English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Ş ] / Şanslıysak

Şanslıysak translate Spanish

458 parallel translation
Eğer yeterince şanslıysak, hemen gösterişli bir çekim yapabiliriz.
Con suerte, haremos una toma buena pronto.
Eğer şanslıysak ; iki asidin evliliği yanık kağıttaki yazıyı ortaya çıkartır.
La mezcla de los dos ácidos reproducirá la escritura perdida de la tarjeta.
Şanslıysak bir götüren olur.
Quizá alguien pueda llevarnos.
Şanslıysak, 3 saat kadar.
Unas 3 horas si tenemos suerte.
Tabii eğer Dünya'ya dönebilecek kadar şanslıysak.
Si tenemos la suerte de volver a la Tierra.
Eğer şanslıysak, çabuk döneriz.
Si tenemos suerte, volveremos pronto.
Şanslıysak bir şansımız daha olabilir.
Si tenemos suerte, tendremos otra oportunidad.
Eğer şanslıysak ve bu fare kapanına geri dönersek, vur kaç taktiği olacak.
Si tuviéramos la suerte de volver aquí, podríamos salvarnos.
Şanslıysak yakında evde oluruz.
Con suerte, pronto estaremos camino a casa.
Şanslıysak daha uzun.
Con suerte, algo más.
Evet, eğer şanslıysak.
Bueno, quizás con un poco de suerte... Gracias.
Tam da şu.... Evet, eğer şanslıysak izlerini takip edebiliriz.
Sí, con suerte podemos seguir sus huellas.
Savaş mahkûmu olmak üzereyiz. Tabii şanslıysak.
Vamos a ser prisioneros de guerra, eso con suerte.
Ve eğer yeterince şanslıysak, ateş etrafında dans ederek ve cesaret toplayarak bir gün daha geçirecekler,... ve emin olabilirsin ki,
Si tenemos suerte, un día más de baile para avivar su valentía, pero...
Bazen olurlar, eğer şanslıysak.
A veces sí, con suerte.
Belki, bir aylık doğru zaman dilimine, şanslıysak haftaya.
Quizá con no más de un mes error, una semana con suerte.
Belki, bir aylık doğru zaman dilimine, şanslıysak haftaya.
Quizás con no más de un mes de error, una semana con suerte.
Eğer şanslıysak, ana bağlantı kanalı patlamış olabilir.
Con suerte, habrá expuesto el conducto principal del conector.
Keşif çok başarıIı olur ve biz çok ama çok şanslıysak
Puertas del Cielo y si tenemos mucha, mucha suerte.
Ve eğer şanslıysak Bay Sofistike ve güzelleri şimdi merdivenlerden inecekler.
Y... con suerte... Mr. Sophistication y sus De-Lovelies enseguida bajarán las escaleras.
Eğer şanslıysak biriktirebiliriz 10 yılda.
Si tenemos suerte podríamos ahorrarlo en 10 años.
- Şanslıysak hiçbir şey. Haydi.
- Nada, con un poco de suerte.
Bir gün bir hafta, şanslıysak bir ay kalıyorlar.
Se quedan un día una semana o un mes, si tenemos suerte.
Eğer şanslıysak, bizi uzaya atmak için gelen bir Vogon'dur.
Si tenemos suerte, es un Vogon que ha venido a lanzarnos al espacio.
Ve eğer şanslıysak, incinebilir olacağı bir an olacaktır.
Y si tenemos suerte, habrá sólo un momento en que él será vulnerable.
Şanslıysak şu büyük taşımacılık hatlarından birine sürükleniriz bir, iki gün içinde Liberyalı bir nakliye gemisi bizi alır.
Con suerte, pillaremos una de las grandes rutas marítimas... y en un par de dias nos recogera un carguero de Liberia.
Eğer şanslıysak Jun'lar bu sınavdan çakar..
Ojalá que los Juns no superen la prueba.
Şanslıysak.
Tenemos suerte.
Şanslıysak, parmak izi buluruz.
Con suerte, habrá huellas.
Şanslıysak, ilk çıkan biz olacağız.
{ \ cHFFFFFF } Creo que será suficientemente grande { \ cHFFFFFF } para meternos y alcanzar una salida.
Eğer şanslıysak.
Si tenemos suerte.
Ve biraz şanslıysak, seslerini de duyabiliriz.
Si tenemos suerte, captaremos sus voces.
Şanslıysak, hava yine güzel geçer.
Si hay suerte, ahora también.
Eğer şanslıysak, yaban çileklerimiz olur Pelle.
Con suerte cogeremos fresas salvajes.
Kim bilir, belki de Hubble uzay teleskopu seneye uygulamaya geçip, bu soruları cevaplayacak, tabi şanslıysak.
Y el telescopio espacial Hubble el cual, quién sabe, tal vez sea lanzado el próximo año si tenemos suerte, pueda responder a esta pregunta.
- Şanslıysak..
Con suerte.
Şanslıysak haritadan sadece New Mexico'yu sildik demektir, gezegen kaldı.
Si hay suerte, destrozaremos sólo Nuevo Méjico y no todo el planeta.
Eğer şanslıysak şimdiye dek çoktan tutuklanmışlardır.
Si tenemos suerte, ya los tienen arrestados.
Eğer şanslıysak, onlar hakkında bilmemiz gereken her şeye erişimi vardır. Özellikle de zayıf noktaları hakkında.
Si hay suerte, habrá tenido acceso a todo lo que necesitamos saber, especialmente sus puntos débiles.
günde bir değerli saatimiz var professor, eğer şanslıysak.
Sólo tenemos una hora diaria de tu valioso tiempo, professor.
Eğer şanslıysak Belki yeterince uzak iki çok güçlü bir erkek koymak kanıt şantaj.
Si tenemos suerte Tal vez lo suficiente evidencia de chantaje para poner dos hombres muy poderosos de distancia.
Şanslıysak.
Con suerte.
- Şanslıysak.
- Si tenemos suerte.
Şanslıysak bu akşam veya yarın sabah buluruz.
Si tenemos suerte, lo encontraremos esta noche o mañana.
Şanslıysak, bir kaç gün içinde kendine gelir.
Si hay suerte, recuperará el conocimiento dentro de unos días.
Ve eğer şanslıysak, bu yakında bir gün olacaktır.
Pues un día este hombre se unirá al panteón de los inmortales. Y si tenemos suerte, ese día será muy pronto.
Eğer şanslıysak.
Eso si tenemos suerte.
Hey, adamım, eğer ben ve Ernest yeterince şanslıysak, yerimize çalışacak köleler bulabiliriz.
Puede que Ernest y yo podamos encontrar un esclavo si estamos de suerte.
Şanslıysak babam bizi kırık bir şişeyle baş ve boyun çevresinden döverdi. Tabii biz çok zor yaşadık.
y papá podría golpearnos en la cabeza y el cuello con una botella rota, si teníamos suerte!
Eğer şanslıysak, ama değilsek...
Si tenemos suerte.
Şanslıysak evet.
Eso espero.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]