco mis antecedentes pueden enviarme al manicomio con facilidad.
Ben yarın, öbür gün ve ondan sonraki gün ne yapacağımı biliyorum.
Mary, ya sé lo que voy a hacer mañana y pasado, y al otro y al siguiente y al año que viene.
Ben yarın, öbür gün ve ondan sonraki gün ne yapacağımı biliyorum.
¿ Ir un par de veces al año en viaje de negocios a Nueva York? ¿ Tal vez incluso a Europa?
Dün, ondan önceki gün ne yapacağımı biliyordum... Ve her gün, tanıştığınız ilk günden biliyorum.
Ya lo sabía ayer, y anteayer, y antes de que os conocierais.
Yapacağınızı biliyorum, Flint.
- Sé que lo harán, Flint.
Senin ne yapacağını biliyorum.
¡ Sé lo que tú harías!
Fairhaven'da hoş bir ziyaret yapacağınızı biliyorum, Bayan Emma.
Seguro que tendrá una buena estancia en Fairhaven, Srta. Emma.
Fuller'ın kazanmasını sağlarsak, ki bunu yapacağımızı biliyorum bunu bana borçlu olacak.
Si hacemos ganar a Fuller como sé que haremos quedará en deuda conmigo.
Seni tanıyorsam, ne yapacağını da biliyorum demektir ;
Sé que eres tú Sé que lo harás
Ne yapacağını da biliyorum demektir.
Sé que lo harás
Ne yapacağını biliyorum.
Ya sé lo que vas a hacer.
Ne yapacağını biliyorum.
Yo lo sé.
Nerede ne yapacağını, ne yapmayacağını biliyorum.
Siempre adivino lo que vas a hacer.
Hartum'a seni yolluyorsam numara yapacağını, emirleri dinlemeyeceğini biliyorum, ve bir takım mistik zorunluluk adı altında sadece kendini ortaya çıkaracağını, ve bu hükümeti bulaştırmak için elinden gelenin en iyisini yapacağınıda biliyorum.
Si le envío, hará trampas, se excederá en sus órdenes y, en nombre de alguna necesidad mística, hará lo posible para implicar a este gobierno.
- Mr. Edelman'ın sen ona yardımcı olmadığın takdirde ne yapacağını bilmediğini söylediğini biliyorum.
- ¿ Me extrañarán? - Sé que el Sr. Edelman dijo que no sabría qué hacer sin tu ayuda.
Eteğindeki bütün taşları birer birer döktün. Ne yapacağını da ne yapmayacağını da çok iyi biliyorum.
Tu estrategia y todo lo que harás y lo que no harás.
Kız ona, cesaret vermiş, tahrik etmiş olmalı. Ben her zaman söylerim, Ona öğretmeliyiz, yoksa kimin yapacağını biliyorum..
Te estoy diciendo, Si no le enseñamos, voy a decirte quién lo hará :
Ne yapacağını ve ne yapamayacağını biliyorum, bunu yapma.
Sé qué hará y qué no hará. No haga esto.
Yapacağım şeyi onaylamazdınız biliyorum.
Censurarán lo que voy a hacer.
"Yiğit Altıncı Ordu'yu ve onun başkomutanını bilirim ve görevini yapacağını da biliyorum."
Sé que los valientes 6 º Ejército y su Comandante en Jefe y sé que va a cumplir con su deber.
Yapacağınızı biliyorum. Bu yüzden size güveniyorum.
Sé que lo harán, por eso te los confío.
Bunu yapacağını biliyorum Hal.
Sé que lo hará.
Yapacağınızı biliyorum. Ama ne kadar beklemeliyiz?
Sé que podrá pero ¿ Cuánto tendremos que esperar?
Ne yapacağınızı biliyorum.
Sé lo que vas a hacer.
biliyorum 15888
biliyorum tatlım 44
biliyorum ama 99
biliyorum canım 32
biliyorum hayatım 20
biliyorum baba 24
biliyorum biliyorum 28
biliyorum ki 71
biliyorum efendim 52
biliyorum anne 31
biliyorum tatlım 44
biliyorum ama 99
biliyorum canım 32
biliyorum hayatım 20
biliyorum baba 24
biliyorum biliyorum 28
biliyorum ki 71
biliyorum efendim 52
biliyorum anne 31