English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Ç ] / Çığlık at

Çığlık at translate Spanish

1,064 parallel translation
Şimdi çığlık at.
Ahora grite!
Tekrarlıyorum, sizin gibiler çığlık atıyorlar bitmez ve dayanılmaz can çekişmede.
Sí, señor, pecadores como ustedes aúllan en una eterna y horrible agonía.
Özellikle bir adam var yazar, yıkıcı eserlerin sahibi kanın için çığlık atıyordu.
Y hay otro individuo por ahí un escritor claramente subversivo que está deseando tu muerte.
Kendi içimde çığlık atıyorum, bağırıyorum... ve tuzağa düşmüş bir hayvan gibi uluyorum.
Dentro de mí estoy gritando y aullando como un animal acorralado.
Fazlaca çığlık atıldığını duyarsan, kulak asma.
Si oye muchos gritos, no se preocupe.
Bir gece dehşetli mide krampı tuttu. Çığlık atıyor, kıvranıyordu.
Una noche gritaba porque tenía terribles retortijones de estómago.
Çığlık at.
Chilla.
Gerekirse çığlık at.
Recházalo sin más.
Çığlık at!
¡ Grita!
Nüfusun yarısı... sırf bunların ne kadar saçma olduklarını görmediklerinden... çığlık atıyorladı.
La mitad de la población se puso histérica únicamente porque no podían ver lo ridículo que se habría visto todo.
Sesini kesmezsen, çığlık atıp komşuları buraya toplarım.
Si no paras, gritaré y vendrá todo el mundo.
Uyandığımda uykunda bağırıyor ve çığlık atıyordun
Me desperté y allí estabas murmurando y gritando dormido.
Çığlık atın hanımlar!
- ¡ Gritad, mujeres!
Çığlık atın, duyurun sesinizi!
- ¡ Gritad, haceros oír!
Neden çığlık atıyorsun?
¿ Por qué estás gritando?
Ve Tucson'dan Los Angeles'e kadar çığlık atıyorum.
... y grito todo el camino desde Tucson hasta Los Ángeles.
Lanet bir tünelde çığlık atıyorsun, hikayeler uyduruyorsun, yalanlar.
Chillas en un maldito túnel, te inventas historias, mentiras.
Bazıları çığlık atıyordu.
Algunos estaban gritando.
Ona sahneye çıktığında, çığlık atıp koşmalısın dedin.
Le dije que al salir, tenía que correr y gritar fuerte.
Bana pas geçmeye başlayınca nasıl çığlık atıp "Yapma, Joe, senden utanç duyuyorum" demiştim.
Cuando te insinuaste te grité y dije : " Dios, para, Joe.
Midem boş sanki çığlık atıyor.
Tengo el estómago vacío. Y me apetece gritar.
Kızlar bağrışıp, çığlık atıyorlardı!
¡ La chicas chillaban y gritaban!
Gecenin bir yarısı korkarsan çığlık at, hemen yanında bitiveririm.
Y si algo te molesta a mitad de la noche. solamente grita Y estaré arriba en un instante, pateando traseros.
Acısından ara sıra çığlık atıyordu.
A veces, lloraba. No era por miedo a la muerte, sino por el dolor.
"Doktor, uçaklar beni tüm gece uyutmuyor saatler boyu kafamın üstünde çığlık atıp duruyorlar."
Doctora, los aviones me mantienen despierto por la noche, gritando sobre m ¡. Hora tras hora.
Kadınlardan birkaçı çığlık atıyordu. Bu onu da korkutuyordu.
Era una chica joven... que estaba dando a luz y... mi mujer sintió miedo.
Zira ne zaman trampetim elimden alınsa, çığlık atıyordum ve çığlık attığım zaman, değerli eşyalar tuzla buz oluyordu.
Cuando me quitaban el tambor, yo gritaba. Y cuando gritaba, se rompían las cosas más valiosas.
Ben de neden çığlık atıyorsun diye merak ediyordum.
Me preguntaba por qué gritabas tanto.
Tek bildiğim, siz çığlık atınca onu ateşler.
Posiblemente, disparó mientras Vd. gritaba.
Jean, sen de çığlık at.
Jean, tú gritas.
Delirmiş gibi çığlık at ve kendini suya at.
Actúe como loca y juegue en el agua.
Çığlık at!
¡ Gritan!
Ben çığlık attım ve sen de kapıya doğru atıldın.
Yo grité y tu corriste a la puerta.
... çığlık atıyordu.
Lo oí gritar.
Peki niye çığlık atıyor o zaman, hippi?
Entonces, ¿ por qué gritaba?
Çığlık atıyordum ama ben bile o çığlıkların gerçekçi olduğundan emin değildim.
Estaba gritando pero me preguntaba si realmente lo estaba fingiendo.
( Music ) Çığlık at ve söyle, yo!
Griten fuerte y digan : yooo!
( Music ) Çığlık at ve söyle, "Ben!" ( Music )
Griten fuerte y digan : "Yo soy!"
Kızın çığlık atıyor.
Tu hija está gritando.
Amy çığlık atıyor.
Amy está gritando.
Oteller tıklım tıklımdı. Herkes çığlık atıyor, bağırıyordu.
Los hoteles estaban llenos Las personas gritaban.
Aynı bir tren gibi gidiyoruz. Birden "Oh Tanrım!" diye çığlık atıyor.
Y de pronto empieza a gritar.
Niye çığlık atıyor?
¿ Por qué se pone así?
- Bütün gün çığlık atıyordu.
- El día anterior lo pasó gritando.
Çığlık atıp yüzüme kapattı.
Gritó y colgó.
Hiçbir şey duymadık çünkü, Bayan Peacock konyak yüzünden çığlık atıyordu.
No oímos nada porque la Sra. Peacock gritó.
Devam et, çığlık at.
Vamos, grita.
Bütün o çıldırmış çocuklar bağırıp çığlık atıyorlardı.
Todos esos chicos estaban gritando, aullando y haciendo ruido.
Hadi, çığlık at!
¡ Vamos, grita!
Komünist çığlık atıyor. 5. makaradaki papaz da 2. makarada.
El comunista está gritando y el cura del rollo cinco está en el dos.
Kalabalık daha da kendinden geçmeye başlamıştı. Her cümlesinin sonunda yoğun bir tezahurat başlıyor, kadınlar çığlıklar atıyordu.
La atmosfera se fue haciendo progresivamente mas histérica, lo interrumpían casi después de cada frase con grandes aplausos

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]