English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Ş ] / Şanslıydım

Şanslıydım translate Spanish

896 parallel translation
Biraz şanslıydım okadar.
Tuvimos suerte, eso es todo.
Şanslıydım, ama rakibim benden de şanslıydı.
Mucha suerte contra un adversario que ha tenido mucha más.
Çözmekte çok şanslıydım.
Muy afortunado al hallar la solución.
Hayatım boyunca şansım yaver gitti hakettiğimden fazla şanslıydım.
He tenido suerte toda mi vida, más de la que merecía.
Dün gece ben de oldukça şanslıydım.
Tuve bastante suerte anoche.
Ben de yapacaktım, ama şanslıydım.
Yo estuve a punto, pero resistí.
Her zaman şanslıydım.
Siempre lo he sido.
Şanslıydım.
He tenido suerte.
Şanslıydım, değil mi?
Qué suerte tuve, ¿ verdad?
Liseyi bitirdiğim için şanslıydım.
- Con suerte, terminé el bachillerato.
Şanslıydım, iz kalmadı.
Gracias. Tuve suerte.
- Şikayet edemeyiz. - Ben de şanslıydım.
No podemos quejarnos.
İlk seferinde otobüsü kaçırdığım için şanslıydım.
Afortunadamente, perdí el autobús.
Ben şanslıydım. Almanlar benim öldüğümü sanıp beni orada bıraktılar.
Creyeron que había muerto y me dejaron allí.
Ama benim hiç halim yok. Oradan kaçtığım için şanslıydım.
No entremos en detalles, pero tuve suerte de escapar a la horca.
Ancak geçen gece şanslıydım.
Pero la otra noche tuve suerte.
Ben şanslıydım. Savaştan hemen sonra geldim ordudan ayrılır ayrılmaz. Sonra evlendik.
Yo tuve suerte, finalizada la guerra... y apenas me licenciaron, volví a Italia... y enseguida me casé.
Kendimi çıkarabildiğim için şanslıydım.
Tuve suerte de poder salir yo.
- Bu sefer şanslıydım.
- Esta vez, he tenido suerte.
Son zamanlarda şanslıydım.
He tenido suerte últimamente.
Şanslıydım.
Tuve suerte.
Sanırım şanslıydım.
Supongo que por suerte.
- Aşağıya indiğime şanslıydım. - Belki benim de şansım yaver gider.
-... y tuve suerte de bajar con vida.
Şanslıydım ki... o bir kılıç değildi.
Tuve suerte de que no fuera una espada.
Şanslıydım.
Soy un tipo con suerte.
- Ben de çok şanslıydım.
Yo también tengo suerte
Kesinlikle şanslıydım.
- Qué suerte he tenido.
Çoğu çocuktan daha şanslıydım.
Estoy agradecido. Tenía algo más que otros niños :
Şanslıydım.
Fue solo suerte.
O aptal, ben şanslıydım.
Él fue estúpido y yo afortunado.
Ben şanslıydım, iyi bağlantılarım var.
He tenido suerte. Me he introducido.
Dinle, alabildiğim için şanslıydım.
Escucha, tuve suerte al comprarlo...
Şanslıydım ki uçak jetti.
Suerte que fue un jet.
Zarda şanslıydım, doğru.
Tuve suerte, sí, en ese juego tonto.
Ben şanslıydım.
Yo tuve suerte.
Kodesten çıkınca onu bulduğum için şanslıydım.
Tuve suerte de encontrarla cuando salí.
Fakat şanslıydım.
Pero tuve suerte.
Yeah, Şanslıydım.Burda dışarıda bir içki alırmıydınız?
- He tenido suerte. - ¿ Le sirvo una copa aquí?
Canlı olarak aşağı indiğim için şanslıydım.
Tuve suerte de aterrizar vivo.
Çok şanslıydım.
Tuve mucha suerte.
Çok şanslıydım dedim.
Dije que tuve mucha suerte.
Ben şanslıydım, Marcel'i aldılar.
Yo tuve suerte, pero cogieron a Marcel.
Oldukça şanslıydım.
He tenido suerte.
Sanırım biz bu çocuklardan daha şanslıydık.
Eso sería porque la dejaban. - No. Tuvimos una infancia más feliz que estos niños.
- Umarım bu geceden daha şanslıydınız.
- Espero que tuviera más suerte que hoy.
- Sanırım bunu resmî işleme koymayarak şanslıydık. - Öyle.
- Suerte que no era oficial.
- Sanırım çok şanslıydık.
- Supongo que tuvimos suerte.
Şanslıydım.
Estoy de suerte.
- Şanslı mıydım?
Ha tenido suerte.
Doktor bir arkadaşım var. O yüzden şanslıydık.
Verá, el médico es amigo mío, así que hemos tenido suerte.
Diğerlerinin aksine kahramanımız çocuğun gerçek babasını zamanında öğrenecek kadar şanslıydı.
Nuestro héroe, a diferencia de muchos otros hombres fue tan afortunado que descubrió quién era el padre del niño.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]