English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Ç ] / Çok doğru

Çok doğru translate Spanish

6,576 parallel translation
- Çok doğru dediniz, hanımefendi.
- Muy bien dicho, señora.
Bu çok doğru Beth.
Eso es, Beth. - Sí, buena idea.
Bunun için çok doğru bir seçim olurdun.
Serías tan perfecto.
- Çok doğru.
Así es.
- Çok doğru üstat.
Por supuesto, maestro.
Çok doğru.
Muy cierto.
Evet ya çok doğru diyorsun.
Sí, tienes toda la razón.
- inan bana, bir kahverengiyi bulursan asla somurtmazsın çok doğru.
Créeme, una vez que vas por lo marrón, jamás fruncirás el ceño.
Bay Logan, çok doğru bir noktaya parmak bastı.
El Sr. Logan tiene un punto de vista válido.
- Çok doğru, tamamen... - Ben de!
¡ Yo también!
- Çok doğru.
- Es muy cierto.
Beni öpmen çok doğru bir şey olur.
Entonces, lo correcto es besarme.
- Bu doğru, çok doğru.
- Es cierto. Muy cierto.
Bu çok doğru.
Muy cierto.
Tanrım, çok doğru dedin!
Dios mío y que lo digas.
- Çok doğru, Denise.
- Es cierto, Denise.
Bu çok doğru sözün gerçekleştiğini öğrenmenizden hiç haz etmem doğrusu.
Odiaría que descubriera lo ciertas que esas palabras pueden ser.
Çok doğru, bize şöyle diyebilirsiniz :
Eso es correcto. Puede llamarnos...
bu çok doğru.
Muy cierto.
Çok doğru!
¡ Es verdad!
Çok doğru.
Cierto.
Çok doğru, biliyor musun, Curtis?
Sí. ¿ Sabes qué, Curtis?
Çok doğru.
Ciertamente.
- Çok doğru.
Muy cierto.
Bu onun için çok fazladır, geriye doğru çekilir.
Es demasiado, se retira...
Çok doğru.
Exacto.
Gözleri ışığa hala çok hassas ve doğru atmosfer karışımını ayarlamakta sıkıntı yaşıyoruz. Bu yüzden nefes alıp vermelerinde zorluk yaşıyorlar. Özellikle de geceleyin.
Sus ojos están todavía muy sensible a la luz y tenemos dificultad en encontrar la atmósfera correcta por lo que han tenido algunas difucultades para respirar especialmente por la noche.
Merakini cesaretlendirip besleyen, ona en iyi bilim ekipmanlarini alan ve hatta Güney Yarimküre'deki yildizlari ilk kez dogru bir biçimde haritalandirmak için çiktigi seferi finanse eden bir babaya sahip oldugu için çok sansliydi.
Tuvo la suerte de tener un padre que alentó y nutrió su curiosidad, comprándole los mejores instrumentos científicos, e incluso financiando su expedición para hacer el primer mapa estelar exacto del Hemisferio Sur.
Onları çok seviyor olmalısın ama bence doğru düzgün düşünmüyorsun.
La debes apreciar mucho, pero no creo que hayas pensado bien esto.
Süper dev bir yıldızın çekirdeği o kadar çok ışık yayar ki dışa doğru olan basınç, yıldızın kütleçekimini bastırabilir.
El núcleo de una estrella supermasiva desprende tanta luz que la presión exterior puede superar la gravedad de la estrella.
Öyleyse, kendine bulduğun ilaç buysa Elliott, çok ciddiyim öfkeni dağıtmak için bugün hiç doğru bir gün değil.
Si es así, si esa es la droga que eliges, Elliott, te diré que hoy no es el día para salir a beber.
Birisini takip iderken ileriye doğru gitmek çok daha etkili.
Es mucho más efectivo seguir a alguien estando adelante.
Sizi bu duruma sokmak benim için doğru değildi ama çok özür dilerim bebeğim.
Mira, no fue justo de mi parte ponerte en esa posición... pero lo lamento mucho, cariño.
- Doğru çok doğru.
Es cierto.
Bizi çok tehlikeli bir rotaya doğru yöneltiyorsun.
Nos pone en una situación muy peligrosa.
Çok uzaklara, tepelere doğru eski bir arkadaşını görmeye gittik.
Le llevé a las colinas a ver a un viejo amigo suyo.
Doğru, her zaman gülümsemiyorum. Ama artık daha çok gülümsüyorum.
No estoy sonriendo todo el tiempo, pero estoy sonriendo más.
Söylemen gerekenler konusunda çok destek oluyoruz ve konuşmaya devam etmek için doğru platforma yönelmen mühim diye düşünüyoruz.
Estamos muy de acuerdo con lo que está diciendo... y pensamos que es importante que continúe diciéndolo en un medio adecuado.
Dünyadaki en nazik adam olduğunu söyledi. Çok da doğru.
Dijo que eras el hombre más amable del mundo lo que es cierto.
Çok güzel, sallayın. İki yana doğru.
Está bien, moviendo la cintura en círculos.
Bütün yapman gereken kavşağa doğru sürmekti, herşey çok açık. Sonra da duracaktın.
Solo debías seguir recto... por el cruce, estaba despejado.
Doğru, kok çok sağlıklı.
Tienes razón, la coca es más saludable.
Sadece insanların işlerini doğru düzgün yapmasını istiyorum. Çok mu fazla bunu istemek?
Solo quiero que la gente haga su trabajo adecuadamente. ¿ Es mucho pedir?
Vay canına! Merakını cesaretlendirip besleyen, ona en iyi bilim ekipmanlarını alan ve hatta Güney Yarımküre'deki yıldızları ilk kez doğru bir biçimde haritalandırmak için çıktığı seferi finanse eden bir babaya sahip olduğu için çok şanslıydı.
Tuvo la suerte de tener un padre que animó y alimentó su curiosidad, comprándole los mejores instrumentos científicos e incluso financiando su expedición para hacer el primer mapa estelar preciso del hemisferio sur.
Doğru. Çok heyecanlıyım.
Así es, estoy muy emocionada.
Yakın, doğru ama sınır çok sıkı korunuyor.
Basilea está mas cerca, pero la frontera es infranqueable, sus hombres están por todos lados.
Biraz abartmasına rağmen ticaret ulusu olarak uluslararası ticaretin can çekişmesi yüzünden en çok bizim zarar göreceğimizi söylemesi doğru.
Y, aunque exagera un poco, es sin lugar a dudas... correcto al decir que, como nación mercantil, sufriremos más que la mayoría debido a la agonía del comercio internacional.
Ali döndüğünden beri çok değiştin. Doğru.
Sabes, has cambiado mucho desde que ha vuelto.
Başımızdan çok şey geçti. sen ven ben haftaya doğuya doğru tekrar yola çıkıyoruz.
Todos hemos pasado por muchas cosas. Y tú y yo vamos al este la próxima semana.
Yani bunu tamamen doğru anlaman çok önemli. Tamam mı?
Es muy importante que entiendas esto. ¿ Está bien?
- Bu doğru değil, çok uzun zaman önceydi.
- En realidad, fue hace mucho tiempo...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]